ligde bulunduğu konumu haketmediklerini, önümüzdeki sezon şampiyonlar ligi'nde cinsel obje olarak kullanılınca anlayacak olan taraftarlardır. çarşığğğğ.
beni tanıyor musunuz ? bu soru için farındayım ama nasıl olsa benim için delirecek, coşacak, bana itaat edeceksiniz. bu döngüyü lehinize çeviremezsiniz.bir taneniz şimdiden uyruğuma girdi bile.. direnmek yerine tadını çıkarmaya bakın.
tanım: iyi sevişen taraftardır. erkek- dişi farketmez.
aslında şampiyonluğu o kadar da önemsemeyen taraftarlardır. bu yüzdendir ki sevinmek için sevmedik sloganını söyleyen taraftardır. onlar için önemli olan sahada takımı için savaşan futbolcuları görmektir. futbolcularla ilgilenmezler, ruhlarıyla ilgilenirler. futbolcunun yeteneği sınırlı da olsa sahada savaştığını görmesi onlar için daha önemlidir.
tabi böyle bir taraftar olunca diğer takım taraftarlarının çekememesi çok normaldir.
ne zaman inönü'de beşiktaş yenilse, ilk suçladıkları hakem, sonra teknik direktör, sonra başkan, sonra futbolcular ve sonra masörler olmak üzere sövgü dolu tezahüratlara başlayan, rakip takım taraftarlarına saldıran, kadınından erkeğine herkesin holiganlaştığı bir yapısı var.
anlamadığım şey; süper bir uyumun var tribünlerde, süper sloganların ve bu sloganları destanlaştıran tezahüratların var da, neden yenildiğinde de güzel şeyler yapmıyorsun ey taraftar. neden rakip takımı fenerbahçe olsa da alkışlayamıyorsun. ya da neden sessizce terketmiyorsun stadı.
bana ne derseniz deyin ama gidin bi real madrid taraftarının barcelona'dan 6(altı[vi]) gol yediği maçta bile gıklarının çıkmadığı o anları izleyin. lütfen artık futbolu futbol gibi izleyelim amınakoyim. artık ilerleyelim, sokak kültürünü, serseri taraftar desteğini atalım üstümüzden.
lüt
fen
not: evet, trabzonspor taraftarıyım. benzer şeyleri kendi takımımın taraftarlarına da söylüyorum. her takımın taraftarlarına söylüyorum. çünkü türkiye'de maalesef takım böyle yobazca tutuluyor.
ve siz beşiktaş taraftarları, bu yazdıklarımı tüm takım taraftarlarına diyormuşum gibi okuyun. burda amaç futbolun da değil, insanlığın körelmemesi. hatta bu yazıdaki en baba amaç, futbolu iki rakip takım taraftarının yanyana izleyebilmesi. ben bir trabzonsporlu olarak, en samimi arkadaşımı fenerbahçeli olmasına bakmaksızın seçip, onunla fenerbahçe-trabzonspor maçını yanyana oturup izleyebiliyorsam, sen bunu neden yapamayasın ki?
Bundan yaklaşık 1,5-2 ay önce beşiktaş'ın sahasında istanbul belediyesporla oynadığı maçta abdullah avcı'yı satılmakla suçlayan belkide yine aynı adamın katkısıyla takımının şampiyonluğa ulaştığı taktirde ne yapacağını merak ettiğim taraftardır...
iyi taraftardır, güzel taraftardır ama içlerinde büyük bir eziklik her daim vardır. bak, ezik taraftar demiyorum dikkat et.
her galatasaray maçı öncesi 92 93 sezonundan 8-0'lık ankaragücü maçını hatırlarlar; ama beşiktaş'ın ankaragücü'nü o sezon istanbul'da 4-0, ankara'da ise 6-0 yendiğini unuturlar. yıllardır kötü yönetilmenin, hatalı transferlerin acısını hakemlerden çıkartmayı da adet edinmişlerdir.
an itibarıyla dışarıda şampiyonluk narası atan topluluktur.
(seneye şampiyonlar liginde de aynı naraları atmalarını umduğumuz taraftardır aynı zamanda.)
bu hafta galatasaray'ı yendikten sonra kendi stadlarının* koltuklarını söküp hatıra olarak eve götüren kırolarıda içinde barındıran taraftardır. hatıra olarak stad koltuğu saklamak bir tek büyük "yaratıcı" beşiktaş taraftarından beklenirdi zaten, ne denir?" herkes kalitesini belli eder".