kendi içinde çelişkiler yaşamakta olan yönetim kurulu. denizli meselesinde demirören "b planımız var" diyor, doğan küçükemre "b planımız yok" diyor. acayip koordinasyonsuzluk var. yeter artık çıldırtmayın bizi. bırakın gidin yahu.
beşiktaş'ı katleden yönetim kuruludur. demirören ve yönetiminin beşiktaş'a verdiği zararı kendisi ödemeyecektir. onlar gittiği zaman o borçları kapamak beşiktaş kulübünün başına kalacaktır. bunu düşünmeden beşiktaş'ın harcadığı her gereksiz para beşiktaş'a ihanettir.
allah akıl, fikir, vicdan versin. gidin ulan. bırakın şu takımı.
şimdi bu haberi duyunca küfür haznemin ne kadar geniş olduğunu bir kez daha öğrendi sayelerinde.
malumunuz delgado geri dönüyor ve yabancı sınırından ötürü 1 yabancı ile vedalaşılacak. neymiş, tabata giderse onları inönü'de asarmışız çünkü maliyeti çok fazlaymış. holosko gönderilebilirmiş tabata gönderileceğine.
ulan size tabata'yı alın diyen kimdi? tabata'ya 8 milyon euro verin diyen kimdi? kafanıza göre kararlar alıp uyguluyorsunuz bunun üzerine de utanmadan beşiktaş'ı değil, hala kendinizi düşünüyorsunuz? ulan siz ne kadar gurur fakiri insanlarmışsınız be? asıl holosko giderse inönü'de asılacağınızın resmidir hacı.
bir de serdar özkan verilen şansları değerlendirememişmişmiş. soruyorum ulan, nihat verilen şansların ne kadarını değerlendirdi? serdar'a verilen şans, nihat'a verilen şansın kaçta kaçı? bu serdar özkan'ın en büyük düşmanlarındandım hacı hatta gökhan zan gittiğinde "bunu da eşantiyon olarak verin" diyenlerdendim ama arkadaş bu çocuk bu sene ayaklarını sağlam basıyor yere, daha bir hırslı, daha bir doğru düzgün. bırak takımı, sahanın en iyisi olduğu maçlarda aptalca kararlarla oyundan ilk alınan adam oluyordu bu adam. bu adam kadrodayken, uğur inceman adlı odun giriyordu oyuna!
serdar verilen şansları değerlendiremedi gönder, tabata verilen şansları tekmeledi ama maliyeti yüksek diye tut takımda. holosko gibi adamın tırnağını bulamayacakken kendi hatalarına kruban at, nihat'ı pışpışla. adı ne? "biz beşiktaş için yapıyoruz her şeyi!"
bu gece rakiplerimizin maçlarını da izledikten sonra -tabi bir de şampiyonlar ligi var- artık bu oyun kurucu sıkıntısını gidermesi gereken yönetimdir. ha gidermek derken yıldırayla, tümerle olcak iş değil tabi...
gordon'u alındı 2 milyon euro'ya, oynatılmadı, bedavaya kiralandı başka takımlara, parası da verildi.
sadece 2009-2010 sezonu için saçılan paraya bakalım.
2 milyon gordon için bonservis ödendi, 340.000 euro da strum graz'a giden bu futbolcuya ödenecek maaş niyetine. etti mi sana 2.34 milyon euro? bedava gitmesi de cabası.
zapo'ya 4,5 milyon euro ödendi bonservis. sene içinde pek göremedik, bu sene bursa'ya "bedava" kiralanmasının yanı sıra, 200.000 euro da maaş ödenecekmiş. etti mi sana 4.7 milyon euro.
ikisi toplam yaklaşık 7 milyon euro. vay anasını sayın seyirciler. 7 milyon euro'yu çöpe atıp, sonra da "takım içi denge" olayı yaparlar.
