şimdilik yanlış değerlendirmedir.beşiktaş güç dengelerinde hep fb ve gs'nin gerisinde kalmış olsada ülkenin lokomotif kulüplerindendir.bugün, maddi sıkıntılarının olması, gs gibi devlet imkanlarından yararlanamıyor olması elbette beşiktaş adına zor bir sürecin yaşandığını gözler önüne seriyor.
bu sıkıntılar karşısında bjk yönetimi ve camiası gerçekçi adımlar atabilirse,uzun vadeli ve popülizmden uzak planlamalar yapabilirse bu badireden güçlenerek çıkabilirler.
ancak tüpçü dönemindeki yoz zihniyet sürerse işte beşiktaşın sonu korkarım ispanyadaki atletico madrid gibi olur. atletico madrid de son 20 yıla kadar r.madrid ve barça'yı zorlayan 3. büyük kulüp konumundaydı ama sonrasında yapılan yönetimsel hatalar yıllar içinde atletico'yu real ve barça'nın çok gerisine düşürdü.hatırlanırsa bir ara atletico madrid küme bile düşmüştü.
elbetteki kimse durup dururken büyük olmuyor. beşiktaşın arkasında kocaman bir tarih var.
belki diğer spor branşlarında fb ve gs'nin çok gerisinde olabilir ama futbolda aynı şeyi söylemek imkansız. örneğin bjk, futbolda 76 resmi kupa kazanmıştır bugüne kadar.gs 82 fb ise 91 kupa kazanmıştır.
ayrıca beşiktaş'ın 13 süper/1.lig , 3 milli küme ve 2 türkiye futbol şampiyonası şampiyonluklarıyla toplam 18 türkiye şampiyonluğu vardır.fb 27 gs ise 20 türkiye şampiyonluğu almışlardır.
görüldüğü üzere futbolda fb ve gs'nin hemen ardından gelir ve elde ettiği şampiyonluklar kazandığı kupalar hiç de azımsanmayacak sayıdadır.
özetle bir asır boyunca elde edilmiş hatırı sayılır kazanımlar var ortada.bu kazanımlar, birkaç sezonluk maddi sıkıntıların o camianın bir anda sıradan hedefsiz bir camia haline dönüşmesini engeller.engelliyorda zaten.
son olarak buraya da salça olan 1-2 ergen g.saraylıya da her zamanki geleneksel kapağımızı takalım,
cemaat mahkemelerini sırf sportif alanda öne geçermiyiz umuduyla yalayanlar, bu devran döndükten sonra bunun utancını çok ağır biçimde yaşayacaklardır. bu kokuşmuş akp-cemaat türkiyesinde kulübün anahtarlarını vermedikleri için şikeci suçlamasına maruz kalanlar ise bu devran döndükten sonra bugünlerde yaşananları muhatap olunn o davaları ve verilen kararları bir şeref madalyası gibi taşıyacaklardır.
genelkurmay başkanının terör örgütü kurucusu, terörle mücadele etmiş anlı şanlı subayların generallerin terörist suçlamasıyla sanık, gerçek teröristlerin ise tanık olduğu ve düzmece belgelerin,saçma sapan telefon tapelerinin öküz altında buzağı arama metoduyla delil sayıldığı bu cemaat mahkemelerinde görülen davaların ancak 5 yaşındaki çocukları kandırabileceği açıktır.bir de tabi oportünistleri pek sevindirir bu tür davalar.
sonuç itibariyle mühim olan adının borsa hortumcusuna çıkmamasıdır, adının beleşçiye beslemeye çıkmamasıdır. tüm kamuoyu nezdinde şikeleri meşhur olmuş bir kulüp olmamaktır, adının tofaş otolarla,zaladlarla,denizliye gönderilen teşviklerle,kardeş trabzonla yaşanan ensest ilişkiyle filan anılmamasıdır.en mühimi de adının cemaatin kulübü diye zikredilmemesidir.
