benim oynadığım oyunlardır. fm 2009'da şampiyonluğumu ilan ettikten sonra sırf beşiktaş ikinci olup şampiyonlar ligine gitmesin diye rakibi olan sivasspora bilerek yenilmiştim.
onun dışında gerçek hayatta beşiktaşın başka takımlar üzerinde oynadığı oyunlardan farklı olmayan oyunlardır.
iki sene önce inönü stadı'nda kezman'ın başlattığı bu oyun, kadıköy'de daniel guiza tarafından
sürdürülmüştür..
oyun şu şekildedir, defans çizgisi ileri çıkarken, forvet ofsayta dikkat ederek ara pası
kontrol eder, kalecinin açıldığını görünce de topu filelere yollar.. *
bu ülkeda artık futbol çok kirlenmiştir! bu kadar hardcore girmek istemezdim ama evet, bu ülkede artık futbol falan kalmamıştır. hırsızlık, yolsuzluk gibi eylemlerin artık alenen, utanmadan yapıldığı bir ülkede oynanan futbolun daha farklı olmasını mı bekliyordunuz?
türkiye'deki rezil futbola rağmen, oynanan oyunlara rağmen, futbol sevgisinden dolayı değil, beşiktaş'a olan sevgimden dolayı süper ligi hala izleyen milyonlardan biriyim. bir takıma sevgisi olmayan herhangi bir futbolseverin de türkiye süper ligini severek takip edebileceğine ben inanmıyorum.
ancak, bu ülkede futbol artık birileri için keyif almaktan çok sinir sahibi olmak anlamına geliyor. hevesle beklediğiniz, iple çektiğiniz pazar günü geliyor. biranızı cipsinizi alıyor televizyon karşısına oturuyorsunuz veee... rezalet! sonraki 3-4 saat, hatta sonraki birkaç gün asabınız bozuluyor. "sikerim böyle ligi, izlemicem ak" diyip kapatıyorsunuz ama olmuyor, lanet olsun ki izliyorsunuz. bunlar yeni değil, zamanında şerefli ikincilik kavramının ortaya çıkmasını sağlayan ortamda yaşananları herkes biliyor. fenerbahçeliler de biliyor, galatasaraylılar da biliyor. ben kendimi bildim bileli beşiktaş'ın hakkı yeniyor.
bu iddiada bulunurken bazı gerçekleri kabul etmemiz gerekiyor. türkiye'deki 4 büyük kavramı 3'e düşürüldü. çünkü trabzon diğer 3 takıma göre en az reytinge, en az taraftara sahip olan takımdı. şimdi ise aynısı beşiktaş'a yapılmaya çalışılıyor. şimdi derken, 20 senedir yapılmaya çalışılıyor bu. zamanında ankaragücü'ne 8 gol atarak şampiyon olanların, vanspor maçında beşiktaş'ın verilmeyen bariz golüyle şampiyon olanların şerefsizce, utanmadan bu şampiyonlukları söyleyerek en çok şampiyon olan biziz demeleridir beni en çok delirten. 101. yılda 8 puan farkla liderken "ligin zevki kalmadı" diyerek elinden alınan şampiyonluk, 2007-2008'de 15 puanı çalındarak giden şampiyonluk son yıllardaki bariz planların göstergesidir. bu sene ise aynı durum devam ediyor. derbileri 10 kişi tamamlayamayan, tüm hakem hatalarının -tesadüfe bak ki ak- denk geldiği bir beşiktaş var. galatasaray'a ve fenerbahçe'ye verilen penaltılar, elle atılan goller, rakiplerine verilen kırmızı kartlar artık o kadar aleni ki...
evet, beşiktaş'ın reytingi galatasaray ve beşiktaş kadar değil. evet, diğer 2 takımın taraftar sayısı daha fazla. evet, beşiktaş son 10 senede başarılı değil. bu durum, beşiktaş'ı kolay bir lokma olarak gösteriyor. türkiye çapında 3 büyükten biri olan beşiktaş yerine, istanbul takımı beşiktaş olsun, toplam 6 milyon taraftarı olsun, fb ve gs bütün ranta ve reytinge sahip olsun. plan budur!
bu utanç duygusundan yoksun, göz göre göre şike yaptıkları maçtan sonra bile yüzsüzce kutlamalar yapan takımların bugünkü hesaplarını engellemek sadece ve sadece beşiktaş'ın elindedir. kenetlenmek gerekmektedir. şu anda beşiktaş'ın başkanı yıldırım demirören olduğuna göre, ona da sahip çıkmak gerekmektedir. çünkü bu utanmazların ağızlarından düşürmedikleri tek şey var, "yıldırım demirören". "abi tamam penaltı verilmedi ama sen kendi başkanına baksana, kovmasaydı başarılı teknik direktörü, bu hale düşmezdiniz", "tamam hakkınız yeniyor ama önce sizin o başkandan kurtulmanız gerekiyor, x nasıl transfer abi? böyle saçma transfer yaptıktan sonra tabi sıçarsın" vs.. gibi savunmalar yapılıyor.
ne yazık ki bu oyuna beşiktaşlı taraftarlar da alet oluyor. federasyonu, hakemleri, bu planları yapanları eleştireceklerine kendi başkanlarına yükleniyorlar. bir sonraki genel kurula kadar beşiktaş'ın başkanı yıldırım demirören olduğuna göre ona sahip çıkılmalıdır. teknik direktör denizli olduğuna göre ona da sahip çıkılmalıdır. bu takımın iskeletindeki futbolculara da sahip çıkılmalıdır. yönetimine, taraftarına sahip çıkılmalıdır. bu şekilde başarı yakalanabilir ve beşiktaş'ın kolay lokma olmadığı cümle aleme gösterilebilir. başka yolu yoktur.
peşinen edit: bu entrynin altına "ağlama leağn ağlamaaa ezik bejekelii ehhueheeüğah" yazacak olan ezik, sözüm sana... önce yazının tamamını oku. hatta okuma, direk eksile geç.