belediyenin 1 nolu öhm'siyle çarşıdan tren garına gidip, trende boş yer bulamadığım için otogara gitmek istememe rağmen taksi bulamayıp tren garından otogara yürüyerek gitmek zorunda kaldığım ve aynı zamanda babamın liseyi okumuş olduğu şehir.
sonunda çevre yoluna otogar yapti ve Eskişehir yolculari derin bir ohh cekti.gunun birinde Pamukova bilecik'e; Bozüyük ise Eskişehir'e bağlanacak;öyle bir his var içimde
daha önce eskişehir'e giderken kısa süreli görme şansım olmuştu. insanların küçük diye dalga geçtiği bu şehir bence çok şirin bir şehir. yalnız yaşamaktan çok gidip gezmek için uygun. istanbul'a yakın olması ve hızlı tren güzergahı üzerinde olması da bilecik'in ulaşımını kolaylaştırıyor. corona bittikten sonra gidip daha çok keşfetmek istiyorum.
daha önce eskişehir'e giderken kısa süreli de olsa içine girip gördüğüm, insanların küçük şehir diye dalga geçmesine rağmen bana oldukça sevimli gelen şehir.
o da trajikomik bir olay. “sevgili vatandaşlarımız, bilecik büyük şehir değildir. aslında bilecik şehir bile değildir. sonra vay ben duymadım, vay ben görmedim demeyin.”
Övünecek bir şeyleri olmayıp yaşadığı şehirle övünen bir güruh var burda. Bunların hayatındaki en nadide özellikleri büyükşehirde yaşamaları veya bilecikte yaşamamalarıdır. Sorsanız hepsi istanbul, ankarayı yalamış yutmuş oldukları için güya küçük şehir köydür efendim, cahildir düşüncesiyle aşağılama kompleksi içindedir.
Bu güruha anlatacağım fazla bir şey yok. Ancak şunu belirtmek isterim ki dünyadaki bir çok gelişmiş ülkelerindeki bilim ve teknoloji adına üretilen metaların altyapısına bakıldığında nüfusu az olan şehir görürsünüz. Buralarda insanlar dingin, huzurlu ve çalışma azimli oldukları için başarıdaki en büyük paya sahiptirler.
Son sozüm, bu hayatta yaşadığınız yer ile övüneceğinize kendinize başka övünç kaynakları bulun. Aslan, kralı olduğu ormanla övünmez. Orman, aslanla övünür.