Kendisine ibadet için günde 5 kez namaz şartı koyan allah'a değil, yanında çalışıp evine o iş sayesinde ekmek götürmesine vesile olan patron insanına kızılması durumudur.
Özünde mantıksız bir harekettir.
O fabrikanın sahibi patrondur. Boruyu çalan kişidir. Memnun degilsen gitme hakkın hep vardır.
Patronun da senin cennete gidip, hurilerle oynaşabilmen için sevap biriktirmene yer ve zaman sağlama görevi yoktur.
Sen bir şeye isyan etmek istiyorsan, ya sana hergün 5 kez bu şartı koyana edeceksin, ya da 8 senedir iktidarda olan arkadaşların, senin namaz kilmani sağlayacak kanunları cikarmamalarina edeceksin.
Sahi bu iktidardakiler laf açılınca pek bir müslüman niye iş kanuna namaz molası koymuyolar..
insanlar emeklerini satarak para kazaniyorsa bu onlari patronlarin kolesi haline getirmez,
eger o isyerinde guclu bir sendika olmus olsaydi en temel insan haklarindan biri olan dini inaclarini yerine getirme hakkini soke soke alirdi.
turkiyede sendikalarin neden cilizlastirildigi kokeninden koparildigi patronlarla gote parmak sari sendikalar haline getirildigini en acik olarak burda gorebiliriz.
insan namaz kilar ve ona gorede ya parasini az alir yada fazla mesaiye kalir ama insani haklardan mahrum edilemez hele hele kendine ait olan paydos zamaninda dini inancini yerine getirmesinin engellenmesi ve rahatsiz edilmesi ise tam manasi ile bir skandaldir.
bir çalışan yemeğe,molaya gidebilir.çünkü bunların zamanları bellidir,kontrol edilebilir.fakat namaz süresi tam belli olmayan bir ibadettir.farz,sünnet vs vardır.dolayısıyla patronun bunu takip etmesi zordur.ne yani çalışana sadece farzını kıl gel mi diyecek adam.kaldı ki ibadet gizli olur;kul ve allah arasında kalır.ayrıca hristiyanlara paskalya tatili,yahudilere 26 saat oruç tutmalarına rağmen oruç tatili verilmiyorsa namaz da kılınmayabilir.o
zihnen, kapitalistten beter kapitalist,işine gelince,kendine işler dokunuverince özgürlükçü ve sosyaldemokrat geçinen bazı kişilerin ve yazarcıkların hoşgörü ve insanlık seviyelerini* pişkince,detaylı bakarsak ise ağlanılası bir cehalet ve hayvanilik girdabı içinde bizlere altın tepside sundukları başlıktır.
bir sigara ve kahve için bile her türlü hoşgörünün gösterildiği işyerinde bunlardan daha az vakit alan,genelde de öğle ve ikindisi iş vaktine denk gelen namaza,yani kişinin en önemli görevi gördüğü ilahına ibadetini bu kadar edepsizce,hayvancasına ve zalimce yaklaşanlara ne vicdan sahibi ne türk ne de insan denebilir.
bu dua,ibadet veya namaz özgürlüğü,su-i istimal edilmemek kaydıyla, her din mensubunun hakkıdır. işletme bilimi açısından zaten bağnazlığı aşmış,beyne,verime önem veren büyük şirketler çalışan memnuniyeti ve kendini işe adamasını temin ekseninde bunu sağlamaktadır.
su-i istimal meselesine gelince,bunu anlamak gayet kolaydır. farzı terketmek,kazaya bırakmak olmaz,lakin işler çok yoğun ise sünneti kılmamak yoluna gider her aklıselim müslüman. zaten farz namazlarını, akşamı dahi işte kılsanız, 11 dk'yı geçmez. zaten samimi her dindar kazancının helaliyeti için bu sebeble 10-15 dk işten geç çıkar. patronuna namaz kılıyorum,ama bu şekilde telafi ediyorum der veya haliyle bunu gösterir. gerekirse sigarasını,çayını içmez,gider namazını kılar. bunun örneğini çok gördüm. gerçi, en fazla 20 dk lık bir meseleye zeki bir amir veya akıllı bir işadamı değil,ancak bazı insanlıktan çıkmış ateistçikler,yahut komünistçikler kafa yorar,çünkü çok büyük yaraları ve vicdan azapları var.
