eziklik değil, bağlılıktır. her türlü şeye alışmaktır, bu ligi bütün adiliğine rağmen sırf beşiktaş var diye sevmektir...nedensiz sevmektir, sadece sevmektir...
anlatılmaz yaşanır derler ya, maç günü biletiniz olsun olmasın farketmez, çok aşırı önemli maç olsun olmasın farketmez beşiktaş semtinde meydanda, kartal heykellerinde ya da kazanın önünde o heyecanı hissetmenizdir.
sevmektir ulan işte, sevmektir...ve sevmenin nedeni olmaz, seversin sadece...çünkü orada mutlusundur...
beşikten mezara bi sevdaya tutulmaktır.
siyah beyaz bi asaleti taşımaktır her halinde, davranışında...
kartal gözü gibi; keskin bakmak, keskin görmektir dönen düzeni ve tavrı koymaktır gerektiğinde...
bu akşam hissettiğim kolay kolay hiç bir takımın taraftarının sahip olamayacağı bir ayrıcalıktır. şöyleki:
akşam feda tshirtümü giyip arkadaşlarla buluşup çengelköy çınaraltına çay içmeye inmiştik. kalabalıktan adam gibi bir yer bulamayıp yol ağzında bir masaya oturup çay içerken gözlerimizde birisi kalksa da adam gibi bi yere otursak diye fıldır fıldır sağa sola bakıp masa keserken karşımdan daha önce hiç görmediğim, siyah feda tshirtü giymiş bir abinin yanımdan geçtiğini farkettim. abiyle göz göze geldim ikimizin de suratın bir tebessüm, kafa eğerek selamlaştık ve abi geçerken omzuma dokunup iyi akşamlar kardeşim dedi..
Beşiktaşlılık. `
içimden gelerek yazdım.. Kendi aileme ve atalarıma bakarak.. Uzun uzun ve DÜŞÜNEREK !.. Doğduğu anda başlar Beşiktaşlının aşkı. Beşiktaşlı, doğduğunda hayatı siyah beyaz görür. Bir bebeğin gözünü açtığında ilk algıladığı renkler siyah beyazdır. Sonra tanır diğer renkleri. Beşiktaşa karşı duyulan aşkta doğumla başlar, işte o yüzden Beşiktaşlı olunmaz, Beşiktaşlı doğulur. Beşiktaşlılık, çocukluğundamahallede top oynarken kendini Metin, Ali, Feyyaz yapmaktır ya da kapalıda açılan bir pankarta,çocukça akılla yapılan yorumdur. Bir babanın "Yarın ben oğluma ne diyeceğim?" sorusunda gizlidir Beşiktaşlılık. ilk aşkı Beşiktaşla yaşıyan insan, unutamaz ilk aşkını hayatı boyunca. insan büyüdükçe aşkıda büyür Beşiktaş'ına. Bu aşk, Beşiktaşa geldiğinde kalbinin kıpır kıpır atmasıdır, bazen Çarşıda yürümektir, bazen de Kazanda delikanlılığa ilk adımdır. Kolkola yürümektir Çarşıdan inönüye, bazen helal parayı kazanmaktır Köyiçinde. Maç sonrası sonuca bakmaksızın aşkını beklemektir Fulyada, bazen de her şeyi Köyiçinde başlatmaktır inadına.
