arka sayfasındaki roger ackroyd cinayeti'nden yaptığı alıntı yüzünden, daha kitaba başlamadan katilin kim olduğunu çözdüğüm ve okumaktan vazgeçtiğim kitap.
son 15 sayfasındaki finaliyle beni resmen göt etmiş olan ve 1 saat önce bitirmiş olmama rağmen hala şokunda olduğum müthiş ve herkese kesinlikle tavsiye ettiğim ahmet ümit romanıdır.
kitabın ilk 200 sayfasında;beyoğlunda balık restoranlarında, ocakbaşlarında, çeşitli mekanlarında geçen muhabbetler ve derin beyoğlu mimari bilgilendirmeleri biraz baymıştır. olay örgüsünden çok duruma ağırlık vermiş yazar kitabın ilk yarısında. gelgelelim ki ikinci yarısında da olay örügüsü pat diye artmıyor. sadece biraz vites yükseltmiş. romanda ki baş karakterlerin diyalog tarzları ve bazı konularda (selim ve kenan 'ın bilhassa) çok burnu havada davranmaları insanı gıcık ediyor. yiğidi öldürüp hakkını da vermek lazım ki romanın sonu şaşırtıcı. mesele ise, bu şaşırtıcı son için koca kitabı okumaya değer mi? kitap okuma oranın yeraltı takıldığı ülkemizde başarılı eserlere sahip bir yazarımızın romanını değerlendirirken ortada kalıp "okumaya değmez" diyecek kadar ukala değilim. okumaya değer. ama ahmet ümit'in daha başarılı eserleri de var. (bkz: kavim)
sonlarına yaklaşıyorum ve kitabı elime bu gün aldım.. çok beğendim, beni deyim yerindeyse "sardı".
kitapta tanıdık izler gördüm, sanki biraz kendimi okuyormuşum gibi hissettiğim zamanlar oldu.
ahmet ümit'i ve düşüncelerini zaten okulumuzdaki kitap haftası etkinliğinde konuk konuşmacı olduğundan beri severim. bununla beraber okumaya başladığım ilk kitabı oldu, ayrıca diğer polisiyelerin hızından ve tekniğinden çok burada duygu gördüm. bu, bence okuyucuya dış takipçi hissi değil de , içinden kopan bir karakter hissi veriyor. huzurlu, eğlenceli bir kitap..
muhteşem derecede sürükleyici kitap. bir an önce okuyup bitirmek için gece bile elimden bırakmadan sonunu okuyunca bir o kadar da şaşırtan güzel bir eser
ahmet ümit'in kitabın en başında 'bu bölümde kahramanlarımızı tanıyacağız' sözüne inandığım kitap. nitekim kahramanları tam anlamıyla, kitabın finalinde tanıyorsunuz.
polisiyeden hiç anlamayan birini saatlerce olasılıklar üzerine düşünmeye iten, güzel kurguya sahip ahmet ümit romanı. sırf beyoğlu hakkında verdiği bilgiler için bile okunabilir.
beyoğlunu anlatım açısından oldukça başarılı ama hikaye ve kurgu olarak abartıldığı kadar başarılı olmayan kitap.( dikkat çekiyorum abartıldığı kadar başarılı bir kitap değil. yoksa iyi kitap, okuyun ) beyoğlunu anlatırken kişide sanki orda geziyormuş hissi uyandırır. sokaklarını, eski evlerini çok güzel bir şekilde anlatır. süpriz sonu ise biraz zorlama olmuş gibi geldi bana. kitabın sonuna doğru zaten katilin kim olduğunu yavaş yavaş tahmin etmeye başlıyosunuz ama ne bileyim işte sonunda birşeyler tam olmamış gibi.
henüz 150'inci sayfasındayken, kitabın heyecanına kapılıp, nasıl bağlancak yaa deyip, kitabın son sayfasının son pragrafına şöyle bir baktım. allah da beni top etsin cidden. kitabın sonu tam da orada yazan kitapmış meğerse.
olası okurlarına tavsiyem, kitap cidden güzel ve sonunda (!) cidden şaşırtan cinsten. yanılıp da nasıl olsa yazmaz diye açıp bakılmamalı en sonuna. sayfa sayfa okunmalı.
rahibin söylediği cümlesi aklımda kalan en etkili cümlelerinden biri : " eğer uzaklık olmasaydı hiçbir nesneyi tam olarak anlayamazdık. daha da kötüsü kendimizi diğer nesnelerden ayıramazdık. "
ilk 200 sayfayı geçtiğiniz takdirde çok akıcı bir hale gelen kitap.kitapdaki yer tasvirleri çok güzel adeta kendinizi orada hissediyorsunuz kitapdaki 3 ana karakter dışındaki hiçbir karakter oturmamış hatta fazlalık olmuş. bütün bunlara rağmen ahmet ümitin şu ana kadar okuduğum en iyi kitabı
beyoğlunu hiç bilmeyen hiç görmeyen insanlara beyoğlunu sevdiren kitap.filmi çekilecekmiş ama tarih ve oyuncular henüz belli değilmiş.
okuyanların polisiye roman budur diyeceği eserdir.
beyoğlunu anlatım açısından oldukça başarılı ama hikaye ve kurgu olarak abartıldığı kadar başarılı olmayan kitap. çarpıcı bir finali olsun, okuyucu ' ulan benim aklıma gelmişti, belliydi bu herifte bir ibnelik olduğu' desin diye yazar tarafından zorlama bir final olmuş. ama ben şimdi böyle söyledim diye okumamazlıkta etmeyin. beyoğlunun sokaklarını, dükkanlarını çok güzel ayrıntılar vererek anlatır. bu yüzden okuyun bu kitabı, iyi bu kitap..
bana beyoğlunu yeniden sevdiren kitap. istanbulu içine çekersin bu kitabı okuduğunda, katya'yla sevişirsin, kenan'la çekiciliği hissedersin, nihat'la pısırıklığı tadarsın, selim'le zenginliği anlarsın ve kitabın sonunda apışıp kalırsın.
ahmet ümit'in okunası kitaplarından biri. kitabın neredeyse tamamı sadece diyalog ve yaşananları anlatmakta. sıkılıp polisiye değil miydi bu falan diyorsunuz. ama bir final oluyor yuh nasıl yani diye afallıyorsunuz.