-Telefon numaranı söyle, akşama seni ararım.
-Telefon numaramı ezbere bilmiyorum yaaa. Beynim bitmiş oğlum benim.
-Hay, sana da beynine de! Neyse, görüşmek üzere...
-Sen telefon numaranı ver bari abi, ben ararım seni akşama.
-Beyinsizlere telefon numarası vermiyorum!
''Beynim bitmiş!
Son zamanlarda, insanların ilgi çekmek için kullandıkları en yaygın cümle! Eskiden zeki olmakla övünen insanlar, şimdilerde ise beyinsizlikleriyle övünüyorlar. Beyinsizler!''
Yürürken, kendi kendine konuşuyordu.
''Çok sıcak! Güneş, insanların beynini eritmiş. Beyin hücreleri ise, insanın teriyle birlikte vücudun dışına atılıyor.
Alın teri!
Alın teri, insanın eriyen beyni!''
Bir büfeden satın aldığı suyun yeterince soğuk olmaması, büfe sahibine küfürler savurmasına neden oldu. Kendi kendine konuşarak, yürümeye devam etti. Yanından geçtiği insanlar, kendisinden uzaklaşıyor, kendisine küçümseyici bakışlar savuruyordu. O, bu bakışları yakalayıp, bakışların sahiplerine geri gönderiyordu. Kimse kendisini küçümseyemezdi. Çünkü o kimseler, O'nun umrunda değillerdi.
''Benden kaçıyorlar ve bu da benim hoşuma gidiyor. Kaçın laan! Yakalarsam canınızı yakarım. Oysa, ben sizin gibi beynimin bittiğini iddia etmiyorum. Benim beynim harıl harıl çalışıyor. Sürekli düşünüyorum.
Düşündüklerim size mantıksız gelebilir, çünkü sizin beyniniz bitmiş. Siz düşünemezsiniz, birileri çıkar, sizin için düşünür ve siz o birilerinin düşüncelerine hayran kalırsınız. Beyinsizler!''
Yanından geçen küçük bir çocuğun kafasını okşayarak, çocuğa gülümsedi. Muhtemelen, çocuğun annesi olan orta yaşlardaki kadın, çocuğun kolundan tutup, çocuğu kendisine doğru çekti. Dışarıya negatif elektrik veren bu adamın, çocuğunun saçını okşamasından hiç hoşlanmamıştı. Adam, kadına anlamlı bir şekilde baktı ama bakışlarındaki anlamın ne olduğunu, ne kadın anladı, ne de adam!
''Benden korkuyorlar! Benim hakkımda ne biliyorlar ki benden korkuyorlar?
Ben tembel bir insanım. Düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum. Fakat hiçbir zaman bu düşüncelerimi, pratiğe dökemedim ve bu tembelliğim için, insanlık adına, büyük bir insanlık kuruluşu bana plaket vermesi gerekiyor. insan Hakları Mahkemesi, beni takdir etmeli!
Mesela tembel olmasaydım, geceleri sokaklarda terör faliyetlerinde bulunabilirdim. insan öldürebilirdim. Hayvanlara işkence yapabilirdim. Mezarları kazıp, cesetlerin yerlerini değiştirirdim ki bu komik olurdu. Bir kedinin boğazına tasmayı geçirip, saatlerce koşarak, onu arkamdan sürükleyebilirdim. Taciz ve tecavüz, cinayet, işkence, kamu malına zarar verme gibi bir sürü olaydan yargılanabilirdim.
Ben iyi bir insan değilim ki, ben sadece tembelim!
Ya diğer insanlar? Onlar iyi insanlar mı?
Hayır! Diğer insanlar korkak!
Ceza almayacaklarını bilseler, zevk için cinayet işleyebilirler. Tecavüzse, o insanlar için en büyük fantezi!''
Yürümekten yorulmuş ve kaldırımın kenarına çömelmişti. Önünde yürüyen insanları izliyordu. Gözleri parladı.
''Seviyorum lan sizi! Yeminler ederim ki, tembelliğimin nedeni tamamen size duyduğum sevgi!
bir sure sonra beyninizin gercekten bitebilir, cumleler pek bir sey ifade etmeyen kelime topluluklarina, kelimelerse yine pek bir sey ifade etmeyen harf topluluklarina donusebilir.
genelde cok ders calisinca olur. bir sure sonra ozetleri okumaya calisirken mavi ekran verirsiniz ve o an beyninizin gercekten de bittigi andir.