efenim öğrencilere bi siktir git demek her ne kadar öğretmenin yüzünden olsa da bazen gerçekten insanı zıvanadan çıkartan laflardır. hee önce öğrenciye bi siktir git allasen demek neden öğretmenin suçu söyleyim. efenim öğrenciyi kötü davranışlardan öğretmen vazgeçiremiyorsa bu öğretmenin suçudur. öğretmen öğrenciye yaklaşmayı bilmiyo demektir. ailenin de rolü var tabi.
mesela benim köyde öğrencilerim benden önce dayakla eğitilmişler. önceki öğretmen çok dövüyormuş. hatta bi çocuğun kafasında sopa kırmışlığı varmış. çocuklarda arsızlaşmışlar dayaktan sade dayaktan anlıyorlar. ben de öğrencileri dövmediğimden şımarıyorlar da şımarıyorlar.
ben sınıfta bi yıldız sistemi oluşturdum. mesela önemli soruları bilen öğrenciye bir tane küçük yıldız veriyorum. dönem sonunda en çok yıldızı biriktiren büyük ödülü alıyor. panoya da asıyorum en çok yıldız alanları falan. bir nebze dayağa alternatif oluyor bu. geçenler de bi öğrencim o kadar şımardı ki ilk önce görmemezlikten geldim. çünkü böyle bi yöntem var güya. istenmeyen davranışı önce görmezden geliyorsun, o davranış önce artıyor sonra azalıp yok oluyor. ama ben artış kısmında daha fazla dayanamayıp öğrenciye yeter artık dedim. çünkü şebekliğiyle tüm sınıfın düzenini bozuyordu. sonra gene anlamadı. ben de "yıldızlarını alırım" dedim. "alırsan al" dedi. "veline söylicem bu davranışlarını" dedim. "söylersen söyle" dedi. "sınıfta kalıcaksın söyleyim" dedim. "kalırsam kalayım" dedi. yıldızlarını aldım. gözünün önünde de bi tane eksi verdim çocuğa ama hiiiiç.
böyle bi durumda napılır sayın sözlükçü? daha öğretmenliğimin ilk haftaları "ne boktan bi öğretmenim ulan ben!" diye umutsuzluğa kapıldım böhühühühü. üniversitede bunları göstermiyorlar ki.
örtmn: saat on iki lan eşşek herif, burası otel mi?
öğrnc: valla dışarda bakınca öyle bi havası var, ama içerden daha çok hapishane gibi.
örtmn: siktir git göt kafalı. kağıt mağıt yok, dön evine.
geç kalan bir öğrencinin müdür muavininin odasında girdiği bir diyalogdan alıntıdır.
örtmen: hayırdır oğlum ders çalışıyorsun.
öğrenc: evet hocam tüm derslerim zayıf,kurtarmam lazım.
örtmen: siktir git ya..sen kim okuyup adam olmak kim?
sadece öğretmen-öğrenci arasında yaşanmayan, bazen öğrenciler arasında da söz konusu olabilen hadisedir. bakınız mesela ben şu laftan bıkmışımdır. öğrenci milleti nasıldır bilirsiniz, bir ay önceden belli bir sınav tarihini ancak son üç gün anımsar ve sıkıntılar yaratırız. gerçi biz buna yumurtanın göte dayanması diyoruz, o ayrı. neyse efendim, mevzu bellidir. sabahlanmıştır yine. uyumadan sınava girilir. yan sıra arkadaşı ise bildiğin inektir. ders çalışmak onun için bir mecburiyet değil hobi gibidir. bu bütün sınıf tarafından bilinir lakin ses çıkarılmaz. şöyle yapılır mesela;
- inekcan ne haber? şş çalıştın mı sınava, ben sabahladım yine.
- yok yaa, ne çalışması kitabın kapağını bile açmadım. galiba bu defa tezeği avuçla yedim.
der. bu inkar, bu riya hiç değişmez. lakin gün gelir, sınav sonuçları okunur. sınıfın geneli ortalama puanlar yapmışken bu şahıs yine mükemmel puanların sahibidir. ama gidin, her sınav öncesi sorun çalıştın mı diye. yok hayatta kabul etmez. bu böyledir de niyedir? biri açıklasın efendim, hayır anlamadığım nazardan mı korkuyor, nedir? de kardeşim de! çalıştım de, köpek gibi çalıştım, sabahladım de.
(bkz: ya ben neyse bir şey demiyorum)