7,5 milyon dolar ödeyerek delgado'nun tapusunu almak gibi başarıları da var mesela.
ulan hadi bonservisi geçtim, başka takımda oynayacak adamlara 500.000 euro para ödeyeceksiniz. 1 milyon tl! ayıp be, ayıp. basketbol takımına 500.000 euro yatırım yapmamak için kırk takla atarsınız ama bu parayı saçmayı bir halt yemek zannedersiniz.
sizinkine takım içi denge değil, dübür içi burma deniyor. dübür de kendi dübürünüz değil, beşiktaş'ın dübürü malesef.
ismail köybaşı için 6,5 milyon euro ve 2 futbolcu konusunda gaziantepspor yönetimi ile anlaşmış olan komedi kuruludur.
arkadaş, mehmet topuz için kayserispor önce 5 milyon euro artı gökhan emreciksin karşılığında anlaştı. siz ise, topçu ile anlaşarak daha düşük bedel için kayseri'yi zorlamaya kalktınız. hani, aklınızca kâr edecektiniz. e o zaman ulan ismail'e ödenen bedel ne?
bu çocuk yetenekli, iyi adam. belki 2 seneye kalmaz uzun yıllar türkiye'nin en iyi sol beki olur ama beşiktaş'ta başarılı olması garanti mi? o formayı taşıyabilecek mi?
transfer olayı, "kim daha çok para "saçabilir" görelim" mantığı mıdır?
fenerbahçe topuz'a 11 milyon euro'ya yakın bonservis bedeli biçiyor, özer'e yaklaşık 7 milyon euro. galatasaray beşiktaş'ın 1 milyon euro bile vermek istemediği adama 2 milyon euro ödeyecek yılda. beşiktaş bu kadar paraların saçıldığı geri zekalı ortamdan uzak durabilir mi? duramaz! illa gazeteler yazacak "beşiktaş çok büyük para ödedi" lan bunun adı reklam mı, senin mallığının deklarasyonu mu? madem paranız vardı, özer hurmacı'yı alsaydınız ya daha ucuza? delgado'yu da verirdiniz karşılığında mis gibi olurdu! yusuf iyi ama 90 dakika'yı kaldırmaz tüm sezon. özer'i alsaydınız arkadaş. ne demek 6,5 milyon euro artı 2 futbolcu!
almıyorum ulan bu sene de forma! siz geldiğinizden beri almıyordum forma, bu sene gaza geldim alacaktım, almıyorum ulan! değmezsiniz. ben kulübe para kazandıracam, beylerimiz istediği gibi harcayacak o parayı, saçmakta beis görmeyecekler. ismail'e 6,5 artı 2 topçu veriyorsanız, tabata için falan 10-15 milyon euro verirsiniz üzerinde 2 tane de adam teklif edersiniz.
yeter ulan! allah'tan şampiyonlar ligi'nden para gelecek, şampiyonluk primi falan var federasyondan. onlar olmasa ne olacktı? o zaman baki mercimek'i geri alırdık. bank asya'dan toplardık adamları herhalde? ha pardon tüpçü verirdi cebinden paraları değil mi? "biz bu paraları bankalardan alsak faiz gelecekti" edebiyatı yapadurur. fulya'dan gelecek paralar ne alemde tüpçü, hani o beşiktaş'a ihanet edercesine aşçıoğlu'na aktardığınız rant var ya hani ne olacak?
arap yağı bol bulduğunda, g.tüne sürermiş. şerefsizim yok farkımız araplarla!
2 kupa aldık ama "keşke almaz olaydık" dedirtmeye and içen yönetim kuruludur.
şampiyon olduk, kupa'yı aldık tamam iyi güzel, hak ettik mi? ikisini de köküne kadar hak ettik ancak gün gibi aşikardı ki, bu kadro yetersiz. bugün de gün gibi aşikar ki, bugün bakınca daha bir yetersiz.
son zamanlarında iyi oynayan cisse gitti. fink'e inansak da ne olacağı belli değil. kim geldi? erhan güven. başka? yok.
