beyoğlu

entry155 galeri37 video1
    78.
  1. Kanuni devrinde, Alvaryo Gritti adında Venedik elçisinin Taksim tarafında bir sarayı vardı. Kendisine yazılan tüm resmi evraklarda Beyoğlu diye hitap kullanılırdı. Bugünkü Beyoğlu ismi ondan gelmektedir.
    1 ...
  2. 77.
  3. Ankarada sıcak bir ortamı olan daha çok motorcuların takıldığı bi cafedir.
    0 ...
  4. 76.
  5. insana benzeyen semttir. Tüm güzelliği, karmaşıklığı ve çirkinliği ile insandır. istiklali makyajlı gündüz insanı, arka sokakları insanın derin yaralarıdır. Misafirler onları görmez. Tanıdıkça açılır yaraları. Ah ne çok özledim.
    1 ...
  6. 75.
  7. 74.
  8. 73.
  9. bir ahmet misbah demircan'a bakıyorum, bir aylin kotil'e. yeterlilik, liyakât falan bir kenara da duruşlarda bile fark var. şu ikisi arasında seçim yapması gereken bir insanın ahmet misbah demircan'a oy vermesinin olası iki nedeni vardır.

    1- kişi misojinisttir.
    2- kişi takım tutar gibi parti tutuyordur.
    2 ...
  10. 72.
  11. Artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak olamayacak olan semttir.
    http://ekonomi.haberturk....-beyoglunda-yaprak-dokumu
    0 ...
  12. 71.
  13. Orjinal istanbul ambiyanslarından biridir. Gece ayrı gündüz ayrıdır bu ambiyans. Gece üniversiteli barlarına, Jazz bara, irish puba, rock bara vb. Uzayarak giden liste oluşturulup gidilmelidir. Tıpkı şu anda sezonun son erasmus partisi için benim beate gittiğim gibi.
    0 ...
  14. 70.
  15. Arka sokaklarında otobüsten dışarı adımınızı attığınız anda ayağınızın dibinde soda şişesi kırarak size hoşgeldin eden apaçiler vardır.
    1 ...
  16. 69.
  17. athena'nın her şey yolunda albümünde yer alan muhteşem cover.



    Beyoğlunda gezersin
    Gözlerini süzersin
    Sevdiceğim yavrucağım
    Niçin niçin beni üzersin

    Ah ah fıkır fıkır fıkırdama
    Gel bana gel
    Ah ah şıkır şıkır şıkırdama
    Gel bana gel

    Mavi boncuk takarsın
    Çok canları yakarsın
    Sevdiceğim yavrucağım
    Niçin niçin benden kaçarsın
    1 ...
  18. 68.
  19. " Yüz yıllık kitapevleri, “kamu yararı muğlak” denilerek kapı önüne koyuluyor… Beyoğlu’nun tüm tarihi mekanlarıyla birlikte kitapçıları da “mutenalaşma”nın kurbanı

    image

    Robinson Crusoe

    istanbul’un en iyi kitapçılarından biri, Robinson Crusoe, maddi sıkıntılar nedeniyle kapanma tehlikesiyle karşı karşıya… Robinson, akıllıca bir çözüm yarattı ve “önce öde sonra al” kampanyasıyla müdavimlerini yardıma çağırdı.

    Robinson’umuzu yalnız bırakmayacağız elbet. Peki Beyoğlu’ndaki diğer kitapçıların hali ne olacak? Pandora, Kelepir Kitap, Bengi ve Ana Kitabevi’nin de bulunduğu bina el değiştirmiş, otel olacakmış… Müdavimleri koşsa bile kurtaramayacak onları.

    Korsan kitapla, e-kitapla mücadele eden kitapevleri, kentsel dönüşüm furyasıyla baş edemez. “Mutenalaşma” harekatının sonuçları bunlar: Her yer AVM, her yer otel! Beyoğlu öylesine pahalandı, öylesine hızlı el değiştiriyor ki, “butik” kitapevlerinin bile yaşama şansı kalmadı.

    Kamu yararı muğlakmış

    image

    Libraire de Pera

    Beyoğlu’nda kitapçılar için bir “dönemin sonu”nun geldiği, Libraire de Pera’nın kapandığı haberiyle tescillendi… Radikal’in haberinde, 1900’larda kurulan Libraire de Pera’nın, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile mücadelesinin sürdüğünü öğreniyoruz.

    Kitapevinin sahibi Uğur Güracar, restorasyonu üstlenip yerinde kalmayı ve “kamu yararının gözetilmesi”ni talep etmiş. Cevap, aslında her şeyi anlatıyor: “Kamu yararı muğlak bir şeydir!”

    Oysa devletimiz için kamu yararının ne olduğu muğlak filan değil. Zira kamu yararı rantla aynı anlama tarif ediliyor artık. Misal, verimli tarım alanlarının yapılaşmaya açılmasının gerekçesi de “kamu yararı”! Ormanların talanı da “kamu yararı”na yapılıyor… Ve elbette, Taksim meydanı da “kamu yararı” için yeniden düzenleniyor.

