bir arkadaşımın ısrarlı tavsiyesine dayanamayıp okuduğum ilk ve son ahmet ümit kitabıdır. çok popüler olmuş filmlere, kitaplara hep bir ön yargılı yaklaşıyorum. bu huyumu kırmayı umut ediyordum fakat yine olmadı. 400 küsür sayfa kitabın tek bir sayfasından da mı zevk alınmaz, öyle bir şeydi. yazarın kalemini, yazım tekniğini eleştiremem çünkü o kadar edebi bilgim yok. fakat merak ettirmiyor. sarmıyor, bir şey katmıyor.
benim tavsiye edeceğim bir kitap olmayacak.
Az önce bitirdiğim kitap. Kurgusu çok yavan. Yahu polisiye kitap yazıyorsunuz işinize biraz daha önem verin. Araştırın, soruşturun ona göre yazın. Sonu herkesi şaşırtmış. Ben şaşırmadım çünkü;nasıl anlatacağımı bilemiyorum ama çok saçma.
Ahnet ümit polisiye romanı, kurgusu mükemmel okunası kitap.
selim , Kenan , Nihat üç farklı arkadaş ,
üç farklı kafadar , Her sayfası farklı bir ruh , farklı bir tat vermektedir.
Ahmet ümit çok sevdiğim bi yazar olmasına rağmen leş diyebileceğim ona hiç yakıştıramadığım bi kitap. Cinayetlerin nasıl işlendiği ile ilgili açıklama yok, 350 sayfa gezi yazısı, son 15-20 sayfa cinayet. Katil belki süprizdi ama finali çok aceleye getirilmiş gibiydi. Eğer okursanız polisiye romanın verdiği hazdan çok, beyoğlu tarihi hakkında bilgi edinmiş olursunuz. O da fena sayılmaz.
ahmet ümit'ten okumuş olduğum diğer 6 eseri daha çok beğenmiştim açıkçası.
bu kitapta çok fazla diyalog var, sürekli karakterlerin günlük yaşamına dair diyaloglar bunlar ve ilk 300 sayfada cinayete dair bir olay örgüsü yok. cinayet son 10-15 sayfada anlatılmış ve cinayetin nasıl işlendiği de söz konusu değil.
ama tüm bunlara rağmen kitabı okurken altını çizdiğim cadde, sokak, mekan isimleri oldu. resmen kitabı okurken beyoğlu'nu gezdim. ve altını çizdiğim yerleri bir kağıda not aldım, evimden çıkıp bir yarım saatte ulaşabileceğim beyoğlu'na bir de ahmet ümit'in gözüyle bakabilmek için...öyle güzel anlatmış ki o sokakları ben de yazarla beraber gezdim adeta.
galata mevlevihanesi'nin önünden daha önce defalarca geçmeme rağmen girmek nasip olmamıştı, inşallah orayı görmek istiyorum. bunun yanı sıra beyoğlu'ndaki tarihi camiler...sokakları, kafeleri, kitapçısı vs. istiklal caddesi'nde gezerken dikkat etmediğimiz ne kadar güzel ayrıntı varsa...
bir cinayet romanı olarak değil ama bir gezi yazısı olarak ben sevdim bu kitabı. ha bir de bana bayağı aradan sonra agatha christie'yi hatırlattı. hemen alıp okumaya başladım bir agatha christie kitabını.
harika betimlemelerle dolu ama vasat kurgulu bir kitap. adamın aklına iyi bir final gelmiş de üzerine daha önce yazdığı beyoğlu rehberini kopyalayıp piyasaya sürmüş gibi.
Sabah işe gelirken a101'den alıp, saat 5'te bitirdiğim 550 sayfalık roman.
"auw, elimden bırakamadim , bi solukta okudum" gibi bişey değil ama. işim raad, boş vakit çok. Sıkıntıdan okudum.
ilk 300 sayfa hakkaten sıkıcı. Beyoğlu'nda ne kadar tarihi yer varsa, bokunu çıkarana kadar anlatmış adam. Kötü mü, değil tabi. Ama polisiye gerilim cinayet diye ele alinca kitabı, ister istemez hayal kırıklığı oluşuyor bünyede.
ahmet ümit kitabıdır. bir kaç sayfasını okudum . 3 arkadaşın hikayesi ile başlıyor. sonunu getiremedim. sonra yine aynı yazarın istanbul hatırası kitabına başladım. sürükleyici bir cinayet romanı.
Ahmet ümit kalemiyle ilk tanıştığım roman.
Beyoğlu'nun didaktik ağırlıklı tasvirleri kitapta en hoşuma giden kısımlar oldu. Bilmediğim bir çok şey öğrendim.
Bir de sonuna şaşırdığımı itiraf etmeliyim.
Bunun dışında yer yer sıkan, gereksiz laf-ı güzaf yapıldığına inandığım bir roman. Abartıldığı kadar polisiye harikası değil bana göre. hatta kitap tanıtımında 'benzersiz bir gerilim' tarzı tanımlamalar vardı ama ben gerilimin g'sini görmedim.
Tavsiye eder miyim? Evet. Beyoğlu'nu 'tanımak' için okuyun derim.