şampiyonlar ligi'nde oynayacak bu takım. nereye elini atsa kurutan bir yapıları var sağolsunlar. ellerini attıkları her işte fiyaskoyla sonuçlandırınca işleri hemen ötmeye başlıyorlar, "iki kupayı da aldık, biz 2 kupanın da coşkusunu yaşamaya devam edeceğiz. kimse başarımıza gölge düşüremez" falan fistan.
mehmet topuz ihtiyacımızdı, fenerbahçe'ye olan maliyeti ile beşiktaş'a gelmesini istemezdim ama sonuç olarak aldık mı babayı? aldık. rezil olduk mu? olduk! ondan sonra çık "biz 2 kupa aldık, şampiyonluğumuzun tadını çıkarıyoruz" lan olmaz olaydık şampiyon falan. nihat işi olmuyor "biz 2 kupamızın coşkusunu yaşıyoruz" lan batsın o 2 kupa diyecem olmayacak.
fenerbahçe cayır cayır transfer yapıyor. öyle veya böyle, pahalı veya ucuz. bekir, bilica, topuz, özer kötü adamlar mı? bilakis sağlam adamlar. paulsen falan konuşuluyor sen ne yaptın bu süreçte üstelik, şampiyonlar ligi'nde oynayacaksın lan sen ne yaptın? yok. yabancı kontenjanın zaten dolu anasını satayım uğraş dur.
gökhan zan'ın gitmesine üzülmedim bilakis memnun ve mutlu oldum ama arkadaş, opsiyon hakkınızı kullanmayacaksanız, yabancı kontenjanı da dolu olduğundan adam gibi bir yerli bakmaya sezon ortasından itibaren bakacaksınız. icabında gaziantep'ten bekir'i alacaksınız devre arasında fenerbahçe sezon sonu bedava almadan. gökhan gitti şimdi ne olacak? gökhan geçen sene gidecekti ki, keşke gitseydi geçen sene mırın kırın ettiniz kaldı. bu sene yine işi ağırdan aldınız bu defa gitti. var mı hazırlığın? yok. ne oldu? "biz 2 kupa aldık onun coşkusunu yaşıyoruz" muhabbeti.
yeter artık başlayacam coşkuna da, kutlamalarına da! şampiyonlar ligi'nde her maç 5 yiyecez sonra şöyle diyaloglar olacak bu gidişle;
- sayın demirören farklı mağlubiyet ne diyeceksiniz?
* biz 2008-2009 sezonunda 2 kupa birden aldık, başarımızı hiçbir şey gölgeleyemez. biz coşkumuzu yaşıyoruz.
- başkan devreler yandı galiba?
* camiamızı birlik beraberliğe davet ediyorum.
beceriksizliklerinizle, fiyaskolarınızla coşku moşku bırakmadınız. sezon hazırlıkları başlamak üzere alooo uyanın da balığa çıkalım artık ha ne dersiniz?
yine, yeni, yeniden bir fiyaskoya daha imza atmış olan kuruldur.
durun lan, gökhan zan mevzusuyla alakası yok, gökhan'ın gitmesinden en büyük mutluluğu ben duymuşumdur belki.
bu arkadaşlar ya yaptıkları sözleşme maddelerini okumuyorlar ya da okumada veya algılamada ciddi problemleri var. beyne kan gitmiyor beyne.
bu arkadaşlar vakt-i zamanında del bosque ile anlaşma imzaladılar. sonra tüpçü basının baskısına dayanamayıp yol verdi. adam dedi "şu kadar param var verin gideyim" bizimkiler başta tüpçü olmak üzere üstün(!) zekalı olduklarından adama "hadi len, biz türküz bize bi'şey olmaz olm" dediler. adam fifa'ya gitti. konu fifa'dayken adam birkaç defa haber gönderdi "gelin görüşelim, bu işi tatlıya bağlayalım, 2-3 milyon euro'ya çözelim" dedi, adam "gelin tatlıya bağlayalım" dedikçe bizimkiler gaza geldiler "ooo adam haksız olduğundan, bizi tongaya düşürecek, yer mi anadolu çocuğu?" yaklaşımına girdiler. fifa "sen haksızsın" dedi, bir ara anlaşmaya yanaşacaklardı ki, tüpçü'den sonraki en büyük şov(!) adamlarından, rezalet üstadlarından levent erdoğan seçimde yönetime girdi ve "kazanacağız biz, durmak yok mücadeleye devam" dedi ve cas'a gittik. del bosque de baktı ki, beşiktaş'ı yönetenler arasında üstün zekalılar çoğalıyor "eee, görün ebenizin örekesini" dedi saldı çayıra sonuç? 8 milyon euro kaçtı uygun bir tarafımıza.
