6 ton mavi kapak biriktirip 75 engelliye tekerlekli sansalye alıp destek olmaktır.
Sadece futbolla değil, toplumsal olaylara eğilimiylede dünyada adını duyurmaktır..
Tüpçü gibi bir bela yüzünden dibe vurmak, 70 tl ye bilet alıp maça sırtını dönerek takımını desteklemektir..
Onur dur, şereftir, adamlıktır..
şu sıralar sanırım en zor durumda olan taraftar populasyonu. biri istanbul'da real madrid'i ezer, diğeri avrupa'da yarı final görür. beşiktaş ise feda&menemen. *
Beşiktaş Diye Bir Takım Var. istanbul ilinin güzel takımlarından biri. 3 Yıla Kadar sevgili sayglı, hatta bu 3 yıl önce içinde de çok iyi durumdalardı. Van'a yardımlar , haksızlığa boyun eğmemeler filan.
Ama şuan bakıyorum da takımın içinde taraftarların içinde şerefsizlikler var.
iki yüzlülük kol geziyor takımda, tribünde.
Beşiktaşlı olmak şereftir arkadaşlar. Şerefsizlik yapmayınız. Lütfen gerçekten beşiktaşlı olunuz.
not: Galatasaraylıyım.
-Galatasaray-fenerbahçe'liyseniz şu anda bahsedeceğim şeyden zerre-i miskal birşey anlamazsınız.
-Babanız ya da ailenizde beşiktaşlı yoksa karşıma geç otur aynı yerdeyiz.
-Babanız size çubuksporu tut ama beşiktaşı tutma dediyse montunu çıkar çünkü çay söyledim.
6 kasımlık 6-0 travmayından sonra beşiktaşlı olmaya karar verdim. Hemen atılma 'dönek' diye dur hele olayı anlatalım.
Sizinde babanız televizyonu balkondan aşağı atsa, anneniz bir hafta evde yemek yapmazsa, abiniz bir hafta eve gelmeyip dışarıda içip içip sızsa, kardeşiniz salya sümük ağlaya ağlaya posterleri, formayı yaksa (nasıl bir aile lan bu deme..mübalağa).Galatasaray bize bir sene önce zirveyi göstermiş ve sonra en dibini yaşamıştı haliyle bunların olması gayet doğal ama benim diple, zirve değildi meselem kaybedince bile beşiktaşlıyım deme onuru. Her sezon 31 aralık gecesi gibi yeni yıldan umduğumuz sağlık..başarı..para..aşk vb. gibi bizimde her sezon şampiyonluktu her sene umudumuz ama kaybetmeye alıştık güzel çünkü dibe vurmayı öğrendik artı bi olgunluk katıyor.
Beşiktaşlı olduğum 2002-2003 sezonu beşiktaş şampiyon olmuştu. Ayretten 100.yılına yakışır bir şekilde Tek mağlubiyetinide memleketimin takımından almıştı bana da selam çakıp gönlümüde fethetti. Çarşıya hiç girmiyorum farkındaysan. Sosyalistliğinden hiç bahsetmiyorum.
- daha konuşmayı yeni öğrenirken, beşiktaş'ın adını telaffuz etmektir ( bekiştaş da desek)
- 4 yaşındayken soğuk nedeniyle salona bırakmayan anneye rağmen, duvarın dibinde babanın radyodan maç dinlerken verdiği tepkilerle beşiktaşı takip edip, kapıda babanın attık diye alkışlamasını beklemektir.
- okul öncesi diğer çocuklar sayıları öğrenirken, futbolcuları sırt numaraları ile öğrenmektir.
- ilkokula başladığında diğer çocukların arasında tek beşiktaşlı olarak mücadele etmektir.
- okula yeni başladığında fasulyeLERLE ilk kez bjk yazmaya çalışmaktır.
- okulda beden derslerinde sarı-Kırmızı, sarı lacivertli çocukların arasında siyah-Beyazla koşuştururken niye onlar gibi değilim yerine, niye onlar benim gibi değil diye düşünmektır.
- 90'lı Yıllarda sami yen'IN ÖNÜNDE "BEŞIKTAŞLılar Geliyor!" cümlesindeki korku unsuru olmaktır.
- 2007'de inönü'deki Beşiktaş-TRabzon maçında haksız yere oyundan atılan barış memiş için hakeme eyyamcı diye bağıran taraf olmaktır.
- maçlardan Sonra "olum boğazım acıyor lan" diye gururlanmaktır.
- eliyle gol atan, 5 METRE takla atıp penaltı alanları değil, hakeme "sahana geçte başlayalım", "Bunu da onlara" ver diyenleri efsane yapmaktır.
- sen lehine hatalı taç kararını bile hazmedemezken, lekeli şampiyonlukları, kupaları hazmedenleri görüp vay anasını! Çekmektir.
- golden Sonra hiç tanımadığın başka bir Beşiktaşlıyla sarmaş dolaş sevinmektir.
- "biz iki büyüğüz" diye birbirinin götünü yalayıp kanlı bıçaklı olan ikiyüzlü, renkli götoğlanlarına kocalarını tanıtmaktır.
Işte böyle bir şeydir beşiktaşlı olmAk. Ne siyahtır Hayat ne Beyaz. Her yerinde "acaba" vardır. Beşiktaşlı değilsen yukarıda yazılanları anlamazsın. O yüzden beşiktaşlı değilsen bu başlıktan okuyup anlamaya çalışma BeşiKTaşLıLIğı. Bizim kendimize anlatamadığımız sevdayı sen buradan okuyup anlayabilir misin? Anlayamazsın!
yenilsende yensende hep yanında olmaktır. karşılıklı çıkarların olmadığı tarftarlıktır. Yıldırım demirören bu tarftarı bozmak istedi ama bozamadı. sekiz tane yedik gene arkasındayız. istersek yüz tane yiyelim sorun yok.
durduk yere triplere girmektir, galatasaray, fenerbahçe, trabzonspor ya da bursaspor şampiyon olduğunda dahi sanki kendi şampiyonmuşçasına havalara girmektir. ha bir de yalakalık var, demirören'in fener yalakalığı.. sanırım bunu da saymak gerek.
Babanızın daha 2 günlükken küvezin üzerine şampiyon kadronun posteri asmasıyla başlar Beşiktaşlılık. Doğma büyüme Kadıköylü de olsanız hatta ilk okulunuzda tüm sınıfınız başka takımı tutsa da özenmemektir başka renklere. Her maçtan önce heyecanlanmaktır acaba bizim takım yine kanser edecek mi diye.
sert bakmaktır hayata ve getirilerine. Ama umutla, özlemle
Adaletli olmaktır. Hakem size penaltı vermedi diye karşı tarafa da hatalı karar verirse daha çok yuhalamak, eyyamcılığa razı olmamaktır.
Halkın içinden hissetmektir. Ne zengin ne fakir takımıdır çünkü Beşiktaş. inananların takımıdır.
Öyle zannedildiği gibi 3-5 çapulcuya da ait değildir Beşiktaşlılık. Omuz omuza marş söyleyenlerin, kaybedince alkışlayan taraftarların sıfatıdır Beşiktaşlılık.
Beşiktaşlı olmak, Türkiye gibi olmaktır. Lazı, kürdü, çerkezi, türkü, ermenisi hep beraber kederlenip hep beraber sevinmektir.