1937 göçmeni bi aileden gelmeyim. bi tarafım bg göçmeni.
ben orada 500 sene ter dökmüşüm. bulgaristan ın var olmasında aşında, suyunda katkım olmuş.
sonra sen güçlenince beni oradan kavmuşun ama ata toprağım, yediğim, iiçtiğim, mahallem, köyüm, müziğim hep burnumda tütmüş.
hakkımdır. vermelisin.
aha da şuraya yazıyorum.
gün gelince ya sen vereceksin ya ben gelip alıcam.
bg nin yarısında türk cumhuriyeti kurucam. aklın varsa şu anda belli bölgelerde bana özerklik verirsin. değil mi ki sen beni canın istedikçe oradan kovuyorsun. demek ki bir arada yaşayamıyoruz. öyleyse bölüşürüz. her seferinde cekip gitmek bana düşüyor ve bu haksızlıktır.
şimdi bu bir meydan okuma vs değildir. bir hisse tercüman olmaktır. tarihi gerçekler yukaırda yazanlar.
aslında her bulgaristan göçmeni ve de anadolunun gerçek sahiplerinden olan bu insanların aklının köşesinde bu amaç olmalıdır.
neden, adamlar birarada yaşamak istemiyor. sürekli zor kullanarak türkleri, ata toparaklarından kovuyor.
şimdi diyen olur ki e orası aslında onların. iyi de arkadaş dünya üzerinde kimse bi yerin asıl sahibi değil. herkes belli zamanlarda oaralara gelip yerleşiyor sonra çeşitli sebeplerle göçler, nufus hareketleri yaşanıyor.
yani bg sadece bulgarların denemez. biz 500 senedir oradayız ve biz bi şeklde oralarda organiza olup güçlenmezsek, bi kaç 10 yıl sonra yeni göçler gündeme gelecektir.
kıymetli bg göçmeni türkler, bunları bi düşünün yanlış bişey yazdıysam belirtiniz.
tabi buna bulgarlar karşı çıkacak.
hatta bazıları "babayı alırsın" diyecek.
biz türklere yazdık zaten. bulgarlardan onay beklemiyoruz.
bg göçmenleri ne düşünür diye merak ederiz.
kolay görünmüyor diye vazgeçemezsin çünkü adamların göç ettirme politikasında bir değişiklik yok. türk nüfusu bulgar nüfusundan hızlı arttığı sürece bi bahane bulup gene bizi göç ettirecekler ve kaybeden biz olacağız. her çekilme bir kaybediştir.
kabul etmekle olay bitse kabul edelim ama kabullenmek kaçiştır ve sorunu bitirmez.
çekilme bitmelidir.
bazıları sormuş ne istiyorsun diye.
elbette bağımsız bir türk devleti. hadi olması özerklik.
hem de öyle planlanmalı ki bulgaristan dan romanya ya kadar yolumuz kesilmeden gidebilmeliyiz.
milletin tarihten haberi yok.
göç ettirilen türkler de bulgaristan vatandaşıydı.
gün geldi kapıları çalındı. hadi gidiyorsunuz denildi.
ne oldu türkiye dahil kimse ses etmedi.
benim sözüm bg deki ve türkiye deki bg göçmeni türklere bu bilinç oluşmalı.
oralar bizim. canları istediği zaman bizi göç ettiremezler.
hakkını aramayıp tekrar cağrılmayı bekleyen ve 38 mübadele aşrtlarından bahsedilmiş te, bizim dediğimiz şu an oradakilerin durumu.
yav diyorum ki adam canı istediği zaman hadi göçüyuorsunuz diyor.
normal mi bu?
ananem benim kulağıma balkan şivesi ve hüznüyle türkçe türküler söylerdi.
türklüğe balkan havasını, suyunu, kültürünü eklemiş büyüttükçe büyütmüştü, kendi içinde türk cevherini.
ister inanın ister inanmayın. ben şimdi ne zaman o içtenlikte bi balkan ezgisi duysam ağlarım ki duygusallıkla asla uzaktan yakından alakası olmayan biriyim fakat ordaki hüzün çok gerçekci geliyor.