cas 8 milyon'u rulo haline getirip sokarken bize, bizim üstün zekalılar hala "biz haklıyız" edebiyatı yapıyorlardı. hatta bugün sorsak "del bosque" desek, hala "biz haklıydık aslında da gizli güçler o cezayı verdi" falan diyecekler.
neyse. aradaki transfer fiyaskolarına, gökhan zan'ı 5 milyon euro'ya çakmayıp elimizde patlattıklarına, 1 lira etmeyecek adamlara 5 verip üzerine bir de para vererek gönderdiklerine hiç değinmeden direkt devre arasına giriyorum.
yusuf'u aldık para artı tuna ve aydın karabulut karşılığında anlaşıldı. bursaspor yönetimi bizimkilerden aptal olduğundan, futbolcuların gelmeme ihtimalini göz önüne alarak futbolcuların gelmemesi durumunda tazminat maddesi ekliyor anlaşmaya. bizimkiler de aşırı zeki olduklarından topçuların gitmeme ihtimali gibi bir şey akıllarından geçmiyor düşünsene, koskoca beşiktaş yönetimi bir adama "git" diyecek gitmeyecek ha? akla ne kadar aykırı değil mi? sonuç? beşiktaş aydın'ı zorla bursa'ya göndermek istiyor. aydın karakterli futbolcu olduğundan "mal" gibi satışına karşı duruyor. bu zekiler ordusu da bursa'ya "yahu iş bizden çıktı, aydın'ı ikna edin. ikna edemezseniz ne yapalım yani? biz size verdik" deyip olayı kapatabileceklerini zannediyorlar. ne oluyor? ortada kapı gibi sözleşme metni var, tazminat maddesi var. uyuşmazlık mahkemesi de gayet tabi olarak, beşiktaş'ı 1 milyon dolar tazminata mahkum ediyor. üstelik 25 şubat 2009 tarihinden itibaren yasal faizleriyle beraber.
bu arkadaşlar hala "tahkime gideceğiz" diyorlarmış. lan boşa masraf etmeyin, bak ne oldu? yasal faizi yedin bir sürü de mahkeme masrafı. dava kaybetmeyi bir halt yemek mi zannediyorsunuz hocam siz?
velhasıl üstün zekalı, her türlü cinliğe kafası basan adamlardan kuruludur.
üstelik sanki 5 ay önce türlü cambazlıklarda aynı stratejiyi izlememişler gibi utanmadan bir de kayserispor'a "futbolcusuna mal gibi davranmıştır, kölelik sistemidir" vs. gibisinden akıllarınca gider yaptılar.
alemin akıllısı, zekisi sizsiniz geriye kalan herkes mal, geri zekalı, aptal.
1 milyon artı faizler de kaçtı bir tarafımıza.
tüpçü, beşiktaş'ın ödediği her tazminat burnundan fitil fitil gelsin tüpçü! o levent erdoğan var ya, hani o kupayla uyumak gibi eylemleri olan arkadaş var ya, hani hukukçu olup da ortadaki sözleşmelere rağmen "biz haklıyız" diyebilmeyi bir halt yemek zanneden arkadaş, onu da satsana bir zahmet üzerine para verip?
lan bu kadar mı ders almaz bu insan evlatları? kafalarına göre hareket edip, paraları beşiktaş kasasından çıkarmayı bir halt etmek mi zannetmekteler anlamadım!
lan bi' gidin ya, bi' gidin, allah rızası için bi' gidin!
mehmet topuz transferinden boyumuzun ölçüsünü almamıza rağmen hala susmamakta ısrar eden sirk topluluğu.
ey beşiktaş yönetim kurulu, eğer ki başınızdaki zat-ı muhterem "eziklik" terbiyesizliğini yapmasaydı mehmet topuz bugün beşiktaş formasını lisanslı bir şekilde giyiyor olacaktı. yapınca o terbiyesizliği aziz maliyeti bonservis bedeli ile beraber sadece 1 yıllık süreçte 11 milyon euro da olsa inat edip sözünü o başınızdaki zengin çocuğu olan zat-ı muhtereme "icraat" ile yedirdi.
ama siz hala resmi siteden "yok kölelik düzeni, yok hakkımızı helal ediyoruz, yok mal gibi sattılar" vs. vs. halka bir konuşma, hala bir ağız ishali durumu.
aziz yıldırım'ı ömürümde takdir ettiğim mevzu sayısı 5'i bulmaz ama adamın hakkını vereceksiniz, başınızdaki zat-ı şahane(!) "eziklik" terbiyesizliği yaparken, adam "beşiktaş, transfer heyecanı ile hata yapmış olabilir, hoşgörülü olmalıyız, beşiktaş da en az bizim kadar, diğer kulüpler kadar büyük bir kulüptür, birimiz eksik olsa olmaz vs." minvalli aklı selim cümleler sarf ederken siz hala "bikbikleme" derdindesiniz.
şampiyonlar ligi için hazır mı bu takım? ki, şahsi kanaatim seneye 4. veya 5. oluruz ligde bu kadroyla değil ki, şampiyonlar ligi. hala ortada bir şey yok. hali hazırda 9 yabancı var sözleşmeli yabancı alamıyorsun bu sorunu çözmeden, adam gibi bir yerli bulamıyorsun, bulduğunuzu elinize yüzünüze bulaştırıyorsunuz onda sonra da sanki kendiniz o duruşa sahipmişsiniz gibi "beşiktaşlı duruşu" edebiyatı yapıyorsunuz.
sana söylüyorum levent erdoğan sana. ağzına alma o duruşu, bu sirk grubunun içinde başkandan sonra sıfatın gibi asbaşkan olan yani 2. sırada olan sensin.
bakın 5 ay sustunuz, 2 kupa geldi. ömür boyu susun bir zahmet hatta kongre üyeleri azıcık vicdanlarını dinleyip ocak ayında toptan sustursunlar sizi!
bir susun arkadaş, allah rızası için bir susun! milyonlarca beşiktaşlı sizin susmanızı istiyor arkadaş.
kapayın ulan çenenizi! rezalet üstüne rezalet, foseptik çukuruna düşsek daha hayırlıydı allah belamı versin!
türkiye kupası'nı iyi bir oyunla kazanmışsın, rakibinin hasret çizelgesine bir çentik daha atmasını sağlamışsın, hatıra t-shirtler yaptırtmışsın, 20 lira gibi cüzi bir fiyat belirlemişsin, gel gelelim, yeterli sayıda bu t-shirtlerin üretimini yapmıyorsun!
gidiyorsun kartal yuvası'na ilk partide 50 t-shirt gelmiş 10 dakikada bitmiş, 2. parti gelecekmiş onun da 40 civarı olması bekleniyormuş... kardeşim göndersene yuvalara ortalama 500-1000 t-shirt ilk partilerde? hayır amaç ne "kupa t-shirtleri kapış kapış" manşeti attırmak mı amaç? lan 50 t-shirt zaten kapış kapışın da kapış kapışı olur sen taraftarını memnun etmeyi amaçlasana önce? bunları sat, şampiyon olursan şampiyonluk için üretilen ürünleri de satarsın... heyecanını kaybetmeden bu taraftar, bu başarıyı kulübe gelir kazandıracak şekilde kullan ama nato kafa, nato mermer.
siz bu kafayla giderseniz hala konuşmaya devam edersiniz "fenerbahçe bilmem kaç milyon euro ciro yapıyor fenerium'dan" diye.
lan senin adam gibi bir satış stratejin yok ki? ürün yelpazen geniş değil ki? satış patlaması yapacak ürünü yeterince üretmiyorsun ki?
forma tanıtımı yapılır, çubuklu forma lig başladıktan 8-10 hafta sonra satışa sunulur. mantık basit, taraftar sezon öncesi diğer formalardan alsın, 8-10 hafta sonra çubuklu formayı da ekstradan satarız. bu defa taraftar beklemeye koyuluyor, çünkü gönlünden geçen çubuklu forma. bu 8-10 haftalık süreçte başarısız sonuçlar ortaya çıkarsa bu defa hiç forma almıyor taraftar.
kurumsallaşma yolunda adım adım ilerlemektelermiş, hadi len...
yenilenmesi gereken kuruldur. evet kadrosu yenilenmelidir şahsımca. ertuğrul sağlam gibi bir teknik direktörün istifasını kabul etmeleri en büyük nedenlerdendir. ertuğrul sağlam istifa konuşmasını yaparken yönetim kurulu hakkında çok sağlam laflar etti. bir ders çıkarmaları gerek...
ulu moderasyon asla bir hakaret yoktur. biricik asbaşkan levent erdoğan ertuğrul sağlam'a yönelik olarak, "erdemli insanlar gerekeni yapmalıdır" gibisinden bir cümle kullanarak istifaya davet etti. 5,5 yılda ne yaptı yıldırım demirören başkanlığında oluşturulan kurullar bu kulübü borç batağına sürüklemekten, borsa değerini düşürmekten ve beşiktaş'ın değerlerini, beşiktaş'ın duruşunu ayaklar altına almaktan başka?
erdemli olsanız önce siz giderdiniz ama biricik asbaşkan'ın da söylediği gibi bu iş erdem işidir, erdem de parayla satın alınan bir şey değildir, "cebimdem x milyon dolar verdim" demekle erdem sahibi olunamıyor, bir kez daha gösterdiniz bizlere erdemsiz insanlar topluluğu...
yepyeni icraatları ile yine gündeme bomba etkisi yaratmış fakat bombayı içimizde patlatmış yönetimdir.
kendileri inönü stadı'nın adını "hasan doğan stadı" olarak değiştireceklermiş. hasan doğan ne yapmış beşiktaş için? levent bıçakçı federasyonuna girmesi için beşiktaş kongre üyesi yapılmadı mı bu adam? daha 3-4 sene önce kongre üyesi olmuş biri olması beşiktaş'ın stadına isim verilmesi için yeterli mi? levent bıçakçıı döneminde beşiktaş hakemler tarafından doğranırken, kendi döneminde bu sezon beşiktaş hakemler tarafından doğranırken bu adam ne yapmıştır? affan keçeci'ye artistlik yapmayı biliyorsun tüpçü, "beşiktaş'ın haklarını savunmuyor federasyonda" dedin ağzını yaya yaya, hasan doğan beşiktaş'a ne verdi? tamam merhumdur, allah rahmet eylesindir fakat; nedir bu gereğinden fazla şirin olma çabaları?
"şeref bey stadı olsun stadın adı" dedik olmaz dedin tüpçü, seba'nın heykelini dikeceğiz dedik "bütün başkanların heykelini dikin o zaman" dedin, hasan doğan'nın beşiktaş camiasındaki ağırlığı, hakkı, baba hakkı'nın, şeref bey'in, süleyman seba'nın, şan ökten'in kaçta kaçdırı hadi bu büyüklerimi geçtim, bir nevzat demir'in kaçta kaçıdır hasan doğan? bir hüsnü güreli'nin ne kadarıdır hasan doğan?
bir yandan nevzat demir'in adını tesislerden silmek için uğraş, diğer yandan şan ökten'in adını fulya'dan silmek için uğraş, sonra çık inönü stadı'nın adını hasan doğan stadı yapmak için nabız yokla.
son mali genel kurul'da kendilerini ibra etmeyen üyelerce mahkemeye verilmişler, mahkeme başkanı da fulya projesi ile ilgili anlaşma belgeleri dahil tüm belgeleri istemiştir. bu talebe karşılık kulüp avukatları bu bilgilerin gizli bilgiler olduğunu ve bu bilgilerin basına yansıması durumunda ilgili şirkete tazminat ödeneceği bilgisini vermiştir, mahkeme başkanı da gereken ayarı; "siz dernek değil misiniz? medeni kanuna göre dernekler gizli faaliyetlerde bulunamazlar" şeklinde vererek, kulüp avukatlarının talebini reddetmiştir böylece fulya projesi'ndeki kirli çamaşırlar bir bir ortaya çıkacaktır.
