şampiyonlar liginden zar zor 1 puan ile dönmek, 8-0 gibi avrupa medyasında türk futbolunu alay konusu edip küçük düşüren skorlar gibi her türlü kepazeliğin rezilliğin bulunduğu kariyerdir. kısacası fenerbahçe'nin avrupa kariyerinden bile beterdir.
ayrıca beşiktaşlıların yanında bu konuya açarsanız, kıyamet kopmuş gibi derin bir sessizlik kaplar ortalığı.
türkiye'yi avrupa'da temsil eden takımı tüm dünya biliyor zaten, söylemeye gerek yok.
böyle büyük bir kulübün adını o pis ağızlarına alarak * kirletmeye çalışanlar uğraştığı hadisedir.
herkes biliyor beşiktaş'ın avrupa kariyerinin parlak olmadığını. ancak biz 3-0 yendiğimiz barcelona barcelona'ya 3 gol atan tek takım maçını hatırlar mutlu oluruz. bunlar böyle şeyleri bilemez. çünkü ruhları yoktur.
galatasaray'ın fenerbahçe'nin başarılarıyla gurur duyarız. çünkü biz her şeyden önce türk'üz.
(bkz: iğrençsiniz ibneler)
galatasaraylı taraftarların son yıllarda sıklıkla karşılaştığı fenerbahçe mağlubiyetlerine ithafen kullandığı meşhur bir michel platini sözü vardır;
bu söz, "büyük takımlar kazandıkları kupalarla, küçük takımlar kazandıkları maçlarla övünürler," şeklindedir.
bu noktada galatasaraylıların müzelerinde, her ne olursa övünebilecekleri bir devasa uefa kupası sergileniyorken, beşiktaş'ın liverpool mağlubiyetini her fırsatta ortaya sürmelerini neye bağlamak gerektiğini hiçbir şekilde anlamamaktayım.
beşiktaş, herhangi bir maçta mağlup olabilir. beşiktaş liverpool'dan deplasmanda 8 tane gol yiyip chelsea'ye deplasmanda 2 gol atma becerisi gösterebilir. chelsea'den galatasaray, evinde 5 tane gol yiyebilir ve deplasmanda liverpool'a 4 tane gol atabilir. bunlar olabilir; futbolun içindendir.
büyük takımlar, rakipleriyle mücadele etmeye gayret gösterirken küçük hesaplar içinde boğulup kendi büyüklüklerini inkâr etmemelidirler.
son yıllarda epey yükseliştedir. geçen sezon 20 puan bu sezon 19 puan toplandı. üzerine koya koya gidiyoruz gelecek sezon daha iyisi olur umarım açık ve net.