yapacak bir şey yok. hakemi de , karşıdaki insanımsı teknik direktörü de yeneceksin. sonra maç sonrasında karşısına geçeceksin. bunu ilk kez yaşamıyoruz son kez de olmayacak. ben olsam beşiktaş ve ts olarak avrupaya a2 takımı ile çıkarım. sokarım senin ülke puanına.
her ne kadar kişisel hatalar olsa da son dakikadaki pozisyonda net penaltı verilmemiştir, yöneteceğiniz maçı sikeyimdir.
not: geçen sezon hakem hatasına kurban giden bir göztepe taraftarı !
yaş 22 hissedilen 32 öyle bir kanser. kamu spotlarına konu olabilir. öyle bir kanserdir ki sadece futbol maçlarında değil beşiktaş adının olduğu her alanda çıkabilir. özellikle bir maçın son anlarını çok sever. insanı sinir stres sahibi yapar. örnekler çoktur beşiktaş kanserine. kiev karambolü, aynı sezon inönüde oynanan stoke city maçında rüştü kaleden çıkıp topa müdahale eder top rakibe çarpıp havalanır ve boş kalemizin direğine çarparak dışarı çıkar. bu sene konya maçı, erciyes maçı, kayseri son 2 dakika hep kanserlidir. ha ama seviyoruz biz bu kanseri.
beşiktaş taraftarının kronik hastalığı. bu dönem çok revaçta özellikle, pisi pisine bütün yenilgiler. nee çekktinn be beeşikktaaşş. ömmrümüzü yedinn be beşiktaaş.
durum 2-2 yken hiç bir varlık göstermemiş, ama beşiktaş 3-2 öne geçtiğinde hafif nüksetmiştir. maçı anlatan adamın, santra yapılmayacak maç bitti demesiyle de kaybolmuştur.
nasıl bir hastalıksa gol olduğu anda kalan dakikaları düşünüyoruz amk!
--spoiler--
beşiktaş ile galatasaray ezeli rekabette x kere karşılaşmış. y kadar maçı beşiktaş kazanırken, galatasaray y+ maçı galip bitirmiş. z kadar maç da berabere bitmiş.
--spoiler--
ya da...
--spoiler--
beşiktaş ile fenerbahçe resmi müsabakarda x kere karşı karşıya gelmiş. y kadar maçı beşiktaş kazanırken, fenerbahçe' nin üstünlüğü y+. z kadar maçda yenişememişler.
--spoiler--
şu kadar çocuktum, bunları duyuyordum. sonuçlara otur bak, hala da aynı şekildedir. bir beşiktaşlı olarak rıdvan' a şeytan lakabı takıldığı için sevinmiştim. şeytan lakabını hızından dolayı aldığını değil de, ona hakaret ettiklerini düşünüyordum. demem o ki o kadar küçüktüm.
önüme koydular siyah beyazı, ''bu siyah beyaz gibi, ya seveceksin, ya da sevmeyeceksin'' diye de eklediler. ''yenince sevmek, yenilince sövmek yok''.
nerden bilebilirdim ki karşılıksız sevginin adının kanser olacağını. demem o ki, son on dakikada gol yer miyiz, yine maç berabere biter mi, allahım bitsin şu uzatmalar gibi hastalığı tetikleyen şeyler olmazsa beşiktaşlılık da olmaz.