şu dönem itibariyle birbirine sımsıkı kenetlenmiş taraftar topluluğu, sinan engin'i kapatmak için sağlam kilitli bir oda ve porto deplasmanına kaldırılmak üzere en az 20 otobüs.
30 mayıs 2004'ten bu yana beşiktaş'ın, mutlaka tamamlanması gereken tek bir eksiği vardır. o da, kulüp başkanıdır. başka bir eksiği yoktur. ekstradan bir eksik yaratacak olursak da, hüsnü güreli gibi birinin -mümkünse kendisinin- beşiktaş'ın para mekanizmasının başına geçmesidir.
beşiktaş, 3,5 yıldır başkansız bırakılmıştır. kağıt üzerinde başkan olarak görüen zat-ı koca kafa, kulübü 18 milyon dolarlık borç yüküyle alıp, 100 milyon dolar borcun üzerinde borçlandırıp, dahası kendisine de borçlandırıp, hiçbir sportif başarı elde edemeden, kulübü kaosa sürüklemiştir.
bu zat-ı koca kafanın en büyük başarısı -şahsi başarısı- hatalı kararlar sonucunda kulübü mali krize sokup, bu krizde de kulübü kendisine borçlandırarak, iflasın eşiğine getirmek ve bunun sonucunda da verdiği parayı demokles'in kılıcı misali devamlı elinde tutarak, seçime girecek kişilere "eğer kaybedersem alırım paramı" şeklinde aba altından sopa göstererek, koltuğunu kaybetmemektir.
bu zat-ı koca kafanın anlamadığı bir şey var, büyüklük istiyorsa, beşiktaşımızın büyüklüğünü kullanarak, beşiktaşımızı küçültüp, kendisini büyütmesine gerek yok, onun o kafasının büyüklüğü kendisine yeter de artar bile.
Artık bu saaten sonra ne desek, ne yazsak boş. Büyük hedeflere büyük oyuncuları ile ulaşılır. inönü de kendini aşıp, galip gelen Beşiktaş, ingiltere de kaybetti. Başta yabancı olmak üzere, yapılan transferler ve futbol fakirliği büyük tecrübe oldu. Umarız ders alınır.
Beşiktaşın Şampiyonlar Ligi rüyası erken bitse de, UEFA hedefi hâlâ sürüyor. Bunun üzerine yürekli şekilde gitmeliyiz.
Geriye kalansa; demoralize olan bu takıma sahip çıkmak... Yakıp yıkmak değil!
yazan:Orhan Yıldırım[fanatik]