dedesi, onlarla birlikte kalıyordu. o kadar yaşlıydı ki, cildi erezyona uğramış bir tarla misali çatlaklarla doluydu. içeri girdiğimizde, arkadaşımın kendisine selam vermediği için onu azarladı. oysa ki selam vermişti. unutmuş olmalı. sonra ufak bi sohbete giriştim dedeyle. bir anlattığını bir daha anlatıyor, yemek yediğini unutuyor, arkadaşımı oğlu zannedip yanına çağırıyordu. göz altı torbaları yer çekimine boyun eğmişti. unutmadığı tek şey, eşiyle tanıştığı ve öldüğü gündü. sanırım aşk böyle bişey...