gerçekten başa gelebilecek bir hadisedir. gebze'de feribot kuyruğunda felaket trafik vardır. feribot iskelesine, yarım saatlik mesafe olmasına rağmen arabalar arka arkaya dizilmiştir. feribota binsem de bir sigara içsem diye sabırsızlıkla beklenilmektedir. ama, otobüs ağır aksak giderken uyuya kalırsınız. öyle bir sızarsınız ki, otobüsün feribota bindiğini de indiğini de farketmezsiniz. sonuç olarak, sigara içemezsiniz, bursa'ya kadar beklemeniz gerekir, bu bir. ikincisi de, sizin daha önceden "feribota binince ararım" dediğiniz insanlar vardır. siz aramayınca merak ederler. panik yaparlar. hatta otobüsü arayıp, "filanca yolcu orada mı, başına bir şey mi geldi?" diye sorarlar. siz de bütün otobüse reklam olursunuz.
(bkz: based on a true story)
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
buna benzer daha onlarca olay vardır. hatta uyuyup uyanmadan da yaşanılabilir böyle olaylar.
misal, siz ineceğiniz yeri bilmiyorsunuz, sadece ismini biliyorsunuz. muavine de söylüyorsunuz durum böyle böyle diye. birkaç saat sonra muavin geliyor, daha güneş doğmamış, saat 4 suları.
- hanfendi 15 dakika önce sizin ineceğiniz yeri geçtik.
+ şaka mı bu?
- hayır.
+ ee neden hala durmuyoruz?
- duralım mı?
+ dur tabi!
- peki.
ve ardından muavin uyuz uyuz hareketlerle şoförün yanına süzülür. bunu gören siz sinirden çatlarsınız.