burger king'in steakhouse'u varken asla yemeyi düşünmediğim menü. ağzının tadını bilmeyenler için güzeldir. renkler ve zevkler tartışılmaz ya orası da ayrı mesele.
şeklini şemalini bozmadan, içinden bir şeyleri dökmeden yiyebilene ödül veriyorlarmış. yani verseler yeri. ben bitirene kadar et başka yerde kalıyor ekmek başka yerde!
çok açtım ve big mac yiyordum, hemen karşımda çok büyük bir bok yemiş olan ve dolayısıyla ağzına sıçmam gereken bir arkadaşım var.ama big mac bir türlü bitmediği için ağzına sıçamamıştım, big mac bitince sinirim hafiflemişti.ensesine hafifçe şaplatıp "niye öyle yaptın la yaarram" diyebilmiştim sadece. açlıktan kurtulmanın hissiyatıyla da pek sert yapamamıştım. zaten sonra düşündüm de arkadaşım o kadar haksız değilmiş lan, götün teki ama olsun lan...
lezzetli bir hamburger ve ayrıca döviz kuru ölçütüdür.
hamburger olarak tanımını yapmak, kelimelerle pek mümkün değil. gerçek bir tanım gerekirse, bir tane sipariş edilip, ufak ısırıklar halinde tüketilmelidir. bu şekilde onlarca orijinal tanım hissedilir.
döviz kuru ölçütü olması ise tadıyla, keyfiyle alakalı değildir. big mac, dünyanın her yerinde aynı boyuta, içeriğe hatta gramaja sahiptir. bu sebeple, farklı ülkelerde yaşayan insanların alım gücü paritesini hesaplamak için mükemmel bir ölçüttür. the economist dergisi tarafından bu amaçla kullanılmıştır.
erkek erkeğe yerken: -abii hamdi den yeseydik 2 yarım döner hem daha ucuz hem daha doyurucuydu ,
kız arkadaşınla yerken: -ne iyi ettikde geldik , ben şahsen çok seviyorum bu big mac i dedirten amerikan rüyası..