Rakipleri masa başında kazandıkları şampiyonluk sayılarıyla övünürken, şerefiyle kazandığı ikinciliklerle mutlu olabilmektir, Beşiktaşlılık,
Ulu önderin kulubü sadece bir kere ziyaret etmesiyle övünmeyip, kurtuluş savaşı yıllarında her gün Beşiktaşın antremanlarını izlediğini, gün aşırı kulüp binasını ziyaret ettiğini Beşiktaşa ithafen yazdıklarının kulüp binasının girişinde asılı olduğunu bilip, Atatürk bizim takımı tutuyordu diyenlere gülebilmektir, Beşiktaşlılık,
Ulu önderin kurduğu Cumhuriyete sonuna kadar sahip çıkıp, kendi kendine cumhuriyet kuranlara "Nerede sizin Atatürkçülüğünüz?" diyebilmektir, Beşiktaşlılık,
Halkın takımı olmaktır, Beşiktaşlılık,
Vefalı olmaktır, köy takımına elendikten sonra inönüdeki ilk maçta stadı doldurup aşkını tazelemektir, Beşiktaşlılık,
Yaratıcı zekasıyla besteleriyle, aaaahüratlarıyla, pankartlarıyla diğer takımların kendini bire bir taklit etmesini izlemektir, Beşiktaşlılık,
Rakip takımın taraftarına, dünya yıldızı dediği futbolcusuna, deplasmanda "Korkak Tavuk" dedirtecek zekaya sahip olmaktır, Beşiktaşlılık,
Yıllarca hasreti çekilmiş olan şampiyonluğa çok yaklaşıldığı bir anda takım öndeyken ezeli rakibinden talihsizce gol yiyip şampiyonuğu hediye eden kalecisini, tesislerde dövmek yerine alkışlayıp bağrına basabilmektir, Beşiktaşlılık,
Vefalı taraftar sıfatını Türkiyede başlatan ve hala da taşıyan tek taraftar topluluğu olma gururudur, Beşiktaşlılık,
Siyahla beyazı, ölümle yaşamı ayıran çizgi de bağdaştırmaktır, Beşiktaşlılık
Kulüp başkanının dedikleriyle hareket etmeyip kendi başkanına "O koltuk kutsaldır nasip olmaz herkese" diyebilmektir, Beşiktaşlılık,
Halkın takımı olmanın verdiği gururla, alın teriyle kazanılan parayla dalga geçenlere, "Hepimiz Kapıcıyız" diyip "Silah mı satsaydık?"diye sorabilmektir, Beşiktaşlılık,
Rakipleri masa başında kazandıkları şampiyonlukları ile taktıkları yıldızlarla övünürken, Türkiyede sadece taşıma hakkı kendisine verilen milletimizin uğruna şehit düştüğü ay yıldızımızı gururla taşıdığını bilip, bizim ay yıldızımız yeter diyebilmektir, Beşiktaşlılık,
Takım böyle tutulur diyenlere, ilk kurulan takım olmanın gururuyla bakabilmektir , Beşiktaşlılık,
Tesiste futbolcusunu dövmek yerine, kötü oynayan takımını sahaya arkasını dönerek, maçtan sonra stadı terketmeyip şarkılarla türkülerle protesto etmektir, Beşiktaşlılık
Bir gün herkesi Beşiktaşlı yapmak gibi kompleksli bir düşünce yerine "Beşiktaşlı olmanın ayrıcalığını Beşiktaş ruhuyla yaşayabilmektir", Beşiktaşlılık,
Nihat, Sergen, Metin ,Ali, Feyyaz, Rıza gibi yüzlerce futbolcuyu kendi özkaynak düzeninde yetiştirip Türk futboluna kazandırmaktır, Beşiktaşlılık,
Sportif Başarıların bilincinde olup, mazisiyle övünürken, yıldız savaşı yapan rakiplerine yukarıdaki ahlaki ve etik değerleri sayabilmektir, Beşiktaşlılık,
Bütün bu sayılanları bir cümlede toplayıp, "Beşiktaş Sen Bizim Herşeyimizsin" diyebilmektir, Beşiktaşlılık,
Herkes Beşiktaşlı olamaz, zaten ahlak ister, değer ister, tabi biraz da yürek... s.R.e `~~
varsın olsun üstümüzden gitmesin keder... diyebilmektir beşiktaşlılık.
ne olursa olsun tüm takımlara saygı duyabilmektir yaşama, ölüme, insana ve her şeye
tüm olumsuzluklara rağmen haydi kalk ayağa yürü güneşe diyebilmektir.
umutsuzluğa düşmeden simsiyah kaderimin bembeyaz umudusun diyebilmektir...özlemdir, aşktır ve fedadır.