Şimdi kardeşim; eğer bir işyerinde çalışıyorsan mesai saati sayılan saatlerde yapmakla yükümlü olduğun iş dışında sadece bazı fizyolojik ihtiyaçlarını giderme hakkın vardır. Iş kanununda belirtilmiştir.
Nedir bunlar; tuvalet ( bazı suistimal durumlarında o bile sınırlı) yemek, ve bazı kamu kuruluşlarında 10 ar dakika çay molasidir..
Sen dini yükümlülükleri hepsinden önemli görebilirsin, bir başkası da atıyorum, uykuyu çok ihtiyaç görebilir, bir başkasının da sınavı vardır, daha daha başkası da yeni evlidir, bi kariyi görüp geleyim der...
Sonuç olarak kişilerin ihtiyaç ve öncelikleri farklıdır. Kanunun ve patronun her çalışanın iş harici kişisel ihtiyaçlarını gidermek gibi bir görevleri yoktur.
Sen bir işyerinde dinle ilgili görevlerini yerine getirmek için bulunmuyorsun. Onun yeri belli..
Bu dini görev senin için daha oncelikliyse orada bulunmayacaksin. Bunun özgürlükle alakası yok. Özgürlükler, senin hak gördüğün şeyi herkesten talep etme luksunu sana vermez..
Sen o ibadetini yaparken allah'a karşı sorumlusun..
Parasını aldığın yerde ise o parayı verene karşı sorumlusun.
o değil de,namaz vakti bi hastaneye falan gittiğinizde,ibadet özgürlüğü var ya herkes namazdailaikçiler çayda çorbada.. doktor vs. bulamazsanız o zaman da burdan yazarsınız ibadet hakkı vardır diye.zira bu iş ufaktan başlar giderek yayılır.
değil iş alemlere rahmet peygamber efendimiz muhammed mustafa s.a.v ve silah arkadaşlarının savaş esnasında bile nöbetleşe namaz kıldıkları unutulmamalıdır .
yani namaz vakti gelip çattığı zaman iş güç bırakılır bırakılamıyor ise bırakıla bilinen işlerde çalışılması gerekmektedir .hesap günü gelip çattığı zaman patron dedikleri hasanı hüseyini zengin ettin mi diye değilde ilk soru olarak namazlarını düzenli olarak kıldın mı? olacağı için namaza izin vermeyen allah ile kulunun arasına önce iş diyerek giren (tabiki kendi öz menfaatleri için) bu patron dedikleri insanlar bunun hesabını fitil fitil dirhem dirhem unutmuş oldukları alemlerin rabbi yumurtayı soyarken karşımıza çıkan incecik koruyucu zara kadar düzenleyip yaratan allah a vereceklerdir .
Allah'a, O'nun tam olarak istediği gibi değil, bir ucundan ibadet edenler (Hac Suresi, 11); "nasıl olsa Allah bağışlar" diyerek günah işleyip de azapta belirli bir süre kalacaklarını umanlar (Al-i imran Suresi, 24); Allah'tan başka ilahlar edinerek, para, mevki, kariyer gibi kavramları hayatlarının amacı haline getirenler; Allah'ın dinini kendi istekleri doğrultusunda değiştirenler, Kuran'ı şahsi menfaatlerine göre yorumlayıp çarpıtanlar, imandan sonra inkara sapanlar, kısacası bütün kafirler, müşrikler ve münafıklar hepsi cehenneme getirilirler. Bu, Allah'ın kesin bir sözüdür ve gerçekleşecektir: