Ne olursa olsun kendisine yapılan şeyin aynısını yapmamaktır.
bir türk takımının yurtdışında hezimete uğramasını istemeyecek yenilince de dalga geçmeyecek kadar erdemli olmaktır.
ama hala şu sekiztaş goygoyu yapan idiotları görünce de insanın 12-0 ı ya da 11-1 i bir hatırlatası geliyor.*
Beşiktaş' ı sevmeyi tercih etmektir. Doğaldır, bir tercihtir. Ancak günümüzde hakem hataları her kulüp lehine yapılmaktadır, buna Beşiktaş da dahildir. Rakip kulüplere saldıran, rakip kulüplerin taraftarlarını rencide eden taraftarlar her takımda vardır. Buna Beşiktaş da dahildir.
Kısacası her takımda olduğu gibi Beşiktaş' da da iyi taraftar, kötü taraftar bir arada bulunmakta, Beşiktaş lehine ve aleyhine de hakem hataları gerçekleşmektedir.beşiktaş da farklı değildir.
Dolayısıyla Beşiktaşlı olmak da diğer her takımın taraftarı gibi bir kulübü doğrusu ve yanlışıyla sevmeyi tercih etmektir. Kimseden üstün olmamak, özgür tercih yoluyla bir kulübün parçası olmayı seçmektir.
adam olmaktır, iyi insan olmadan beşiktaş'lı olunmaz. gurur kaynağıdır. türkiye'nin ilk tescilli spor kulübüdür. türkiye milli takımı'nı temsil eden tek takımdır.
isyankar ve haksızlığa gelemeyen bir bünyeye sahip olmak demektir. beşiktaş, camia olarak çok köklüdür ve asil bir klüptür. bütün bunlara rağmen, lobi olarak fenerbahçe ve galatasarayın çok gerisinde kalmıştır. bu yüzden güçlü hayranlığı olan milletimizin çoğunluğu tarafından fenerbahçe ve galatasaray kadar benimsenmemiştir. bu iki klübe göre taraftarı azdır ama özdür. işte bundan dolayıdır ki, taraftarı beşiktaşı ne kupalar ne de başarılar için tutar... taraftarı beşiktaşı kendi hayatındaki haksızlıklara karşı başlattığı bir isyanmış gibi düşleyip benimsemiştir... beşliktaş, beşiktaşlıların sığınağıdır...
misal dün maç öncesi inceden birer yudum viski içerek heyecanımı gidermeye çalıştım. malum hasta beşiktaşlıyım. maç başladıktan sonra tutuk oluşumuza içerlenip yudumları daha kalınlaştırdım. ikinci yarıda gelen golden sonra ''maç böyle biter mi? tur mu geliyo lan'' endişesiyle kalan son içkiyi fondipleyip extra biralara yöneldim. gerek içkinin etkisi gerekse gelen rakip gollerinden sonra hem içip hem sövüp hemde dövünmeye başladım. dozaj gittikçe arttı maç bitiminde abartısız söylüyorum koma durumuna geldim. ruh halim paramparça sövecek sitem edecek dövünecek takadim kalmadı sabah ezanına kadar yatakta en az 100 manevra yaptım. bu hava şartlarında buz gibi su ile duş alıp anca kendime gelebildim. tolga şöyle oynadı, bilic gol sonrası pektemek-kerim, tolgay-atiba değişikliği yapmalıydı gibi goygoylara girmicem ama bu takım pazar günü ciğerimi soğutmazsa tepeden tırnağa esaslı bir doktor kontrolüne girmem gerekebilir. bu mağlubiyet sonrası söyleyeceğim en içi boş söz 'sağlık olsun' olur sanırım. zira sağlık mı kaldı amk.
Takımın yense de yenilse de her daim yanında olmaktır. Haksız birincilikler yerine şerefli ikinciliklere üçüncülüklere coşkuyla sevinmektir. Taraftarın, yenildiği maçta bile son ana kadar takımını desteklemesidir. Derine adını kazıyacak kadar çok sevmektir. Çok sevdik be abi!