beynine, okul çağlarından itibaren aşırı derece de yüklenen insandır. bu yüklenme nedir ? aşırı derece de ders çalışmaktır. herşeyin fazlası zarardır.
çıkıp dışarı da sürekli top oynamakta zararlıdır elbet. ama bir çocuğu dersin başına oturtup, günde 8 saat ders çalıştırmak ve onu mühendis ya da tıp adamı yapmak, onun sadece zararına olacaktır..
bu aşırı dereceli durumlar, ilkokul 4'ten itibaren başlar. lise ve üniversite de, tam gaz devam eder. misal makine mühendisliği okuyan bir insan.. bu tür insanlardan çoğu, aslında zeki değil sadece çalışkanlardır. dışarıdan zeki sanılırlar. bir insan kafayı sürekli çalıştırırsa, bir zaman sonra o kafanın devreleri atar. bir bakmışsın, kiraladığın ata tecavüz ediyorsun.. bir bakmışsın, nane nane diye şarkı söylemeye başlıyorsun.
o yüzden beyine fazla yüklenmemek gerekir. sonra; ''damarlarım çatlıyoooooooooooo'' diye bağırırsın.
bir insanı tabiki tıp adamı, makine mühendisi yaparsın. bunlar zaten olması gerekenler, dünyanın devamlılığı için. fakat, bir insanın kafası bazı bilgileri almıyorsa, almak istemiyorsa, ona zorla bu bilgileri yerleştirirsen, o kişi elbette bir süre sonra öğrenir bir şeyleri. ama psikolojisi bozulur. s..ilmiş bir psikoloji ile, bilim adamı olsam ne olur, olmasam ne olur ?
kendini çalışmaya , araştırmaya vermiş, hayatını bu yönde şekillendirmek isteyen insandır. ama nedense çoğu bir süre sonra kafayı yiyor kaçınılmaz olarak. yanlış anlaşılmasın!! kafayı yemekten kasıt, eline bir mikrofon alıp 'çikita muz'demek değil. adam görevine devam eder,çalışmayı sürdürür ; ama ne bilim işte anlarsın yani adamda bir takım terslikler olduğunu. normal değildir. işini mükemmel yapar; ama bir yerlerde bir eksiği vardır. görürsün bunu, fark edersin.
aşırı yükleme sonucu kısa bir müddet sonra kendini formatlaması muhtemel olan insandır. neyi aşırı yüklerseniz sonunda tersi oluyor. tecrübeyle sabittir.