500 sene önce devlet büyüğüm hadi demiş gidiyorsun. yer fethettik. oraya yerleşip sahip çıkacaksın. akıllısın yurdunda işlerini yoluna koymuşun. ciftin çubuğun var. çocukların var. çalışıyorsun, mutlu mutlu yiyorsun ama hadi topla her şeyini ailecek askersin.
iyi canlandır kafanda, bu yazdıklarımı. bugüne uygula bakalım ne hissedersin.
neyse, devlete, türklüğe can feda, gideriz demişin, tokat tan, konya dan, velhasıl anadolu nun pek çok yerinden en az 1000 km yolu kağnı ve at arabası ile çoluk, çocuk ile katetmişin. belki yolda can vermişin.
gitmişin balkan a. havası yabancı, suyu yabancı. neyse toplu gittiğin için çok önemsememişin. bi köyü tokat tan alıp misal, silistra nın bi bölgesine topluca yerleştirmişler. o açıdan sıkıntın olmamış.
sonra yorgunluğun geçince, etrafına alıcı gözle bakmışın, fena gelmemiş. daha yeşil, daha sulak e aiien de var yanında. alışmışın bi süre sonra.
uzaktan uzaktan bulgarlarla konuşur olmuşun ama köyün içine sokmamışın. kız alıp vermemişin ama onlardan senin olduğun bölgede yaşamak isteyenlar olmuş, dirlik düzen var diye ve de din değiştirip müslüman olanlar. yakın yerlere yerleşmelerine izin vermişin.
sonra oralar senin müziğini bakış açını etkilemeye başlamışın anadoluyu unutmamışın ama balkan güzelliklerini de almışın. türküleri başka bir ağızla söylemeye başlamışın. 500 sene bu. değişmiş ağzın.
vatan. vatan neresi. balkan mı anadolu mu?
ben söyleyivereyim sana kızanım.
her ikisi de vatan. değil mi ki sen orada 500 sene askerlk yaptın. orası senindir.
değil mi ki senin köklerin tokat ta konya da sivas ta dır. öyleyse vatan anadolu dur da.
asla, vatan yahut silistra seçimi yapmak zorunda değilsin.
nereden geldik buraya biliyor musun?
pc imde dosyalar arasında gezinirken bi balkan korosuna denk geldim. bosna tarafı sanırsam ama o içtenlik, o yöresel kıyafetlerin güzelliği, hüzünlü ama gülen koristler, bana ananemin yalnızlıktan benimle avunurken, gaz lambası ışığında söylediği türküleri getirdi aklıma ve bunlar çıktı içtenliğimden.
ve gene söylüyorum. balkanlı türk kardeşim bunları unutma. aklının bi yerinde kalsın. günlük hengame ve didinmenin arasında, çoğu insan gibi tamamen maddileşip sülalenin emeklerini unutma. arada düşün.
bazıları ne yapacağım bulgaristandaki haklarımı diyor. yaşadığım yerde bulgaristan göçmenleri hayli fazla. bir çoğu bulgaristan vatandaşlığı alıp aynı zamanda ab vatandaşı statüsü kazanmak için çabalıyor. .
valla siz böyle aptal olmaya devam edin. millet işini biliyor.
oradaki hakkı ab vatansaşı olmak için bg vatandaşlık hakkını savunmak meselesine indirmemek lazım.
ben vatan diyorum vatan.
o topraklarda hakkım var.
açık açık, bağımsızlık diyorum, özerklik diyorum. aksi halde yeni göçler uzak değildir.
bugün ses çıkmamasına bakmamak lazım. yarın öbür gün gündeme gene gelir, göç.
atam atilla nın bile mezarı orada. tutrakan da tuna ufak bir ada ile ikiye ayrılır gibi olur.
işte o adanın atilla nın mezarı olduğuna dair kuvvetli görüşler var.
tuna, atilla, türk,
tuna tekrar mavi aksın.
içine etmişler çünkü.
türk töresi doğayı ve tabi ki suları kirletmeyi yasaklar.
yıkanmak için bile nehre giremezsin. nehirden suyu alır dışarıda yıkanırsın.
türk olmak böyle bişeydir.
diğer milletlere de saygımız sonsuz da biz kendimizi tutuyoruz haliyle. gayette normal, bu durum.