3 tane cemaat hakimi ve savcısının değil, objektif kamuoyunun düşünceleri önemlidir.yarın bir gün devran döner bu kez o operasyonu yapanlar çıkarılır yargının karşısına.o yüzden bu kadar da salak olmamak lazımdır.
dönmez o devran diyenlere de buradan selam gönderiyorum bu ülke ne devranlar gördü hepsi döndü.dönünce görüşürüz.
beşiktaş'a dair son bir cümle daha etmek gerekirse, beşiktaş hep büyüktü daima da büyük kalır yeterki tüpçü vb hırsız zenginlerin boş beleş çocuklarından korusun, sakınsın kendini.kurtuluşu seba anlayışındadır.o zihniyete dönüş yaparsa hızla yeniden yükselecektir.
beşiktaş'ı büyük takım saymayanların napoli, sampdoria, river plate (geçen sene küme düşüp geri çıktı), liverpool gibi takımlarıda büyük saymaması gereken durumdur. kafaları bu kadar çalışıyor yapacak bir şey yok. hatta 2 sene önce şampiyonluğa aç dortmund bile büyük değil ozaman, her hafta 50 bin seyirciye haybeye oynadılar senelerce.
bu mantığa göre liverpool takımı da büyüklükten çıkmış oluyor. beşiktaş son 20 yılda 3 kere şampiyon olmuş, liverpool hiç olamamış. galatasaray 15 sene şampiyon olamadığı dönem büyük takım değilmiş o zaman bunu da öğrenmiş olduk. hadi onu da geçtim garibim trabzonspor ne olacak. trabzonspordamı küçük takım oldu şimdi? demek bu büyüklük kavramı son 20 yılın şampiyonluklarıyla alakalıymış o kulübün tarihiyle değil.
buyukluk sampiyonlukla olmaz.eger oyle olsaydi ; sike yapanlar ,5 yasindaki veletler tarafindan bile dalga gecilip , sikeci damgasi yemezdi.. al sana sampiyonluk ama hani nerde buyukluk ?? not ; galatasaray 'liyim..
2 renkli büyüğe yeteri kadar giren beşiktaşımın demirören yüzünden 8 sene kadar mola vermesidir.
zamanı gelince 2 büyüğe beşiktaş, bilediği keser sapıyla tekrar girecektir.
sabah sabah böyle kaba benzetmeler yaptığım için de özür dilerim ama hakedenler maalesef.
beziktasin herzaman sampiyonluga aday bir takim olmasi nedeniyle bu sezonki kadro ve gidisat vasat oldugundan yasanilan hayal kirikligidir.bir takim bi sezonla degil tarihi ile buyuktur. (bkz: ankaragucu)
istanbul için 3 büyük futbol kulübünün fazlalığı nedeniyle gerçekleşen durumdur. bir tür doğal seleksiyon yani zayıf olan elenir ki galatasaray ve fenerbahçe yanında beşiktaş zayıf olan halkadır.
bir zamanalr sarıyer de büyük bir istanbul kulübüydü ama şimdi bu sözlükte yazan kaç kişi sarıyer'in kendi tuttuğu takımla maçını izlemiştir,kaç kişi anımsar ?
işte böyle beşiktaş da artık sarıyer gibi küçülüp ait olduğu yere gidecektir ve işte o zaman görünecek gerçek beşiktaşlı kimmiş...
ek. beşiktaşlı yazarlar beni eksilemek sorun değil de beni eksileceğinize sizi bu hallere düşüren yıldırım demirören'i zamanında gönderebilseydiniz bu duruma düşmezdiniz değil mi....
zaten 3 büyükler arasında değildik ki diye cevaplanabilir. bizim olayımız farklı;
biz "siyah-beyaz-ölüm yaşam" diyoruz, siz ama biz x kere şampiyon olduk diyorsunuz,
biz "sevinmek için sevmedik" diyoruz, siz biz fi yılında şunu bunu yendik şu kupayı aldık diyorsunuz,
biz "üç hece sekiz harf beşiktAşk" diyoruz, siz 8 tane yediniz, eheheeheeee diyorsunuz.
bi siktirin gidin.