bazen sinirden deli olmak, kimi zamanda sevinçten ağlayacak duruma gelmektir. herşeye rağmen takımının her zaman arkasında durmaktır, gözü başka renk görmemek, gerekirse tüm maçları siyah beyaz izlemektir.
kupa için her şeyi satacak mentalitede olmamaktır.
sonuçta her sene kupa kazanan bir takım değiliz, kupa almamak bizden pek bir şey götürmez. bizi şu lanet ligde çileden çıkaran tek bir şey var ki o 2004'deki meşhur samsunspor maçıyla ayyuka çıkmaya başlayan haksızlıklar bütünüdür.
çığ gibi büyüyor adeta, durduramıyoruz. en son patlama noktasına geldi artık taraftar, kimse daha fazla dayanamıyor artık, sabırlar çoktan taştı bile, tepki gösterince de ırkçı oluyoruz, umrumuzda mı ? hayır. bu süreçde taraftar neler gördü 10 yıldır başımızda bir başkan vardı ki adam gitmesine rağmen taraftarın istediği serdal adalıyı, kutsallarımızdan olan süleyman sebayı bile kullanarak saf dışı bırakacak mertebeye ulaştılar. düşünün durumun vehametini artık.
işte biz bunlarla da uğraştık hep, bu pisliği hep beraber temizleyeceğiz, isteyen istediği kadar konuşsun, bu takım elbet bir gün küllerinden doğup yine gelecek. semt bizim aşk bizim. herkes konuşmak, aciz duruma düşürmek için konuşuyor, yarın beşiktaş milangazın başarısını minik bir kutu haberde de görürüz, beşiktaş nasıl olsa, boş verin tesadüftür, 3. büyüktür, önemli değil o kadar da aslında, adı duyulmamış takımla final oynamışız. neyse 2004'den beri gelen bu süreci anlatmaya bu gece yetmez, biz ileriye bakalım da düşman hep vardı, yine olsun farketmez, biz birlikteliğimizi muhafaza edelim, takımımıza sahip çıkalım. bizim ihtiyacımız olan tek şey bu. herkes kulübüne destek olsun, zaman destek olma zamanıdır. sevinmek için sevmedik diye boşuna demiyoruz.
bambaşka bir duygudur, bir ayrıcalıktır. beşiktaş takımı bir fenomendir. diğerlerine benzemez. beşiktaşlılık da öyledir. farklı bir tavrı, duruşu vardır. işte biz bu yüzden beşiktaşlıyız.