Saymakla bitiremeyeceğim repliklerdir . Fakat telefonuma not aldığım birkaçı ;
Söz konusu hayatımız olduğunda okuyucu değil yazar oluruz . -Gintoki
Erkekler hep gururlu davranıp söylemesi gerekenleri söylemez . Hislerini söylemeden karşındakinin onu anlamasını bekler . Ama bazen kadınların tek istediği bu sözleri duymaktır . -Otese
Herkesin bir duvarla karşılaştığı günler olacaktır . Ve o zamanlarda herşeyi bırakıp kaçmak isteyecektir . Ama bu tür zamanlarda unutmaman gereken şeyler var . içindeki ruh her zaman o duvarı yıkmak için birşeyler yaratmaya çalışacaktır .-Gintoki
Yeterli kalsiyumumuz varsa herşeyi yapabiliriz ! Sınavlar problem mi ? Ailenizle mi tartıştınız ? Hoşlandığınız kız mı? Kötü mü kokuyorsunuz ? Eğer kalsiyum değeriniz yerindeyse hepsi çözülebilir !-Gintoki
Gaara: Yaklaşma !
Naruto :Yalnızlığın acısı dünyada ki hiçbir şeye benzemiyor değil mi? Neler hissettiğini,ne kadar acı verdiğini,biliyorum .Ama , benim artık değer verdiğim insanlar var . Değer verdiğim insanları incitmene izin vermeyeceğim . Eğer buna kalkışırsan ,seni öldürmem gerekse bile , yinede seni durduracağım .
Gaara:Neden . . ? Neden başkaları için böyle şeyler yapıyorsun ?
Naruto : Onlar beni yalnızlık denen cehennemden kurtardılar ve beni kabullendiler .Onlar benim için önemliler . . .nedeni bu.
Gaara:Sevgi ... Bu çocuk bu yüzden mi bu kadar güçlü ?
"Üzgün olmadığımı söyleyebilirim ,ama o zaman yalan söylemiş olurum . Sorun dünyanın sonsuza kadar çocuk kalmama izin vermeyecek olması . Bu yüzdende ağlayarak boş boş duramam . " -Shikamaru
"Birine yalan söylemek o kişiyi hafife almaktır . iyi geceler öpücüğüymüş bak sen ! insanı aptal yerine koymanında bir sınırı var ! " -Nezumi
"Hayatını dolu dolu yaşamak çocuk olmaktan geçer, yaşının kaç olduğu önemli değil."-Gintoki (6. Bölüm)
Gintoki: Bu gidişle bu anime sona erecek!
Sougo: Bu haftadan sonra bu anime "Shinsengumi'nin Kanlı Kaydı" olacak. Lütfen izlemeye devam edin.
Yamazaki: işimiz bitti demek.
Gintoki:Biri beni kurtarsın !
isao : Hey, Toushi, neden gitmelerine izin vermiyoruz? Eğer böyle devam ederse, Sougo kesinlikle sadist olacak.
Hijikata: Sen neden bahsediyorsun? O zaten Sadistler Ülkesinin Kralı ( Gintama 20. Bölüm)
Kagura: Gin-chan ciddi misin?
Hijikata: Aklına eseni yapan bir adam olduğunu düşünmüştüm ama... Bunu yapacak kadar aptal olduğunu asla düşünmemiştim. Bu, mekanına girip dövüşü tek başına alabileceğin tip bir düşman değil. Ölürsün.
Gintoki:Size hiç sorun yaşatmayacağım. Çekil.
Hijikata: Ölmeni umursamıyorum. Ama yanlış bir şeyler var... Oraya gidip ölmeyi mi düşünüyorsun?
Gintoki: Gitsem de gitmesemde öleceğim. içimde, kalbimden daha önemli bir organ var. Siz göremiyorsunuz ama ben, onun başımdan bacaklarıma doğru hareket ettiğini hissediyorum ve içimdeki varlığını biliyorum. Benim ayağa kalkıp ileri yürümemi sağlayan şey o. Böylece ileriye doğru, titremeden yürüyebiliyorum. Burada durursam, parçalanacakmış gibi hissediyorum... Ruhum parçalanır. Bu benim için, kalbimin atmasından bile daha önemli. Bunadığımda ve kamburum çıktığında bile ilerlemek zorundayım.
Hijikata: Estetik duyguların için ölecek misin? Bu romantiklik.
Shinpachi:Ne diyorsun? Tüm erkekler romantik değil midir?
Kagura: Öyle değil! Kadınlar öyle.
Shinpachi: Bu işleri dengeden çıkarıyor, değil mi? Hem erkekler hemde kadınlar aptal olsalardı, o zaman ne yapacaktın?
Kagura: işte şimdi gidip bunu çözeceğiz.
Hijikata: Hey, siz! Her biri... Ne yapıyor bunlar?
Sougo: Cidden, çok aptal insanlar. Böyle bir şey için hayatlarından vazgeçmek... Gerçekten aptallar.
Hijikata: iyi dedin... Hey! Ne yaptığını sanıyorsun?!
Sougo:Kusura bakma, Hijikata-san. Ben de o aptallardan biriyim.
