hadislerde kudüs'ü tarif etmek için kullanılan isim. esasen, kudüs ismi abbasiler devrinde ortaya çıkmıştır. el-kudüs de denir. peygamber (sav) buraya asla kudüs dememiştir. "beyt" ev anlamına gelirken, "makdis" mukaddes olan anlamındadır. "mukaddes bölge" denilebilir.
islâm'da üç mukaddes mescitten biri olan Kudüs'teki mescid. Müslümanların ilk kıblesi. Buna Beytü'l-Mukaddes (mukaddes ev), Kudûs Camii ve Mescid-i Aksâ da denir. Mescid-i Aksâ; en uzak mescid demektir. Mekke'ye bir aylık mesafede olduğu için bu isim verilmiştir.
Beytü'l-Makdis tabiri Kur'an-ı Kerîm'de geçmez, hadis-i şeriflerde zikredilir. Ama Mescid-i Aksâ ismi hem Kur'an-ı Kerîm'de ve hem de hadîs-i şeriflerde geçer. Kur'an-ı Kerîm'de isrâ olayından bahsedilirken şöyle buyurulur: "Ona ayetlerimizden bazısını göstermek için kulunu geceleyin Mescid-i Haram'dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ ya götüren Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. " (el-isrâ' 17/1).
Yeryüzünde yapılan ilk mabed Beytu'llah yani Kâbe' dir. (Âli imrân, 3/96). Sonra da Beytü'l-Makdis'dir.
Beytü'l-Makdis'in bânisi Süleyman (a.s.)dır.
islâmiyet'in ilk yıllarında kıble Beytü'l-Makdis idi. Resulullah Mekke döneminde namazlarını Beytü'l-Makdis'e doğru kılardı. Ancak namaza öyle dururdu ki Kâbe Beytü'l-Makdis'e ile kendi arasında kalırdı. Medîne'ye hicret ettikten sonra da onaltı ay Beytü'l-Makdis'e yönelerek namaz kılmaya devam etmiş, nihayet " yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Nerede olursanız yüzlerinizi o yöne çevirin. " (el-Bakara, 2/144) ayeti inince artık kıble Kâbe olmuştur.