bez parçası, türban, baş örtüsü, eşarp ya da her ne sikimse, bahsi geçen örtme aparatına verilen değerin, bir insana verilmediği şu muhteşem topraklarda birbirimizi nasıl sikerizin hep bir hesabı dönmüştür 1960 dan bu yana. dönmeye de devam ediyor, edecektir bu kafayla...
ülke olarak hep kutuplaştık yıllardır. kimimiz sağcı olduk, kimiz solcu, biri çıktı sen faşistsin dedi, öteki siktir git o zaman rusya da yaşa dedi falan filan...
demokrasi güzel şey, çok sesli olmak, renkli olmak güzel. farklı renklerden değişik düşünceler duymak hoş. ya bölünmek, başkalaştırılmak ?
ne yani ben referandumda hayır diyeceksem bu seni neden rahatsız ediyor, ben senin evet demene bî'şey diyor muyum ya da tam tersi... bu durumu fırsat bilen piç kurularının oyununa gelip neden küsüyoruz birbirimize ? o çakal sürüsü amacına ulaşsın diye mi ?
sen neden başını örttüğün nesneyi tabulaştırıp o orospu çocuklarına malzeme oluyorsun ? kendin için kapatmıyor musun yoksa ? yoksa sen de mi oyuna geldin ? yoksa bölündük mü ?
neden birbirimize düşmanız biz ?
halbuki çocuk yaşlarımızda aynı bahçede oyun oynardık, birbirimizn saçlarını tarardık. aynı elbiseyi giydik hatırlar mısın ? senin için ne değişti, ben değiştim mi ? ne oldu bize ?
birbirimizi sikerek mi bu ülkeye sahip çıkacağız ben bunu anlayamadım. terör denen yapay düzen, türban denen siyasi malzeme, belki yes belki no, hepsi düzmece değil mi sence ?