--spoiler--
filmde bir sahnede cocuklar cadının yanına giderler ve cadının gozunde olumlerini gorurler. bir tek (adını unuttum) bas karakter eger nasıl olecegini bilirse, hayatta bos yere ölüm korkusu yaşamayacagını soyler ve ölümünü cesaretle izler.
--spoiler--
yukarıdaki sahneyi 9. sınıftayken okul servisindeki bir arkadasın bana sordugu soruya cevap olarak vermiştim ve cocuk kala kalmıstı*.
tim burton'a bir kez daha tapılmasını sağlayan filmdir. filmin sonlarına doğru iyice duygusallaşıyor bünye. filmde genel olarak ciddi anlama sahip olan bölümler var. büyük bir çaba sonunda aydınlanma gibi (muhteşem kasabaya ulaşma), ve olması gerekenden erken gerçekleşen şeyleri kabul etmeyip zamanını beklemek gibi. dancer in the dark'tan beri beni ağlatan yegane yapıt. kesinlikle izlenilmeli, kişinin bedeninin etrafındaki kabukları kırıp içindeki ruha ulaşmasını sağlıyor.
yılda 7 film çekebilme ve her türlü rolü oynayabilme (sevişebilen gay dahil)becerisine sahip ewan mcgregor ve yaratıcı, johny depp i nerdeyse her filminde oynatan tim burton ın dudakları güzel eşi (ekşi surat seven bakabilir)helena bonham carter ın oynadığı (hoş cadı gibiydi bu filmde yaa! cadıydı zaten :D ) babasının yaptıklarını kabul edemeyen gençlerin veya bu yüzden azap çeken büyüklerin izlemesi gereken kiminin izlediğim en iyi film dediği süper bi film.
etkilenmediğim film. zaten cadıyı görüp nasıl öldüğünü anladığında heycan bir ayrı kaçmıştı. filmin ilk 15 dakkası içinde gösterilen babanın genç halinin siyah dev balığı yakalaması zaten filmin senaryosu içinde hangi zamana denk gelmekte kimse bilmemektedir. yok efendim kız gece su içmeye kalkıyor da yaşlı adamın yanına oturuyor da gecenin 3 ünde saçma hikaye dinliyor. duygu veremedi.
Tim Burton hayranı iseniz izleyin, masalla gerçeğin buluşmasını merak ediyorsanız izleyin, felsefi sözler duymak istiyorsanız izleyin, babanızla aranız iyi değilse izleyin, ölümün ne kadar eğlenceli anlatılabileceğini merak ediyorsanız izleyin, sıradan bir hayatın bile nasıl destansı olabileceğini görmek için izleyin.
masal içinde gerçek, gerçek içinde masal temalı bence baba-oğul ilişkileri çerçevesinde de değerlendirilmesi gereken oldukça güzel bir film. hani derler ya 20 yaşına kadar erkeğin gözünde babası kraldır, her şeyin en iyisini bilen adamdır. 20 ile 40 arasında ise babası hiç bir işe yaramaz bir adam olu verir. oğul 40 ında fark ederki babası aslında hep kraldır ama artık zaman geçmiştir. büyülü bir anlatımla adeta resmedilmiş bu hikaye. izlenesi...
kesinlikle müthiş bir film. babasını hiç bir zaman anlayamayan bir oğul, hayat dolu bir adam. masalsı , fantastik, romantik kaçırılmaması gereken bir film. film akıcı, eğlenceli gidiyor, en sonunda oğlunun babasının hikayesini tamamlamasıyla son buluyor. filmde geçen eğlenceli, akıllıca repliklerde unutulmayacak cinsten.
--spoiler--
-belki Hickville'de önemliydin ama gerçek dünyada bir hiçsin.
-Bir planın, bir işin yok.
-Sırtındakilerden başka şeyin yok.
-Bir çanta dolusu elbisem var.
-Küçük havuzda büyük balıktın ama burası deniz...
- ve boğuluyorsun.Havuzuna dön.
--spoiler--
ilk entrym olmasından büyük keyif duyduğum, insanı darmadağın eden, salya sümük ağlatan, bünyedeki etkisi uzun süre geçmeyen, şiddetle önerilen bir tim burton masalı.
--spoiler--
tim burton'un masal anlatma sevgisi ve hayal gücünü sonuna kadar hissettirdiği film. "insanın hayal gücünü resmeden bir masalda neler bulunur?" sorusuna verilebilecek neredeyse tüm cevaplar filmde mevcut: küçük bir kız çocuğu,dev adamlar,canlı(abartılı şekilde) ağaçlar,hayvana dönüşen bir adam...üstüne bir de aşk hikayesi. netice itibariyle izlenesi film.
--spoiler--
hayatım boyunca, sonunda hüngür hüngür ağladığım tek filmdir.** uyanış gibi, farkındalık gibi bir şeydi...
dahil olduğunuz yozlaşmadan ötürü, özellikle büyük bir şehirde, her zamankinden fazla yalnızken; insani duyguları, sıcaklığı özler olmuşsanız, güzel zamanlar artık bir hayli uzak, aslında imkansızsa ve siz farkındaysanız, bu filmi izleme zamanınız gelmiş demektir.
bu güne dek defalarca izlediğim ve doyamadığım, daha ilk kareden itibaren sıcaklığıyla insanı sarmalayan masal. hayatımın o masalda geçmesini isterdim. eğer hissettiğimi betimleyecek tabir sorulursa kıskançlıktır. kıskandım o masalı evet.
gerçekten keyif alarak izlenilen bir tim burton filmidir.
insanın kendi hayatından bir şeyler bulabileceği bir senaryoya sahiptir.
defalarca izlenilse bile aynı tadı veren filmler listesine alınabilir.
tim burtan'dan big fish izlenir. oluşan büyük bir tebessüme gölge düşürmeyecek kadar haddini bilen bir şekilde iç çekilir. ve akla gelen kronik karanlık sendromu, kaçınılmaz sonu akla getirir. uyku
izlediğim en güzel filmlerden biri. yalnız sonunda kendimi tutamayarak ağladım. sanki o masallara inanmayan bendim. hayatını çok güzel yaşayan ve ölümü de çok güzel olan bir adamın hikayesidir.