takım kimyası iyi olan bir kadro kuramaması, ilk akla gelen neden. paraları quaresma, simao gibi elemanlara saçmak kısa vadede göz doldurmayı amaçlar ve uzun vadede başarı getirmez. oysa bak fenerbahçe'ye, mehmet topal'ı, mehmet topuz'u, pierre webo'yu alıyor. bak cim bom'a, umut bulut'u, hamit altıntop'u, selçuk inan'ı alıyor. işte böyle oyuncular doğru kadro kombinasyonu açısından gereklidir, bir takım yavaş yavaş, bir kaç sezona yayılan şekilde ve doğru oyuncular seçilerek oluşturulur. gerçi beşiktaş'ta mevcut sorun trabzonda'da var.
diğer nokta hoca seçimi. biliç avrupa'yı bırak türkiye'de bile başarıyı sağlayabilecek seviyede bir hoca değil bence. beşiktaş'ın milne gibi uzun vadeli bir hoca seçip ona güvenmesi lazım: van gaal, benitez gibi bir hoca olabilir.
süper ligi bilen ''türk'' oyuncu sayısının az olması en etkili nedendir. şöyle ki; süper lig'de şampiyon olmuş takımların kadrolarına bir göz gezdirecek olursak, en az 3-4 tane deyim yerindeyse ligin kaşarı olmuş futbolcu olduğunu görebiliriz. beşiktaşın son iki şampiyonluğuna bir bakın isterseniz. 2009'da yusuf şimşek devre arası transfer oldu ve takımı sırtladı. toraman, üzülmez'de dahil bunlara, 2003'e gidecek olursak, sergen, tümer, ilhan, üzülmez. eğer şampiyon olmak istiyorsanız kadronuzda takıma, hakeme nüfuz edebilecek türk oyuncular mutlaka olmalıdır. çünkü türk oyuncular amatör ruhludur (ki bu takım adına pozitif bir durumdur) yabancılar ise ekseriyetle profesyoneldirler.
son dakikada yenilen goller, ust siralardan bi takim puan kaybedince kaybedilen puanlar, sampiyon olunamayinca sigininilacak "stadimiz yok, kuculmeye gidiyoruz" bahaneleri, kadro disi birakilsa bile yine herkesten once gelip antrenmanini yapan ibrahim toraman gibi ornek oyuncunun kadroda olmamasiyla artan basibozukluk.
süleyman seba'nın kadrini bilmemektir. iş bilmeyen paralı adamlara avuç açılmasıdır. adı var kendi yok balon transferler yapılırken bir grup taraftarın beyinsizce orgazm sigarası yakmasıdır. sonuç olarak orgazm oldular ama ters ilişkiyle.
bir mucize olmazsa şu hâliyle beşiktaş'ın değil şampiyonluk, şampiyonlar ligi görmesi bile milyonda bir olasılıktır. işin kötüsü yeni nesilde beşiktaş taraftarı da yok. olanlar da beşiktaş'ın kara kaş ve gözüne değil, gezi olayları'na istinaden bunu yapanlar. taraftar azalıyor. üç büyükler adı olmasa sponsor gelirleri de yerle bir olacak. şu hâliyle beşiktaş'ı ayakta tutan tek şey de bu: üç büyükler'den birine bile sırtını dönemeyen, toplumsal tepkiden çekinen sponsorlar.