beşiktaşlı olmak ve çarşı

entry1 galeri0
    1.
  1. beşiktaşlı olmak benim için sadece beşiktaş'ı kupa başarısıyla, lig başarısıyla, şu takıma kaç atmışıyla desteklemek değildir.
    benim beşiktaşlı olmamın sebebi beşiktaşın türkiyenin en başarılı kulübü olması da değildir.
    benim beşiktaşlı olmamın sebebi beşiktaşın iki sene boyunca hiç yenilgi almayan tek takım olması ya da ilk türkiye kupasını alan takım olması falan değildir. ( sazanlara uyarı: bunlar sadece örnek Beşiktaş bunları elde etmedi zaten)

    ben maddi başarıya o kadar önem vermem. bu sene Beşiktaş şampiyon olmuş "beşiktaş yürürdük lay lay lay" diye sokaklara dökülmek benim beşiktaşlılığımı yansıtmaz.
    ha beşiktaş herhangi bir dalda türk sporunun gelişmesine ve o dalda ilerlemesine ön ayak olmuştur. bununla övünürüm.
    lakin inanın galatasaray ya da fenerbahçenin de türk sporunda ki buna benzer gerçekleştirdiği bir ilk ya da başarıyı da aynı şekilde överim. bir farkı yoktur benim için.

    ben, beşiktaş şu kulübe şu kadar atmış şu kulüpten şu kadar yemiş tarzı olaylara fazla takılmam. benim saha içinde takımımdan beklediğim 3 şey vardır çünkü.

    1-) sportmenlik
    2-) futbolcularımın oynayabileceği en iyi oyunu oynaması
    3-) futbolcularımın oynayabileceği en göze hoş oyunu oynaması

    bu kadar. benim beşiktaştan saha içinde beklediğim futbol anlayışı budur. ötesi olamaz. yenmişiz, yenilmişiz ya da berabere kalmışız hiç önemli değil zaten beşiktaşlı olmanın, beşiktaşa gönül vermenin en önemli ilkesi "sevinmek için sevmedik" ilkesidir. kaldı ki halen taraftarı bir arada tutan en önemli ilkelerden bir tanesidir.

    beşiktaşlı olmak kupalar, şampiyonluklar demek değil. varsın yansın kupalar yansın şampiyonluk yansın federasyon sonuçta hepsi endüstriyel futbolun gerektirdiği, getirdiği lanetlerden biri değil mi?

    elbette kupalar, şampiyonluklar ve bunlardan gelen maddi gelir kulübün ayakta kalması için çok önemlidir. bunun ben ve benim gibi bütün beşiktaşlılar farkında. yine de benim için manevi başarılar ve ilkler, maddi başarılar ve ilklerden her zaman daha önde olmuştur benim bir beşiktaşlı olarak çoğu zaman övündüğüm nokta manevi başarı ve ilklerimiz olmuştur.

    mesela ben, "atatürk beşiktaşlı" zırvalarını duyup da beşiktaşlı olmadım. kaldı ki "atatürk fenerbahçe nin defterine bilmemnesine imza atmış bidi bidi" gibi ortada daha dönen bir sürü şey vardı.
    hem zaten ismi, kendi ve yaptıklarıyla gerek beşiktaştan gerek fenerbahçeden gerek galatasaraydan büyük bir adam, beşiktaşlı olsa ne yazardı?

    ben doğuştan beşiktaşlı değilim mesela. babamın zoruyla amcamın aldığı bisikletle falan beşiktalı olmadım ben. hatta ben lise son dönemlerime kadar hiç bir kulübe gönül vermedim, desteklemedim. fb, gs, bjk ayırt etmedim hepsini çok severdim bir önemi yoktu o zamanlar takım tutmanın futbolun yanında. tamam takım tutmadım, ama her zaman futbola da gönül verdim. oyuncular, kupalar, ilkler artık ezbere bildiğim şeylerdi benim.
    derken gün geldi hangi kulübün benim futbolla ilgili düşünceme ve futbolla ilgili duygularıma daha yakın olduğunu bulmam gerektiğini fark ettim.

    o kadar taraftar grubunun içinde dikkatimi çeken tek bir taraftar grubu vardı.
    çarşı. logosunda ki "a" harfi anarşizmi sembole ediyordu. her türlü sosyal ön yargı, her türlü sistem ve rutine karşı olan bir görüşü vardı çarşının.
    ters giden ve yanlış olan her şeye karşı olan anarşizmin sembolü olan "a" harfi. çarşının içlerine indikçe, hakkında yaptığım araştırmalar, çevremde ki beşiktaşlı ve çarşının içinde bulunan arkadaşlarımın anlattıkları sonucunda bana en yakın taraftar kulübü olduğunu anladım.

    gerek; her türlü sistem, ön yargı vb. şeyleri reddeden bir taraftar yapısı, çoğunluğunu aydın kesimin oluşturduğu çarşı tam bana göre bir ortamdı.
    gerek attığı sloganlar, gerek desteklediği görüşler, gerek yaptığı orjinal tezahüratlar ve gerek söylediği orijinal marşlar bana çarşıya karşı oldukça pozitif bir önyargı veriyordu.

    önce türk futboluna sonra kendi kulübüme destek olmamız gerektiği görüşüme, en yakın görüşlere sahip taraftar kitlesiydi çarşı.
    benim için önemli olan; bir kulübün kendi için değil, türk futbolu için neler yaptığıdır aslında. bu bakımdan çarşının her türlü sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi sorunlarla alakadar olan bir taraftar kitlesine mevcut olması ve bu uğurda gerçekleşen projelere maddi ve manevi yaptığı destekler; çarşıyı her zaman kalbimde ayrı bir yere koydu.

    bana beşiktaşı sevdiren de Türk futbolunu sevdiren de çarşıdır. nükleere karşı olan da çarşıdır. bir süre sonra kendisini kötü emellerine alet etmek isteyenlere uymamak için beşiktaştan ve kendini kendinden koparan ve kendine karşı olan da çarşıdır.
    beşiktaş halkın takımıysa çarşı da halkın önemli bir kitlesini oluşturan önemli bir taraftar topluluğudur. bu her zaman böyle olacaktır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük