Kuşkusuz benim vardı. Babası Fransa'da yaşıyordu, babamla aşırı yakınlardı. Kızla hemen hemen yakın zamanlarda doğmuştuk. Eda idi. Çocukken de aşıktım. Ne oldu hatırlamıyorum hiç görüşmedik. Bir kez eski evlerimize gittiğimde görüştüm. Çok güzeldi. Yıllar oldu.
Türk dizi tarihinin bence en büyük hüsranı.
Büyük bir tanıtım kampanyası yapıldı. ciddi lansman süreci, kokteyler, yılın dev yapımı sloganları falan. iyi de bütçe ayrıldı, dehtşetcengiz bir meblağ harcandı. Kadro falan muhteşem, star'ın star olduğu zamanlarda kanalın amiral dizisi olması planlanmıştı, yönetmen koltuğunda yerli coen brothers, taylan kardeşler vardı.
Bu tanıtım atağı ile dizi ilk etapta sattı. hatta ilk bölümü olay oldu falan. 2-3 bölüm sonra benim garibim yurdum insanı, "galibi bizi s*kiolar" diye düşünmeye başladı. 6.bölümde emin oldu. kahvehanede okey partisinde yancılara ısmarlanan çay muhabbetinin daha komik olduğunu fark eden adamlar diziyi bıraktı. kadınlar ise kısa süre sonra iğrençliğin farkında vardı.
ve sezonun bombası sadece 19 bölüm yayınlandı. o kadar para, tanıtım, reklam, zart zurt uçtu gitti.
Birçok inançta görülen bir uygulama. kapalı toplumların dışarı açılmasını engellemek için yapılıyormuş. örneğin dışarıdan biri kızı istediğinde hayır demektense onun başı bağlı anlamında biz onu ta başından verdik gibi bir anlam çıkıyor. özellikle sabetaylarda olduğu vurgulanmıştı. daha sonra araştırma yaptığımda alevilerde ve eski türk inançlarında da olduğuna dair makalelere rastladım.
bir zamanların absürd-komedi tarzındaki efsanevi dizisi.
o kadar absürttü ki tren rayları üzerinde ilerleyen bir otobüs hatırlıyorum. üstelik şoförü uyuyordu.
bilmez liseliler.