içinizden en az yarısını, arzuladığımın yarısı kadar bile tanımıyorum; ve yarınızdan azını hak ettiğinizin ancak yarısı kadar sevebiliyorum. ''Yüzüklerin Efendisi; Bilbo Baggins'
yüzüğü terkediş sahnesi beni hep çok etkilemiştir.
hayatının adandığı bir değeri arkana bile bakmadan terketmek, muazzam bir bağı gözünü kırpmadan koparıp atmak, yükü bırakmak ama yola devam edecek olmak.
yapmak isteyip de yapmadığım* şeyleri düşünürken her defasında gözlerimin önüne gelen bir sahne; yapılamayacaklarımızı bile kendimizin belirlediği gerçeği.
frodo baggins'in amcası,gollum'un sakladığı yüzüğü mağarada şans eseri bulan hobbit.shire'da çıkınçıkmazı'nda yaşardı,sonra ayrıkvadi'de görmeye başladık onu.zaman zaman yüzüğün etkisine kapılırdı efelik yapardı 2 saniyeliğine sonra yine pamuk gibi olurdu.
lord of the rings serisinde yaşlı ve ara sıra kaçık biriyken the hobbit filmiyle neler yaşadıklarını görüyoruz. frodo gibi salak olmadığı için daha sevilesi bir karakterdir. bunun dedeleri de maceracıydı. mesela golf sporu goblin reisi Golfimbul 'un kafasının tahta sopayla uçurulmasından sonra ortaya çıkmıştır.
ikinci filmde bilboyu smaug ile beraber izleyeceğiz. (bkz: The Hobbit: The Desolation of Smaug) .