her gittiğinizde degişik yerler keşfedebileceginiz, gece dolaşması bir başka olan istanbul semti...
(bkz: gecenin bir yarısında sıraselviler den yıldız parkına yürümek)
(bkz: gecenin bir yarısı yıldız parkı nda saklambac oynamak)
Eski ismi pera'dir. Fatih 2. mehmet istanbul fetholundugunda buranin yonetimini Bizans'li bir rum prensine vermistir. bu sebeble istanbul halki buraya beyoglu demistir. Istanbul'un fethiyle birlikte buralari turklesecegine, bir bizans artigi olarak yasamaya devam etmistir. Baska ne beklenebilirdi ? sen binlerce Turk'un kani pahasina bir sehri fethet, ondan sonra git bir rum palikaryasinin idaresine ver...
Eski bir istanbul şarkısıdır. Beyoğlunda gezersin gözlerini süzersin tadında herkes tarafından bilinen sözlere sahip bu şarkı en son athena adlı grup tarafından coverlanmıştır ancak bu yeni halinde şarkının ikinci kısmındaki mavi boncuk olmuştur mavi saat. Anlamsız geldi paylaştım.
"papatya gibisin beyaz ve ince" tadında girer akordeon.. usul değil ama usul gibin, az biraz çapkın.. klarnet aradan aradan hak getire zati.. 0.50'de, yediğimin perküsyonu dağıtır ortalığı. 0.57 "hadi gel!" deme vakti.. lan nası bi "hadi gel" o be? az kalır düzülelim yollara "allah beaaa!" nidasıyla.
peki ya 1.13'deki keman sesi? "ahh" dedirtir ahımı almayasıca telli duvaksız.. yeri hep ayrı..
ve 2.26.. akordeonla piyanonun sevişmesi gitarın araladığı kapının önünde, uluorta bi de.. bi de alabildiğine pervasız işte, inadına.. bi de öyle bi de böyle..
nazan öncel'in en iyi şarkısı ve hatta. gelişine umarsız.
turk, ermeni, rum, cingene, ingiliz, fransız, alman, katolik, arap, levanten, sirp, bulgar, acem, hırvat, afgan, tatar, yahudi, italyan, çinli, ve daha bir cok ulusun birbirine karistigi medeniyetler beşiği. gerçek istanbul lu olmak beyoğlu lu olmakla tasvir edilir ki bizim de nüfus kütüğümüz de beyoğlu yazmaktadır.
kalabalık.. varoş.. eski.. ama büyüleyici..
boğaza bakıp huzur bulan insanları hiç anlmamışımdır zaten.. boğazın manzara olusu ve ev alnırken kadınların o basit
konusmaları :
^^ yeni yalı aldık yine.. hıı evet boğaz manzaralı ..tabi eşsiz bi güzellik ..
ya insan her gün aynı denize aynı boğaza ve aynı imalat arabalara bakmatan ne zevk alırki ? (alabilirki)
oysa beyoğlu öylemi belki insanların gürültüsünden dinlenemessin baş ağrıların dinmez ama beyoğluyla yaşmaya alıştıktan sonra ninni glir taranvayın,mızıkacıların,kestancilerin sesi..
beyoğlu arka sokaklar:
allahın unutup gittiği sıradan insanlar.. tanıdık yüzlerden kaçıp yabancı yüzlere karışıp sohbet eden arkadaslr
sevgililer:
ucuz snemalarda.. karanlıkta ayıp işlerler..
tranvaylar:
birkaç sokak çocuğunu arkasına takıp maxsimum tranvay sesiyle gözden kaybolurlar..
ve diğerleri..:
sıradan insanlar bazıları beyoğlunun o güzel eski evlerinde otutur ve şanslıdırlar beyoğlunda yürürken benim kadar heycanlanmazlar çünkü onlarda o harikanın parcasıdır tıpkı mızıkacılar kesatneciler eylem yapan üniveersteliler siyasi dergiler satan gençler gibi.. hepsi o harkanın birer parcasıdırlar..
Beyoğlu'nda gezersin gözlerini süzersin
Sevdiceğim yavrucağım niçin niçin beni üzersin
Mavi gözlük takarsın çok canları yakarsın
Sevdiceğim yavrucağım niçin niçin beni üzersin
Gel gel gel bana gel bana gel
Gel gel yanıma yanıma gel
Başka nerede insan kendini evinde hissedebilir. Karanlık Londra'dan önceki evim. Bazen kızarım, bazen küser giderim. Sonra döner kucaklaşırım Beyoğlu'yla. Hüzünlenir mutlu olurum. insan olurum.
içinde doğmadığım ama mutlaka ölmek istediğim, gördüğüm her ülkede ona dair bir benzerlik arayıp bulamadığım, takliti olan ama orjinali olmayan, aşmış güzellikteki istanbul ilçesi, masal diyarı.