beyinsizin beyni

entry1 galeri0
    ?.
  1. Hrant Dink cinayetinin kepazeliğinden ve de Malatya vahşetinin rezilliğinden sonra Türk basınında birçok yorum yapıldı. Rahip Santoro'nun ölümü falan da hatırlatıldı tabii, arada Mehmet Ali Ağca'nın da kulakları çınlatıldı... Bu cinayetleri işleyen cahil ve kafasız köylü çocuklarının sosyoekonomik, psikososyolojik ve de alafortanfonik durumları uzun uzun irdelendi... Neyse, bu kez Avrupa Birliği yaptırmıştır diyecek serseri çıkmadı.

    Bu yorumlar boşuna yapıldı, çünkü bu gazeteleri okuyan herkes, lumpenin ne halt olduğunu biliyor.

    Lumpen de o gazeteleri okumuyor, okusa da anlayamaz. Ağır gelir.

    O zaman da havanda su dövülüyor. Emekli memurların alıp okudukları bir gazetede böyle şeyler yapmayın çocuklar gibilerden öğütler gülünç oluyor.

    Ben de hepimiz katiliz gibilerden ucuz edebiyat parçalayanlara gülüyorum... Ben niçin katil olacakmışım ulan salak? Sen onu, hayatında cami kapısından girmeyip din elden gidiyor diye oy toplamaya çalışan Ankara'daki paçavra ahbaplarına söyle! Hani birlikte laikliği kurtaracağınız arkadaşlarına...

    Altmışlı yıllarda, lise dönemimizde, okullarda müthiş bir münazara modası vardı. Aynı sınıfın en parlak öğrencilerinden, ya da farklı sınıflardan iki takım oluşturulur, sonra bu iş büyütülüp okullararası yarışmalara da uzanırdı... Bu iki takımdan biri bir tezi, öteki bunun antitezini savunur, hocalar da jüri olup karar verirlerdi (o zamanlar televizyon jürisi yoktu, çünkü televizyon yoktu, inci Çayırlı genç bir ablamızdı ama Oray Eğin henüz doğmamıştı)...

    Bu münazaraların en gözde konusu, hiçbir okulun kaçınamayacağı örnek tartışma, suçu suçlu mu işler yoksa toplum mu meselesiydi.

    Hiç şaşmaz şekilde, her seferinde, ama her seferinde de toplum işler görüşünü savunan ekip kazanırdı münazarayı! Solculuk modası vardı ya...

    Şimdi çapları ve ufukları Namık Kemal Lisesi 5 Edebiyat-B sınıfı münazara ekibinin düzeyinden ileri gidememiş olan arkadaşlar da aynı türküyü çağırıyorlar.

    Ve örneğin Lombroso gibi bir adamın doğuştan cani”sınıflandırmasını hatırlamak için bile, Virginia eyaletinde bir psikopat veledin çıkıp elli kişiyi takır takır vurması bekleniyor... (Beklenmiyor, Türk basını bu ismi bilmez.)

    Belki onu da Amerikan emperyalizmi katil etmiştir yahu!

    Anadolu kasabalarında işlenen lumpen cinayetlerinin teorisini yapacak değilim. Barbarlığın boyutları ortada. Cinsellik boyutu da ortada, zavallı kurbanların anüslerinde bile bıçak yaraları var. (Bazı köylüler eşekten kurtulup kefereye terfi etmeye mi çalışıyorlar?)

    Öte yandan derin devlet başbakanın cumhurbaşkanı olmasını önlemek için Hıristiyan Batı'yla arasını bozmak istedi gibi laflarla ileri gidecek de değilim, çünkü bu düğmeye basıldı muhabbeti de kabak tadı vermiştir.

    Size yalnızca bir olay, gerçek bir olay anlatacağım:

    Hrant Dink cinayetinden sonra bazı çevrelerde Trabzon ilimizi suçlamak eğilimi başgösterince, istanbul'dan birçok işgüzar kalktı, Trabzon'a gitti. Durumu irdeleyecekler, sorunlara eğilecekler, yatıştırma ve barışma yollarını arayacaklardı.

    Hani Fransız entellerinin üstlerine iş edinip, maydanoz olup Bosna'ya gitmeleri gibi bir şey!...

    Orada bir lumpen çocukla tanışmışlar (bunlara mihmandarlık ediyor çünkü yabancı bir ülkede dolaşıyorlar), içlerinden birine hangi takımı tuttuğunu sormuş.

    Beşiktaş yanıtını alınca da 'aman ağabey, iyi ki Fenerbahçe değil' demiş.

    Nedeni sorulunca da 'Fenerliler gâvur,' demiş, 'baksana, başlarında Fener Rum Patriği var!'

    Umarım Aziz Yıldırım üzerine alınmamıştır, fakat lumpenin düzeyi budur işte.

    Bu memlekette Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin Rum asıllı olduğunu sanan yaratıklar yaşıyorlar, üstelik bilgisayar kullanıyorlar ve bu ince fikirlerini Internet Cafe'de gazoz içerken ona buna blog yapıp tuşluyorlar...

    Vallahi şimdi de bir arkadaş çıkar, bu kez hepimiz cahiliz yazar, o zaman da ben gerçekten katil olurum!

    engin ardic
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük