beş şehir

entry101 galeri0
    26.
  1. tanpınar'ın, her türk münevverince okunması farz olan başyapıtlarından biri.
    0 ...
  2. 27.
  3. güzel replikleri ve konulara sahip çala kalem işlenmiş, aceleci davranılmış onur ünlü filmi. beş hikayenin bağlanacağını bile bile izlersiniz ve sonunda "lan bu kadar mı kötü bağlanır" diye ekran karşısında geçirdiğiniz süreye küfür edersiniz.

    --spoiler--
    En son sahne nedir öyle? Kız iki kurşun yer, kurşunlar o denli kuvvetlidir ki kız uçar ama sonra ayağa kalkar ve katilini öldürür *

    çocuğun çöplüğe atılması, var mıdır manası? renk olsun *
    --spoiler--
    1 ...
  4. 28.
  5. - bi kerecik baksam?
    + ama ben giyecem, sen bakıcan sadece.

    bu replik hayatın özeti sanki biraz.
    kimimiz eylemin kendisi iken, kimimiz bakmakla yetineni.
    4 ...
  6. 29.
  7. gerçekten onur ünlü'ye daha da hayran olmamı sağlamış bir filmdir. hikayelerde gayet güzel bağlanmış,(kedinin silahının dolaşıp dolaşıp en son tevfik öğretmenin intihar silahı olması falan) kedi karakteri biraz değişik olmuş ama kötü değil. son sahnedeki ahmet kaya şarkısı ve vurulma sahneleri ile film zirveye ulaşmıştır.
    0 ...
  8. 30.
  9. sonunda ahmet kayayı duymanın mutlu ettiği hatta etkilediği onur ünlü filmi. ancak salim kafayla izlenilmesi ve ayrıntılara dikkat edilmesi gereken film.
    1 ...
  10. 31.
  11. Her çatının altında hüküm süren dram hatta dramlar olduğunu, güzel görünen hayatların da aslında o kadar da güzel olmadığını çok iyi vurgulamış bir filmdir. Memleket hakikatleriyle bire bir örtüşen, senin, benim, onun hikayesi.
    0 ...
  12. 32.
  13. karanlık, simsiyah gece gibi bir film. karanlığın ortasında ise beş karakter birbirine bağlı ve ters yönlere bakan ama aynı yere giden. bunalım halindeyken izlenmemesi gerekir.

    (bkz: beni vur)
    1 ...
  14. 33.
  15. gereken kıymeti göremeyen filmlerden biri.onlarca saçmalığı şamatayla adeta çöplüğe dönen hafızalara girme imkanı bulamamış yazık edilmiş yazık olmuş film. şevketin hikayesi polisin hikayesi o küçük çocuğun hikayesi öbür öğretmenin hikayesi en ibretlisi de o kediciğin hikayesi..ve tüm bunlara altın fon olan "beni vur beni onlara verme avazı"...biz nelerden nelerden mahrum yaşamışız ..yazık..yazık beş bin kere yazık.
    0 ...
  16. 34.
  17. okuyan insana felç geçirtebilecek ve okumaktan soğutan bir ahmet hamdi tanpınar kitabı.
    0 ...
  18. 35.
  19. ahmet hamdi tanpınar'ın istanbul konya bursa erzurum ve ankara'yı anlattığı deneme türünde eseridir.
    ayrıca
    yönetmenliğini onur ünlü'nün yaptığı dram türündeki 2009 yapımı filmdir.
    1 ...
  20. 36.
  21. 37.
  22. onur ünlü'nün harikulade yapıtlarından birisidir. izlerken seyirciye hem film izlediğini unutturmuyor hemde seyirciyi filmin içine çekmeyi başarıyor.
    0 ...
  23. 38.
  24. Filmi övmeye gerek yok zaten aşmış bir film. Fazla popüler değil , zaten popüler olmayan film güzeldir türkiye'de bazı istisnalar hariç.

    Filme gelirsek , filmde en başta birbirinden ayrıymış gibi gözüken ama birbiriyle aynı kaderi paylaşan 5 dramatik hikaye var. Aydın ısımlı polıs, osman isımlı hasta olan ılkokul öğrencısı, cevdet ve kedisi (işte bu ikili müthiş) , bir ögretmen ve öğretmenın kızı dilek. Hepsi bır sekılde bırbırıne baglanıyor ve hıkayelerde ölümün basıtlığını anlıyorsunuz, ahmet kaya'nın şarkısı eşliğinde ; "beni vur" . Filmi izleyın göreceksıniz bu müziği defalarca dınleyeceksiniz.

