insanın ne yapması gerektiğini bilemediği, bilsede yapamayacağı anlardır. hemen bir örnek;
özel arabayla tek başına eve gidilmektedir, anayoldan eve giden tali yola girilir, yağmur çiselemeye başlar. eve 3 dakika gibi bir mesafe vardır. ilerledikçe yağmur şiddetini artırarak yağmaya devam etmekte ve yolu görmek iyice zorlaşmaktadır. göz yolu seçsin diye cama iyice yaklaşılmıştır ve eve bir an önce varma isteği hakimdir. eve bir kaç metre kala yolu seçmek iyice zorlaşır, cam açılır ve kafa camdan uzatılarak son bir kaç metre tamamlanır. araba iyi kötü park edilir ve arabayı kullanan şahıs beyni varmışcasına arabadan iner. o sırada cam da kapıda pencere de olan her komşu, o insanın normal bir insan gibi beyni olduğunu düşünmektedir. o insan da durumu hiç bozuntuya vermez. zaten istese de bunu yapacak beyin fonksiyonları gelişmemiştir. yağmur çiselemeye başladığında, her beyni olan insan evladının yapacağı silecekleri açma işlemi aklına gelmediği gibi, silecekleri açmadan yolu tamamladığı da aklına gelmemiştir. çünkü her hangi bir şeyin aklına gelmesi için öncelikle aklı olması gerekmektedir. iş bu hikaye beyin olmadan araba kullanıabildiğine en iyi örnektir.
aynı insanın arabada kornanın yerini bulamamak gibi beyinsizlik örnekleri de mevcuttur;
yeni alınan araba bir kaç kez kornaya ihtiyaç duyulmadan kullanılmıştır. bir kez daha kullanmak için arabaya binilir, kontak çalıştırılır ve yola koyululur. kahramanımız gene tek başınadır. mesafeyi kısaltmak için biraz genişçene olan yaya yolunda ilerlemektedir. yolda önüne sallanarak yürüyen bir adam çıkar. "kornaya basam da adam kenara çekilsin" fikrine beyni olmamasına rağmen muvaffak olur. fakat sorun şudur ki kornanın yerini bulamamaktadır. direksiyonun ortasına sağına soluna her bi tarafına basar. "demek ki korna yandaki çubuğun üzerinde" diye düşünür fakat bir türlü nerde olduğunu bulamaz. iyice yavaşlar, tam durmaya yakın adam kenara çekilir, beyinsiz sürücümüz adam arabayı gördü de kenara çekildi zanneder. fakat yanılmaktadır. hızlanır, sağ ayna adamın koluna çarpar ve ayna yere düşer. arabayı durdurur iner, adam "kornaya bassana, görmüyo musun" der. beyinsiz sürücü "abi kusura bakma kornanın yerini bulamadım" der. adam kızsın mı gülsün mü ne yapacağını şaşırır. kornanın yerini tarif eder. beyinsiz adamdan tekrar özür diler. yere düşen aynayı adamdan alır, yerine takrar özür diler ve yoluna devam eder. kornanın yerini kontrol eder, gerçekten de çubuğun üstündedir. birkaç dakka gider, arkayı kontrol etmek için sağ aynaya bakar, fakat ne görsün? ayna yerinde yoktur. beyinsiz aynayı yerine taktığını düşünmüş fakat başarılı olamamıştır. geri döner ve yere düşen aynayı aramaya başlar, aynayı bulur fakat üzerinden araba geçtiği için ayna kırılmıştır. beyinsiz olduğuna isyan ettiği sık anlardan biridir bu an.
kişinin beyni yoksa; beynin olmadığından nasıl anlıyacak sorusunu akla getiren başlık..
acaba deli, deli olduğunun farkındamıdır? sorusu da kuvvetle muhtemeldir ***
sunum yapacak bir kızın* OHP(tepegöz)aletini açıp üstüne de alelade bir a4 koyup hocaya küfür eder gibi "hocam bu bişe göstermiyo" cümlesini kurması akabinde benim insanoğlunda beynin gelişimi hakkında hatta varlığı hakkında öyle böyle diil hakkten şüpheye düştüm ki bazısında hakkaten olmadığı kanaatine vardığım önermenin sözlüğe yansımış olması hakkaten çok enteresan. *
işte tam o andaki gülme isteğiyle birlikte bir düşünceye daldıran olay bu önermenin doğruluğuna sürükledi beni. *
bugün normal cümle kuramıyorum lan ben. aşık mı oluyorum yoksa aman allahım!