Gintoki:Kainatın en güçlü kılıcı mı? Hangi gezegenden olurlarsa olsunlar, erkekler her zaman aptallar. Hayalperest bir bakış açısı mı bilemem ama fazla JUMP okumuşlar.
-Takasugi, seni hiç sevmedim. Eskiden de , şimdi de. Ama yoldaşımdın. Eskiden de, şimdide. Ne zaman bunlar oldu? Yollarımız ne zaman ayrıldı?
-Neden bahsediyorsun sen? Aynı yerde başladığımız doğru. Ama o zamanlar bile... Farklı yönlere gidiyorduk. Herkes ne isterse onu yapıyor. Hepimiz hayatımızı, farklı yönlere bakarak yaşadık. O zamandan bu yana hiç değişmedim. Gözlerim, baktığım yönden biraz bile sapmadı. Ben... Zura, ülkeni ve yoldaşlarını korumak için kılıcını ne zaman kuşandığın, zerre kadar umrumda değil. Bir düşün. Elinde tuttuğun kılıcı kullanmayı bize kim öğretti? Bize Samuray'ın Yolu'nu, hayatta kalmayı kim öğretti? Şüphesiz ki , bizi olduğumuz kişiller hâline getiren kişi... Shoyo-sensei. Ama bu yeni dünya... Onu bizden aldı. Hâl böyleyken, bu dünyaya karşı savaşmaktan başka çaremiz yok. Hocamızı bizden alan dünyayı paramparça etmeliyiz. Söyle, Zura , bu dünyada yaşarken neler hissediyorsun? Hocamızı bizden alan bu dünyada yaşamaya devam ederken vicdanın sızlamıyor mu? Ben sinirden yerimde duramıyorum.
-Takasugi... Kaç kez bu dünyadaki her şeyi yok etmeyi istediğimi tahmin bile edemezsin. Ama Gintoki'nin bu yükü sırtlandığını gördükçe... Bu dünyada yaşamayı öğrenişini... üstelik herkesten çok onun bu dünyadan nefret etmesi gerekirken, alışmaya çalışmasını gördükçe, ne yapabilirim ki? Artık bu ülkeyi yok edemem. Burada... Önemsediğim çok fazla kıymetli şey var. Sana baktığımda, kılıç kullanmaktan başka bir şey bilmeyen birini görüyorum. Yok etmekten zevk alan bir canavara dönüşmüşsün. Bu ülkeyi sevmiyorsan, yok et. Ama benim de kenarda durup, sevdiklerimi yakıp yıkmamı izleyeceğimi sanma. Başka bir yolu olmalı bu ülkeyi ağır kayıplar vermeden değiştirmenin yolu olmalı. Shoyo-sensei'de bunu isterdi eminim. ( Hiç sevmiyorum şu takasugi bozuntusunu. )
Sougo: Onu sevmişti,gerçekten... Ona buz gibi davranmasına rağmen yine de dönmesini beklemişti. Hep. Tamda onu unutup mutluluğu yakalamak üzereyken... Yine o ortaya çıktı. Ablamın yoluna daha kaç kez çıkacak? Pislik herif. Gerçekten pisliğin teki... Ama biliyorum... Ablam asla bir pisliğe aşık olmaz. Çok iyi biliyorum. Her zaman ölümle burun buruna olan birinin ablama bakamayacağını biliyorum . Ablamın iyiliğini düşündüğü için onu geri çevirdiğini biliyorum. Sadece ablamın mutlu olmasını istediğini biliyorum. Bunların hepsini biliyorum... Yine de sinirime dokunuyor. Beni uyuz ediyor . Etse de sorun değil aslında . Pekala... Uzun hikayemi sabırla dinlediğin için teşekkürler. Ablama söyleme olur mu? Gerçi dinlemiyordun bile. Pek çok değerli şeyimi alıp götürdü ama yinede gitmem gerek. Kondou-san ölebileceğimi söyledi. Bu beni son görüşün olabilir. Jizo heykeli bile olsa birine içimi dökmek istedim.
Gintoki: O değerli şeylerin arasında... O da var , değil mi?Sougo: Sen...
Gintoki: Amma iyi uyudum. Biraz açılmak için seninle geleceğim. Ne de olsa ablana arkadaşım olduğun yalanını attım. Sonuna kadar seninleyim, Soichiro-kun.
Sougo: Halkalar...
Gintoki: Çok pis dayak yedim. (88. Bölüm.)
nana: beni kafanda idealleştiriyorsun. beni gerçekten tanısaydın hayallerin yıkılırdı. ben çok kötü bir kadınım..
nobu: gel... yık hayallerimi o zaman. çünkü başka türlü senden asla vazgeçmeyeceğim.
hey, nana. nana huysuz ve vahşi bir kedi gibi. yüzeyde gururlu ve özgür görünüyor. ama içinde tedavi edilemez bir yara taşıyor, değil mi? benim gibi aptal bir kız bile, o tür bir nananın harika olduğunu düşündü. onun ne tür bir acı olduğu konusunda hiç bir fikrim yoktu.