    Sonucta hakettığı ılgıyı görememıs bır fılm , gırılen entry sayısına bakınca da anlıyosunuz. Ayrıca fılmın yapımcısı : eflatun film , yönetmen: onur ünlü , leyla ıle mecnun'da oynayan/oynamış, beste bereket(zeynep) ve ege tanman(kaan) da var ,
    1 ...
  25. 39.
  26. ahmet hamdi tanpınar'a ait deneme türünde yazılmış bir eserdir.
    2 ...
  27. 40.
  28. vah muhsin ünlü diyebiliyorum. ne ettin be olum sen? işin gücün yok içinde yaşadıgım şehri bana ne bok yemeye sevdiriyorsun bak şimdi!? elli kere izlediğim filmi, sırf kızlar hadi bu gece bi film izleyelim defna, sen seeç!! demeleri üzerine yine seçiyorum yine seçiyorum. her seferinde başka türlü bir şey oluyor benim istediğim.

    ah be muhsin, vah be muhsin!
    sabahın yedisi hala heidegger okumama konusunda direten bir kedim olsun diye senin inandıgın benim sınadıgım bir tanrıya dua ediyorum. niye ?
    ahmet kayayı zaten bagrımıza basalı çok olmuştu da, beni vur hiç bu kadar beni vurmamıştı be vah muhsinim. ne ettin sen?
    içtik de izledik filmini. cumartesi akşamı cumartesi gecesi döndü döndü cumartesi sabahına. kızlar uyudu.
    ben kaldım kedi kaldı bir de şevket var şimdi.
    bu arada polis filmine yaptıgın göndermeyi de hemencecik aldık, kaçırmadık.
    keşke keşke keşke diyorum bu kadar ölümü anlatırken bir nebze itici hale getirmeseydin bunu. agırdan alsaydın.
    ama her türlü her kafaya gider film. her kafaya.

    keşke şevketle kedinin hikayesi daha uzun sürseymiş ya. niye sürmemiş?
    keşke şevket gibi bir adam çıksa da ben onu hiç sınamasam. teallam.
    bir ara şiddete meyilim vallahi dertten diyecek oldum, dileği anlamak adına, sustum.
    iyi film hoş film de, onur ünlü pek üstünde durmamış biraz savsaklamış gibi.
    yine de izlemeye değer. hem de çok fazla.
    ve fakat özellikle bir celal tan ve ailesi degil. niye degil muhsin? olsaymış ya.

    ve not:(onur ünlüye açık entry)
    ulan muhsin seninle porsuk kenarında bir gün rakı içicem olum!* sen konuşacaksın ben dinlicem ama. yeminim var.
    ha tabii bir keresinde sırf bunun için seni şair fuzuli caddesinden eski bağlar a kadar takip ettim. yalanım yok. sapık da degilim vallahi. ama lafa nerden gireceğimi bilemeyip aptal ve entel ve hayran kız imajı yaratmak istemedim.
    bir gün o acayip çantandan çekeceğim seni. sen bile nereye çekildigini anlamayacaksın olum! bu şerefsiz şehri seviyorsam bir tek senin yüzünden.
    4 ...
  29. 41.
  30. Bir onur ünlü filmidir. Acayip bir şekilde sinemaya bakış açımı değiştirmiş, izledikten sonra onur ünlüye aşık etmiş filmdir. senaryosu olsun oyunculuklar olsun beni benden aldı.

    filmi bir hafta içinde 5 kere izledim.

    Onur ünlünün kedi karakteriyle bizlere neler anlatmaya çalıştığını araştırdım durdum. kendi ağzından kediyle ilgili bir bilgi vermiyor fakat, kedinin eski mısırda ölüm kapısının bekçisi olarak imgelendiğini öğrendim. filmde de kedinin sadece ölecek olanlarla iletişimde olması herşeyi açıklığa kavuşturuyor. bu ince zeka, izleyenlere gönderdiği mesajlarla birlikte türk sinemasının kült filmi olması gerektiğini düşünüyorum.
    filme verilen değer, izlenme oranları beni gerçekten çok üzüyor.

    -(kedi)sevdiğimi demez isem sevmek derdi beni boğar.
    +(şevket)yunus büyük şair be.
    3 ...
  31. 42.
  32. 2 yıl evvel, istiklaldeki halep pasajında seyretmiştik filmi, biz(5) dahil 14 kişi vardı salonda, gişeye girdiği ilk gün hem de.

    onur ünlü'nün en iyi filmi nedir, sorusuna cevap olarak vereceğim filmdir.
    2 ...
  33. 43.
  34. --spoiler--
    söylendiği gibi onur ünlü'den çok ah muhsin ünlü filmidir. soundtrack olarak ahmet kaya'nın beni vur şarkısının seçilmesi, bir kedi kostümüne önemli bir rol vermesi, film içinde birden fazla kez tabanca ve treni intihar ve cinayet unsuru olarak kullanması...bunları yapmak ve bunlarla seyirci karşısına çıkmak ah muhsin ünlü'nün şair özgüvenini gerektirir.

    birbiriyle geçişken 5 hikayeyi anlatmak gibi basit bir kurgu gibi görünse de bundaki özensizlikten asıl anlatılmak istenenin bu olmadığı ortaya çıkıyor. o kadar kuru absürt ki oyuncuların filme, senaryoya inanmadıkları gibi bir hisse kapıldım.

    bir çarpıklık durumu abartılı şekilde anlatılmaya çalışılmış belki de. bir anlamsızlık vurgulanmış sanki.

    üzerine odaklanan 5 karakterde gülmüyor. zaman zaman yüzlerinde tebessüm belirse de bunlar bile hep bulutların arkasında.

    polis aydın'ın coplayarak öldürdüğü kadının ardından açığa alınacağı endişesiyle polis merkezindeki çay ocağında çayını yudumlarken gerçekleşen patlamada kolunu kaybetmesi..

    folklör grubundaki kızın oyundaki eşi gözleri önünde tren altında kalıp ölmesine rağmen onun hala yeni seçilecek eşinin derece elde etmelerine engel olabileceği endişesiyle meşgul olması...

    dilek'in pankreas kanseri olduğunu öğrendikten sonra dünyada altı kişinin kabul edildiği burslu bir eğitim programına seçilmesi...

    hepsi hayatın anlamsızlığı ve insanların hayata karşı takındığı tavrın anlamsızlığıyla meşgul olan vurgular.

    filmde üzerine odaklanılan karakterler içinde en tutarlısı olan dilek bile intihar edebilecek kadar dengesiz bir ruh halinde.

    bir çocuk sevdiği kızın elini tutabilmek için o kızın elini tutan erkeği kasten öldürebilecek kadar kinci.

    özgün bir film ama bir baş yapıt asla değil.

    kamerayla yazılmış bir ah muhsin ünlü şiiri.
    --spoiler--
    2 ...
  35. 44.
  36. Kedi: Bak, “Benimle kahve içer misin" sorusu, bütün kadınlarda, hepsinde aynı rahatlatıcı çağrışımı yapar; beyaz fincan, porselen, şık, mayhoş aroma kokusu, hele latin ezgileri heheeeyy neler neler... Ama çay, çay böyle “başarısız erkek” gibi bir şey demek çay.

    Şevket: Bence artık Heidegger okuma, kafan iyice naziler gibi çalışmaya başladı.
    5 ...
  37. 44.
  38. onur ünlü adını duymuş olanların ama ah muhsin ünlü'yü tanımayanların; ah muhsin ünlü'yü bir takma isimden, alter egodan ibaret sananların asla anlayamayacağı, sevmeyeceği, tavsiye etmeyeceği, başarısız bulacağı film. oysa bu film nasıl kötü olabilir ki, bu filmin içinden tren geçiyor be tren! gişedeki durumu da hayal kırıklığı değildir aslında. türk izleyicisinin utanç tablosudur. ah muhsin ünlü'yü şaşırtmamıştır ama bu durum eminim. çünkü kendisi de der "zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz." ama varsın olsun, onlar beğenmesinler, bırak biz başbaşa kalalım seninle ah muhsin ünlü.

    --spoiler--
    yazının buradan gerisi ah muhsin ünlü'ye hitap etmektedir.
    --spoiler--

    "belki inanmayacaksın ama ben bu yazıyı ellerimle yazıyorum ah muhsin ünlü'm!"

    -ah kısmını derinden çekilen bir nefesle söylemek suretiyle- aaah be muhsin ünlü, ne yaptın sen? git sen de klasikleşmiş aşk filmlerinden çek. tamam yine kavuşturama sevenleri, kabulüm. ama senin bu yaptığın seyirciyi açık kalp ameliyatına yatırıp, kalbi eline alıp parça pinçik edip geri yerine bırakmak. öldürmüyorsun sen bizi, öldürmezsin çünkü ölümle dalga geçen insansın sen. bas bas bağırmışsın bunu da filmde aaah muhsin ünlü.

    hepimizi çok iyi tanıyorsun belli ki. kaç defa söyledi filmde dilek "herkesin kendi derdi var" diye. herkesin kendi derdini değil de belli bir zümrenin sorununu çekseydin böyle hüzünlenmezdik belki. ama ziyanı yok, gelecek hüzün senden gelsin. zaten ağlayacağız herhangi bir sebepten, bu seferki senin için olsun. aramızda bir-iki damla gözyaşının lafı mı olur ah muhsin ünlü.

    unutmadan, çok da akıllı adamsın vesselam sen. (tabii filmde dilek'in dediği gibi akıllı olmak çok bir işe yaramıyor.) kendi gezip dolaştığın yerlere kameranı götürmüşsün "hadi aslanım, kayıt!" demişsin. bilmiyor muyuz sanki seni? akıllı dedim ama kurnazsın da bir o kadar. az kalsın sevdiriyordun bana bu pis, çamurlu, is kokan kahpe şehri. denedin ama bu sefer ben kazandım, tıpkı filmde şevket'in hayata karşı oynadığı oyunu kazandığı gibi.

    kendi kendine polis filmin aracılığıyla gönderdiğin selamını da yakaladım. bağrıma bastım. zaten ne zaman dudağımızın kenarına "o gülümseme"yi yerleştirecek bir şey çıkacak diye pusuda beklemekteydim. gönderme yapmadan, absürde bağlamadan geçen bir ah muhsin ünlü filmi görülmüş müdür ki hiç?

    uzatmayacağım lafı, sıkılırsın sen ah muhsin ünlü. belli ki filmi çekerken de sıkılmış, aceleye getirmişsin sonunu. "aman bu kadarı yeter, çok vaktim yok" demiş toplatmışsın seti. final için çok da çabalamana gerek yokmuş gerçi, beni vur diyerek hepimizi vurdun finalde zaten. ne diyordum? benim vaktim bol, bol olmasına bol ama ben ah muhsin ünlü değilim. az şey de yazsam çok şey de yazsam şairane olmuyor söylemek istediklerim. çünkü "ah muhsin ünlü süper bir insandı, ben o kadar değilim."

    diyeceğim o ki, sen arabesk ve bir o kadar da sevilesi bir insansın ah muhsin ünlü.

    ps: filmde polis aydın'ın protez olan kolu soldur. annesine bağırdığı sahnede protez kolunun sağdaki kolu olması film hatası değildir. o sahnenin çekimi ayndan yapılmıştır. hatta aydın da protez kolunu aynaya fırlatıp, aynayı (yani kamerayı) kırmaktadır o sahnenin sonunda.
    4 ...
  39. 45.
  40. ahmet hamdi tanpınar'ın ankara, erzurum, konya, bursa ve istanbul'u konu aldığı, okulda edebiyat hocamız tarafından zorlanarak okutturulan fakat sınıfın %80'inin okumamış olduğu, keşke okunsaydı denilen mazlum eser.
    0 ...
  41. 46.
  42. bir onur ünlü acımasızlığı resmen. ağzıma sıçtı gece gece.

    --spoiler--
    hele de o osmanın kızın elini çizdiği kağıdı eline geçirmesi yok mu, orası çok koydu niyeyse.
    --spoiler--
    2 ...
  43. 47.
  44. nedense ( nedenini biliyoruz aslında) pek gündeme gelmemiş harika bir film. bana göre Onur ünlü nün en iyi filmi. harika senaryo, harika çekimler ve elbette harika oyunculuk.
    0 ...
  45. 48.
  46. Doğduğun yer, doyduğun yer, sarıldığın yer, emekli olacağın yer ve öleceğin yerdir.
    0 ...
  47. 49.
  48. Filmlerdeki klişelikten hâlâ sıkılmadıysanız boşuna izlemeyin. Ama belli bir film kültürünüz varsa da hiç durmayın, Onur ünlü'nün şahsına münhasır tarzı ile başbaşasınız. Absürdizm iyidir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük