bir tv kanalının alt yazısında okuduğum, ilginç ve olumlu bulduğum haber. bize işeğitimi gösterirlerdi halı dokumacılığı yaptırıyorlardı. yada kıllı testere ile peçetelik yapıyorduk. beceremez babama yaptırırdım. saçma sapan şeylerdi. burada mevzu sadece bilardo deği, bakış açısı. yani bugün bilardo öğretilir fakat yarın satranç ve benzer oyunlar çocukların zekasının gelişmesine olumlu etki yapacak şeyler öğretilir. üstelik çocuklar bu dersi iple çekecektir. okul daha eğlenceli hale getirecektir.
yaratıcı zekayı geliştirmek adına olumlu bir harekettir. zira bilardoyu sadece "pike çekmek" olarak bilen bir neslin de bakış açısını değiştirebilir. snooker öğretilirse türkiye' nin de bu alanda bilardocular yetiştirmesi güzel olabilir. biz de isteriz bir ronnie o' sullivan' ımız, bir ali carter' ımız olsun.
şöyle diyalogların gelişmesine olanak tanıyacak durumdur;
- aq, bilardo hocası taktı bana ya, 3 toptan bırakmış gene...
+ e abi, gittin topu ısırdın, var mı böyle hayvanlık? bırakmayıp ta ne yapacaktı hoca?
- olm ne ısırması ya, masada daha iyi kaysın diye şöyle bi ucundan yaladım sadece...
+ öff...
bilardo kesinlikle hayvani zeka isteyen bir oyundur ve okullarda gösterilmesi, imkansızlık yüzünden bu alanda başarılı olan fakat devam edemeyen kişiler için ilaç gibi gelebilir.
bu kişilerden biri de çok yakın arkadaşım olur. eski milli oyuncu ve her izlediğimiz turnuvada top nereye çarpacak, adam ne stilde atacak, kaç bant yapacak hepsini vurucudan önce eliyle çizen ve söyleyen kardeşim için, (bkz: open)
belki senin bulamadığın imkanı başkaları bulur da yeni dünya şampiyonları çıkartırız.
- evet çocuklar, bilardo hocanız bu ay izinli. onun yerine derslere ben giricem.
+ aaaa... geçmiş olsun,nesi varmış hocam?*
- dün hesabına bilardo oynamış kahvede gençlerle, vermişler eline... sonrada hesaba itiraz edince, kahveci ıstakayı hocamızın, maalesef, çok afedersiniz...
+ uuuu... geçmiş olsun hocammm.*
- doktorlar hayati tehlikeyi atlattı diyolar ama bir süre bilardo oynamasını yasaklamışlar.
yıllar yıllar önceydi. o zamanlar emo denen yaratıklar ve takıldıkları absurit kafeler yoktu. okuldan kaçınca ya bilardo ya, yada batak oynamaya gidilirdi. hep derdik şu bilardo, beden derslerinde gösterilsede okuldan kaçmak yerine kahveden kaçsak diye. biz göremedik bari gelecek nesiller görsün.