    Belediye kitapçıya sahip çık!

    Kitapçısız, sokakları masasız, tarihi sinemasız bir Beyoğlu’nun, turistler için de uzun vadede ilginç olmaktan çıkacağını kimse düşünemiyor. Beyoğlu’nu Beyoğlu yapan her rengini yavaş yavaş yitirmesine aldırmıyorlar.

    Turistlerin metrekarelerce uzanan beton bir meydanda dolaşıp, lüks otellerde kalacağını ve bunlarla zenginleşebileceğimizi düşünüyorlar.

    Beyoğlu Belediyesi her yıl sahaf festivali yaparak, yayıncılık kültürüne güzel bir katkıda bulunuyor. Varolan kitapevlerini astronomik kiralara karşı koruyan, onları destekleyen bir çözüm bulması çok mu zor?

    Özendiğimiz, yarışa girdiğimiz Avrupa kentlerinin hiçbirinde yüz yıllık kitapçılar “yüksek kira” nedeniyle tahliye edilmez. Yüz yıllık sinemalar acımasızca yerle bir edilmez. Kentin tarihi merkezinin dokusu, kültürü bu kadar hunharca talan edilmez.



    image

    BiREY HAKKININ GASPI

    Anayasanın birçok yerinde "kamu yararı" ifadesi kullanılıyor. Bu maddelerin çoğunda “kamu yararı” kavramı, birey haklarının devlet tarafından gasp edilebileceği anlamını taşıyor.

    “Kamu yararının” ne olduğuna dair bir görüş birliği yok. Hukukçu Levent Korkut, bu soyut kavramı bir makalesinde ele almış.(Kaynak: ozgurtoplumundegerleri.com)

    TÜRKiYE’DE KAÇ KiTAPEVi VAR?

    Bu yazıyı yazarken, Türkiye ve istanbul’da kaç kitapçının olduğunu merak ettim. Tuhaftır, her şeyin dijitalleştiği, rakama dökülebildiği bir çağda, kitapevlerine dair bilgi yok.

    Bırakın kitapevini, yayınevlerinin sayısı bile net değil. En son yedi yıl önce, Akademik Yayıncılar Birliği bu soruyla yola çıkmış.

    Türkiye ISBN (International Standart Book Number / Uluslararası Standart Kitap Numarası) Ajansı’nın 2006’daki beyanına göre, kendilerine kayıtlı 12.704 yayınevi var. Bunlar, yayın dünyasının ancak yüzde 70’ini temsil ediyor. "

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/492712/+

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/492717/+
    1 ...
  20. 67.
  21. 66.
  22. geldiğinizde her türlü insanı görebileceğiniz, ilk buluşmaların ana mekanı olan, amma velakin içine sıçılmış ilçe. cumartesi gecesi gelmeyiniz efendim.
    1 ...
  23. 65.
  24. 64.
  25. 63.
  26. şöyle başlar. metrodan çıkılır ya da otobüsten inilir meydanda. sonra etraftaki insanların içinden bazen onları inceleyerek istiklal'in girişine gelinir. önce karşıdan gelen büyük bi insan topluluğuna bakılır derin bi nefes alınır ve caddeye dalınır. caddede yürümek zor değildir aslında o alır götürür çünkü seni. güzel bi senkronizasyon vardır insanlar arasında. yavaşça yürünür ve kitapçılardan birine gelindiğinde içeri girilir. yeni çıkanlara, çok satılanlara falan bakılır müzik eşliğinde. ha bu arada kulaklık olmazsa olmazınız unutmayın. gerçi ben beyoğlunun sesini dinlemeyi daha çok seviyorum ama olsun. yürümeye devam edilir. atlas pasajına girilir. belki gözümüze bir şey çarpar da alırız diye beklenir. belki bi fular belki bi yüzük alınır bir yerden. küpe de olabilir. sonra tekrar caddeye çıkılır. ara sokaklar candır. ara sokaklardan birinde güzel bi antikacı bulunabilir ya da ikinci elci. 60lardan 70lerden kalma eşyalar vardır elinde. yaşanmışlığı yüzünden okunan bi adamla gramofon mu pikap mı muhabbeti yapılır. size farklarını anlatır. plaklardan bahsedilir. sonra tekrar caddeye çıkılır galatasaray lisesine gelindiğinde sağ tarafa dönülür. aslıhan pasajı vardır az ilerde. içeri girilir ve kitapların kokusuna bırakılır bünye. bir kaç kitap alınır. belki ikinci el hoş bi anı bulunur. sonra caddeden devam edilir. bi portakal suyu alınır. tünele doğru vitrinler incelene incelene gidilir. bi iki sokak çalgıcısı dinlenir. tünele gelindiğinde geri mi dönsem tünele mi binsem yoksa yürüsem mi üçleminde yürümek tercih edilir genelde ve galata'ya doğru yürünür. oradaki dükkanlar biraz daha farklıdır. çok güzel el yapımı kıyafetler çantalar bulunur müthiş ayakkabılar vardır. galata'nın olağanüstü görkeminin yanında geçilir ve karaköy'e doğru baş aşağı koyverilir.

