not: öncelikle bu başlık anket amacı taşımamaktadır onu belirtelim. ve sonrasında diğer takım taraftarlarının bu başlığı kötüye kullanmaması ricası ile sözlerime başlıyorum.
tanıma geçersek, bir taraftarın kendi takımından soğuması. bak takımı diyorum yani ilk 11 i. nasıl: yıllarını beşiktaş tribünlerine vermiş bir insanı bile kendi takımından 5 sene içinde nasıl soğutulur onu anlayacağız.
-son yıllarda takıma haddinden fazla fenerbahçeden oyuncu transfer edilmesi
-başkan' ın beşiktaş' ı iyi temsil edememesi. kafası güzel demeçler verip sözünde duramaması.
-yanlış transferlerle aldığımız kombinelerin, formaların parasının gece alemlerine akması..
-her sene şampiyonluk ümidi ile kandırılıp son haftalarda havlu atılması.
-alt yapıdan oyuncu çıkarılmaması, toplama kadro ile iş yapılmak istenmesi.
-takımda aslen beşiktaşlı olan futbolcunun 1 ya da 2 yi geçememesi.
-taraftarın takımın önüne geçmesi.
-fenerbahçe ve galatasaray taraftarlarına herhangi bir derbi sonu söylenecek laf bırakamaması, resmen ezik duruma düşürmesi son 3 senedir..
istediğimiz başarı mıydı ki ? hayır. biraz onur, biraz şeref, biraz beşiktaşlılık.. onuda aldın sayın başkan.
dua et koca 100 yıllık tarihe ve renklere, semte! aşık bu taraftar başkan. armaya aşık. yoksa inan bu takım tutulmaz. yeni ergen olan çocuklar bu takımı seçmez. çünkü artık hiçbir tutulur yanı yok..
iki senedir beşiktaş ta çalışan biri olarak bitmek bilmeyen trafik sorunudur. levent e gitmek mi nersin yoksa taksim e çıkmak mı dersin ? beterin beteri de birinci köprüden geçmektir. deniz yolunu sadece biraz daha rahatlatıcı.
asla olmayan nedenlerdir. iş bilmeyen yöneticilerden soğuduk, ruhsuz futbolculardan soğuduk. beşiktaş, taraftarı için vazgeçilmezdir, kutsaldır. mütemadiyen seveceğiz..
ben fenerbahçeliyim, ama benim bildiğim beşikaşlı hakkı yendiğinde itaat etmez; gider söke söke alır yahut söke söke almak için gücünün yettiği kadar savaşır.
menfaat peşindeki tüpçünün birine kulübünün tapusunu vermez, o kulübün tapusu üzerinde beşiktaş formasıyla terbiyesi ve ahlakının bilincinde olan taraftarının kalbindedir.
meydandan stada yürünen yolda 3-5 kişi toplanıp çoluk çocuğu tokatlayanlara beşiktaş taraftarı diyebilir miyiz? fenerbahçeden vazgeçip fenerbahçelilerin annesine kardeşine küfredenleri? üzerinde 'çarşı' yazılı montları kendine inanmış insanlara satıp altına volvo çekenleri? başkanlığı yaptığı takımı kullanıp taraftarının kalbini kıranları? bunlara beşiktaşlı demek, beşiktaşlıya hakaret etmektir.
beşiktaştan soğumak için bir neden yoktur. aklına süleyman seba'yı getirirsin olur biter; kulüp başkanlarının şöhret olmak için bu işi yaptıkları bir zamanda hayatını bu renklere adayan adamı.. 80 yaşındayken ömrü boyunca fenerbahçeyi sevmiş rahmetli dedeme 'fenerbahçe bu adamdan bir tane yetiştiremedi' dedirten adamı..
beşiktaşlı olmanın anlatılamaz bir gerekçesi vardır bunu çok iyi biliyorum; lakin bu insanlar için beşiktaştan soğuma nedeni diye bir şey yoktur.
Gerçek bir Beşiktaşlı için olmayan nedenlerdir. Biz Beşiktaşımızı herşeyiyle seviyoruz. Sevgi de değil bir aşktır bu. Başkana kızarız , topçuya küfrederiz , hatta taraftara bile tepki gösteririz ama beşiktaştan soğumak diye bir şey olamaz. Biz Beşiktaşı liseli aşıklar gibi severiz. Bi farkla. Gelip geçici değildir.
Dip not. Hakkı Yeten'lere yetişemedik ama Süleyman Seba ile büyüdük. Demirören'in Beşiktaşlılık ahlakına uymadığını söyleyebiliriz ama onun yüzünden Beşiktaşımızdan da soğuyacak değiliz.