1987 yapımı mohsen makhmalbaf filmi. karısının hastalığı nedeniyle ihtiyacı olan parayı bir hafta hiç uyumadan ve yere ayak basmadan bisiklet sürerek kazanması gereken bir adam ve oğlunun hikayesi. sinemada her daim adeta fakirliğin simgesi olagelmiş bisiklet yine görevini yerine getiriyor. they shoot horses don t they in izinden giden film fakirin sırtından daha da çok zenginleşen vampirlerin kanlı dişlerini gerektiği gibi resmetmiş.
Ön planda karısı çok hasta bir adam ve çocuğu arka planda fakirlik ve Afganlara karşı duyulan kin içeriyor film.Bundan 250 yıl önce Afganistan iranındı.Afganlar ya kaçtılar ya da iranda mülteci olarak yaşadılar.Ana karakterimiz Nesim de Afgan mültecilerden.Karısını kurtarmak için para ihtiyacı var,çok paraya.Bu çaresizliğinden yararlanmak isteyen adam başta 3 gün sonra 5 en son 7 gün bisiklet sürmesini istiyor.Gıkını çıkarmıyor.Bana mısın demiyor.Hem kendi kaderini hem de Afgan işçilerin kaderini değiştiriyor.Hastalara,fakirlere,Afganlara umut oluyor.Türlü Türlü zorluklar çıkarıyorlar karşısına, başarmaması için.Hayatınızın en güzel dakikalarını bu filmle yaşayabilirsiniz.izleyin demek istediklerimi anlayacaksınız...
Muhsin mahmelbaf'a selam olsun.Bu güzel filmi sinemaya kazandırdığı için sonsuz şükranlarımı sunmak isterim.Bahman ghobadi asistanlığını yapmış,Muhsin mahmelbaf'ın yanında kaldığım sürece öğrendiklerim tüm hayatım boyunca öğrendiklerimden daha fazla diyor.
iran sineması deryadır.içine bir girince ölmüşten beter olursunuz.Ama bu öyle bir ölüm ki ölümlerin en güzeli.Müzikleri de buram buram acı içeriyor.Müslüm gürses dinleyicisi olarak rahatça söyleyebilirim ki arebesk etkisi yaratıyor,arabeske denk.