    beyoğlu budur. candır.
    2 ...
  27. 62.
  28. Şehir olması gereken ilçedir. Içinde bulunduğum ilçedir de ayrıca. Beyoğlu denince akla (bkz: istiklal caddesi) gelir. Istiklal caddesinin kardeşi ise (bkz: taksim) dir. Ayrıca (bkz: haliç) de beyoğlunun semti olan (bkz: kasımpaşa) nın yakınlarındadir. Bunların hepsini içine alan ilçedir beyoğlu.
    1 ...
  29. 61.
  30. sefil ara sokakları , giderek bozulan mimari dokusu, unutulan incelikleri, lümpenliğe yenik düşen eğlence atmosferiyle kanserli bir hücre gibi günden güne ölüme yaklaşan, Bizans'ın bağlık bahçelik Pera'sı.
    2 ...
  31. 62.
  32. istanbul'un şık takım elbisesinde emsalsiz bir kravata benzettiğim bir semttir.
    0 ...
  33. 61.
  34. son zamanlarda boku çıkarılsa da ipini koparan gelse de yine de vazgeçemediğim nişantaşı cihangir gibi sevdiğim diğer semtlere yakınlığı ile benim için merkez konumuna oturan gece hayatının eğlencenin kaçınılmaz adresidir. tamamen piyasa olmuş mekanlarının yanısıra nev-i şahsına münhasır kafeleri barları da vardır.burda reklam yapmamak için isim vermeyeceğim. beyoğlu aynı anda sanat cümbüşüdür benim için. sokak müzisyenleri çalgıcılar grafiti ustaları ressamlar grublar daha nice sanatçı eserleri ile görücüye çıkar burada. cadde üstündeki galerilerden dışarı taşar çağdaş sanat. son kertede beyoğlu beyoğludur işte. bir beyoğlu düşüdür yaşadığımız bunu da en güzel atıf yılmaz sineması ve demir özlü kitabı anlatmıştır. her yer pera ile dolup taşar pera oteli pera lokantası pera müzesi... beyoğlunu anlatmaya sözlükler yetmez anlayacağınız. kısacası beyoğlu dostluklar ve kutu kutu bira...hayat bunlardan ibarettir orada...ha bana bir de teomanı anımsatır hep.
    1 ...
  35. 60.
  36. türkiye'nin cennet ve cehennem şubesi. bazı bölgelerinde sizi cennette gibi hissettirebilecekken, bazı bölgelerinde ise cehennem azabını hat safhada yaşabileceğiniz ilçe.
    0 ...
  37. 59.
  38. 58.
  39. adalar bisiklet, arnavutköy piknik, bakırköy kaos, beşiktaş candır.
    kumkapı rakıdır, kadıköy dershanedir.
    nişantaşı pahalı bir kahve ve vitrin, bebek sahildir.
    üsküdar ezan, beykoz ağaç, avcılar deprem, şile güneştir.
    levent takım elbise ve gökdelen, fenerbahçe sükûnet ve köpektir.
    çatalca uzaktan olan ama sevilen bir akraba, eyüp açlıktan ağzı kokmuş bir sokak çocuğudur.
    ve hepsi bir yana beyoğlu istanbul’dur.
    4 ...
  40. 57.
  41. beyoğlu istanbul un ruhudur. başka bir sehire gittiğiniz zaman bile beyoğlu na benzer yerler arar gözleriniz ama hiç biyer de yoktur eşi. hayat beyoğlu nda 24 saat durmaksızın devam eder. her sokağın da ayrı bir tat, farklı bi tarz vardır. belirli bir kesime ait değildir beyoğlu. enteli, rockcısı, metalcisi, yazarı, şairi, koministi, ülkücüsü, krosu, tikkysi.. hepsini kucaklayan yer beyoğlu.
    0 ...
  42. 56.
  43. burası dingonun ahırı mı deyiminin çıktığı yer.

    anlatiyim:eskiden tramvayları atlar çekerdi lakin şişhane yokuşunda 2 at yetmez azapkapıdan takviye 2 at daha alırlarmış.taksime varınca takviye atlar bu gün fransız konsolosluğunun taksim meydan tarafındaki sokaktan girerseniz görebileceğiniz tramvay bakım istasyonunun bulunduğu yerde bir ahırda dinlendirilir sonra da boş bir şekilde azapkapıya götürürürlermiş.bu ahırı dingo isimli bir rum vatandaş işlettiği ve gün boyu paldır küldür atlar girip çıktığı için bu deyim ortaya çıkmış.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük