maalesef türk toplumudur.
aslında diğer tüm ülkelerde buna benzer şeyler var, basketbol maçları ne bileyim diziler, gerçek haberleri vermek yerine propaganda yapan haber sunucuları falan. ama türkiye 'de bu durum çok daha yoğun.
7'den 70'e herkes futbol veya diziler sayesinde yontulmuş bir beyne sahip. derbi maçları; maç öncesi, derbi günü ve hatta oynanıp bitikten sonra dahi devam eden bir silsileye sahip.
dünyada ve türkiye'de neler olup bitiyor bu sırada, insan olarak hangi haklarımız elimizden alınıyor, hangi katakullelerle zaten açlık sınırında yaşayan halkın cebindeki para zenginler daha da zengin olsun diye hortumlanıyor. bunlar temel sorunlar, bir de üretme araştırma ve hem ülkeye hem de dünyaya yararlı olma fikirleri var. bunlar da halkın aç karnını doyurmak ve kalan zamanını da futbol maçı ile dizi izlemek için harcadığından dolayı sıfıra yakın.
kimse maç seyretmeyin, dizi izlemeyin demiyor. ama bunlar çığırından çıkmış durumda bazı ülkelerde. arjantin'i düşünün, ekonomik krizlerden başını kaldıramıyor millet stadyumlarda yatıyor.
insan olarak değer bile görmeyen bireyler, tuttukları takım maç kazandı diye mutlu mesut uyuyor.
halinden memnun köle olmak tam olarak da bu demek.
işin en acıklı boyutu da spor karşılaşmalarında çıkan olaylardan dolayı ölen ve yaralanan, sakat kalan oluyor ve sayıları hiç de az değil.
en önemli örneği reyhanlı patlaması ile fenerbahçe galatasaray maçı 1 gün arayla meydana geldi. ve maalesef bu ülkede fenerbahçe galatarasay maçı konuşuldu. bütün ülkenin utanç duyması gerekirken bu da normal karşılandı.
spor falan bunlar güzel etkinlikler ama biz biraz işin ölçüsünü kaçırdık.
amerikayı örnek vermek yanlıştır.
amerikan toplumu dünyanın en moron ve en koyun toplumudur. amerikayı çok küçük bir azınlık ayakta tutuyor teknolojik olarak.
rahatlamayaı amaçlayan toplumdur. her sabah 8' de evden çıkıp her akşam 8' de eve dönen insanlar vardır bu ülkede. eğer futbol ve diziler yorgunluklarını bir nebze azaltıyorsa, bu mutluluk vericidir. zaman zaman gündemden kopmalı ve rahatlamalıdır insan, başka bir hayat yoktur. beden ve ruhunu korumak zorundadır.
bugün derbi olayı boyunca bunu düşündüm. benim gibi düşünenlerin olması sevindirici. spikerlerin o yapay heyecanı, gol'e sevinip, faule kızan o izleyiciler, sıradan insanlar..
ABD'yi ayakta tutan çok küçük bir azınlık değildir. TV ve spor bağımlısı olmalarına rağmen, fikirlerini serbestçe geliştirebilecekleri, rekabetin çok teşvik edildiği, insanların başarı ve kazanma duygusunun aşırı ön plana çıkarıldığı dinamik bir toplumun başarısıdır.
Steve Jobs Apple'ın başında olabilir ama Apple'ı yaratan yüzlerce fikir onun arkasındaki çalışanlar ordusundan gelmektedir.
Fikri Mülkiyet, Telif Hakkı gibi kavramlar her ne kadar konuya çok uzak gözükse de derinlemesine incelendiğinde ABD'nin başarısının ardında yatan kavramlardır.
ingilizler'in eğlenme maksadıyla yarattığı oyun zamanla tüm gençliğe sirayet etmiş ve gençlerin çoğu akademik anlamda gelişememiştir. sonraları finlandiya'ya da sıçrayan akım burdaki gençliğin de futbolla yatıp futbolla kalkmalarına neden olmuştur ki Grigory Petrov ak zambaklar ülkesinde adlı kitabında bunu yazmıştır. Türkiye de ne yazık ki bunun etkisinde üstelik çok daha fena. Spor programları, yorumcular, maç öncesi, sonrası saatlerce röportajlar. Spor yapmak kötü demiyorum. Herkes spor yapsın, futbol oynasın ama bu kadar abartılmasın. Gelişim için gençlerin daha karmaşık şeylere ihtiyacı var. 1 topun peşinde koşup beyinlerini öldürmeye değil. Dizileri söylemiyorum bile.
çok bariz bir gerçeğin altının çizilmesidir. futbol ya da siyaset dışında hiçbir fikre ya da akıma yorum yapamayan mal bir kitle var dışarıda. gerizekalı bir gençlik yetişti. çocukları da gerizekalı olacak. torunları daha da gerizekalı olacak. gelecek parlak değil. özellikle futbol tam felaket.
ingiltere ya da brezilya'da yaşasam farklı düşünürdüm. ama şu türkler denen insan grubunun elinde her şey bir illete dönüşüyor.
internet öncesi dönemde sadece tv varken evet bu durum gözardı edilemez bir gerçek olabilir ama şimdi Reklamlarla birlikte 20-00 arası dizi izleyen kişi kendi tercihini yaşıyor bana göre.
doğru bir saptama örneğidir. belki ilk başta bu tarz spor, dizi vb. sadece eğlence, farklı insan modelleriyle tanışma, yeni kültürler öğrenme amaçlı yapılıyordu. ancak şimdi bu kadar önemli olan bu sebepler işlevini büyük oranda yitirmiş durumda. şu anda bu tarz şeyler daha çok para kazanmak ve insanlara kendi düşüncelerini bilinç altlarına girecek şekilde gizli yayın yöntemleriyle, senaryolarla zorla öğretmek amaçlı yapılıyor. bizde bunları başkalarının kuklaları aracılığıyla izliyor ve takip ediyoruz.
gunahkar toplumdur. butun benligimizle kendimizi dine, ibadete vermemiz gerekmektedir ama gel gorki, bizim toplum kendini laik futbola ve laik dizilere vermistir.
yani artik ben tiksindim bu konulari okumaktan yeter yahu. bir bitmediniz. sen napiyorsun arkadasim ? dagda bir kulubede mi yasiyorsun internetin olmadan. dogal gidalarla mi besleniyorsun ? film ya da dizi izlemiyorum, muzik dinlemiyorum diyebilir misin ? hic oturup mac izlemiyorum diyebilir misin ? diyemiyorsan kusura bakma da su an yaptiginin masturbasyondan farki yok. duzen boyle, siz de bu duzene uymak zorunda olan zincire vurulmus kolelersiniz. sunu bir kabul edemediniz yahu. zaten kabul etseydiniz sozlukte sacma sapan politika,devrim,anarsi konulari konusmadiniz. yapabileceginiz hicbirsey yok, yok iste o ufacik beyniniz almiyor herhalde bunu. devrimcilik oynayacaginiza sistemden yararlanmaya bakin yoksa sistemin carklari arasinda ogutulup gidersiniz digerleri gibi.
yoksa büyük güç türkiye'yi hala eski türkiye zannetmezlerdi. Futbol programlarından ve dizilerden beyinleri uyuşmasaydı uzun adam'ı dam gibi tanıyabilirlerdi. Yazık onlara, iş aldılar başlarına...