ayrıca del bosque mevzusu hakkındaki tüm belgelerin de onaylı türkçe çevirileri ile birlikte mahkemeye verilmesi, mahkeme başkanı tarafından telep edilmiştir.
fulya projesi'nde yüklenici firma aşçıoğlu'na müthiş paralar kazandırılmıştır, otel olarak inşa edilmesi gereken bina bir çeşit iş merkezine dönüştürülmüş ve büro bazında satışa çıkarılmıştır böylece aşçıoğlu, çok daha fazla gelir elde edecektir. del bosque davası konusunda da kulübü zarar uğrattıkları sabit olan bu yönetim, yargıdan gereken tokadı yiyecektir.
ertuğrul sağlam'ın biletini kesme eğiliminde olan yönetim kuruluymuş.
be cebine -40 milyon dolar- koyduklarım; del bosque geldi başarısız gönderdiniz, rıza çalımbay geldi başarısız gönderdiniz, tigana geldi başarısız gönderdiniz, ertuğrul sağlam geldi başarısız göndereceksiniz. be cebine -40 milyon dolar- koduğumun çocukları 18 milyon dolarla aldığını kulübün borcunu 100 milyon doları aştırdınız üstelik kurumsallaşmada hiçbir şey yapmadan. tek kurumsal olayınız imkb'ye yazı göndermeniz. hele bir gidin lan. onurlu olun lan bir gram onurlu olun. yeter ulan.
varmıki lan öyle bir kurul, para babası durumundaki tüpçü istediklerini yapıyor, kendisini tatmin ediyor, türkiyenin en köklü kulübü rezil oluyor son yıllarda, aziz yıldırım başkan olsa bu kulübe bu kadar zarar veremezdi, şimdi orada yönetimde bulunan haysiyet sahibi birisi varsa , takımın bu durumundan sonra istifa ederdi, demekki ne yönetim kurulu var ne haysiyet.
rezalet üstüne rezalet yaratmaya devam eden kurul!
beşiktaş bizim, yönetim kurulu onların, kurulun önündeki "beşiktaş" adına bakıp kendilerinden utanmaları gerek ancak, artık yüzler öylesine nasırlaşmış ki, yarabbi şükür havasındalar.
beceriksizlikleriyle beşiktaş'ın 3 milyon eurosunu bloke ettiren yönetim kuruludur. muhtemelen maç başına ödenen 400.000 euroya da bloke kararı gelecektir.
del bosque davasında haksız olduklarını bile bile inat etmişler, hatalarını örtbas etmek için mücadele vermişler, durum daha da vahim bir hal almıştır. bundan sonraki dönemde 30 gün içinde ödeme yapılmazsa beşiktaşımızın turkcell superlig'de 6 puanı silinecek, şampiyonlar ligi'nden ihraç edilecek, daha sonraki 90 gün içinde de ödenmezse beşiktaşımızın bir alt ligfe düşürülmesi istenecektir.
kapalı kamyona doldurulup köhne bir kasabaya götürülmesi ve o kasabanın futbol takımının başına musallat edilmesi gereken kişiler. orada takılıp staj filan yapsınlar. rakip kasaba yöneticilerine çatsınlar filan... yeter ki beşiktaşımızı rahat bıraksınlar.
del bosque davasında haksız olduğumuz en başından beri belliyken, şoven tavırlarla oraya buraya sataşan yönetimdir.
del bosque'ye ödenecek meblağın ödenmemesi halinde 3 veya 6 puan silme cezası, şampiyonlar ligi'nden diskalifiye veya küme düşürülme gibi bir yaptırım geldiğinde beşiktaşlıların "biz nerde hata yaptık" diyeceği yönetimdir.
toplanalım taraftar olarak her beşiktaşlı 5 lira versin, tüpçü başkanımıza parası verilsin ve derhal sktir edilsin. bu kulüp tarihinde hiçbir dönemde küçük düşmedi ama, sayenizde bu da oldu.
son olarak yönetimin akıl sağlığında mutlak problemi olan yöneticisi celal kolot, diatta ve higuain'in kalitesiz olduğunu, ertuğrul sağlam'ın başarılı olacağına inanmadığını ancak arkasında olmak zorunda olduğunu söylemiştir.