Türk milletinin bir kez daha profesyonel bir millet olamayacağının ispatıdır.
Yeteneklidir olabilir, engellidir ama başarılıdır o da olabilir ancak ve ancak Türkiyenin yeteneği asla değildir.
Onca çaba harcayıp çalışan birçok yeteneğe yazık olmuştur. Devrim Arabaları filminden bir cümleyi hatırlattı bana: Türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz.
Türkiyede duygu sömürüsüyle açılamayacak kapı yoktur.
diğer performansları göremediği için kendi performansını sadece şarkı söyleyenlerle kıyaslayıp kendikininki hepsinden daha iyi olduğunu sanan biridir. değil birinci finallere gelmeyi bile hakketmemektedir.
birinciliğin formülünü çoktan çözmüş şahıs.duygulara tercuman olan okadar yarışmacı arasından, duyguları sömürerek farkını ortaya çıkartmıştır. acıma yetime döner koyar götüne demiş atalarımız. ben gönüllerin birincisiyim, türk halkı bilir seçeceğini gibi duygu tecavüzü kelimeler kullanarak bir çok kişinin duygusuna tecavüz etmiştir. az öncede taneme asılmıştır. acımayın yetime bak sonra karışmam.
kesinlikle birinci olmaması gereken yarışmacı. yahu adamlar haftlarca çalışıyor o dansları yapabilmek için sen ise yetenek sayılamazsın güzel kardeşim.
kendisinden hiç haz etmemekle birlikte yaptıklarını yiyip sazan gibi atlayanları hayretle karşıladığımdır. yani bunun neresi yetenek arkadaş kontorü olanlar arasın lan kaç enstruman sesiyle ne resitaller verdiğimi görsün.
Duygu sömürüsü yaparak oy toplayan itici kişidir.Rap yaptığını sanmaktadır fakat 10 yaşındaki kardeşim freestyle(doğaçlama) yapsa daha güzel söz yazar.
çok eski zamanlarda (peygamberler devrinde yanılmıyorsam), hadis* bu ya!
bir yaz günü, sıcacık bir hava , çocuklar cıvıl cıvıl, neşeyle koşturup oynuyorlar.
10-12 yaşlarında bir çocuk gözleri görmediği için bir duvar dibinde oturmuş sadece neşeyle oynayan çocukların seslerini dinlemekte boynu bükük.. yanıbaşında orta yaşlı bir adamcağız çocuğun haline üzülür ve allaha yakarır;
- ey herşeye kadir olan allahım! neden bu çocuğun gözlerini kör ettin, neden o da diğer çocuklar gibi koşup oynayamıyor ya rab! der.
adamcağızın bu içten yakarışına yüce allah kayıtsız kalmaz ve çocuğun gözlerini açar. gözleri açılan çocuk bu ani değişimle ne yapacağını bilmez ve ani bir refleksle yerden kocaman bir taş parçası alır ve yanıbaşında kendisi için üzülen o adamcağızın kafasına tüm gücüyle vurur ve adamın başını kanlar içinde bırakır. adam ellerini allaha açar ve der ki;
-ya rabbim senin adaletine sual olmaz, sen kime neyi verip kimden ne alacağını elbet iyi bilirsin.
bu hadis(!) bilal göregen'e gitsin.
televizyonda ilk gördüğüm an da bile sevmemiştim ne kendisini ne şarkı(!)sını.
eğer gözleri görseymiş "tayyip babam, dna testi istiyorum" da dermiş bu yalaka.
edit: karakter sahibi ve adam gibi adam olan, görme engelli kardeşlerimizin arkadaşlarımızın, bilal göregen karaktersizliğindeki insan kategorisinde olmadığını yazmak gereğini duymamakla beraber bu edit anlama özürlüler içindir.