Hayatında tek bi insan olur unutamadığın, senelerce onunla yığınla anılar biriktirmişsindir her yerde. Her şey mükemmelken birden karşıdaki tam ters birine dönmüştür, iş bitmiştir.
aradan çok uzun zaman geçer, alışmış gibi olursun. Acısı azalmamıştır ama sadece hatırlamamayı becerebilmeye başlamışsındır, kendini tokatlamayı öğrenmişsindir. Artık geçti, bir çok parçam kopsa da yaşıyoruz derken, içinizdeki anılar sakin durmaz ve o lanet flashbackler birden beyninizde patlar, hem de en mutlu anınızda olsanız bile. Kısa süreli şok etkisi yaratır, etrafa belli etmezsiniz ama o an ya kalbiniz sıkışır ya da mideniz ağrır hemen. Beynimizin bize yaptığı kötü oyunlardandır, virüs gibidir.
biraz bosluga bakarsin. icinde var oldugunu bilmedigin taraflarini kesfedersin.bi an olayi idrak edemez, baska yone cekmeye calisirsin ama olmaz coktan bogazin dugumlenmis, gok gogsune dolmustur. dar gelirsin kendine...
sonra annen ne oldu, garson ne arzu edersiniz der, markette onun cok sevdigi sarki biter, otobuste kart basma sirasi sana gelir, sinemada film baslar, kasiyer 38.90 tuttu der, biri yol tarifi sorar.
sonra onun coktan baskasina asik oldugu akliniza gelir. denizinden uzakta kovada bi balik gibi yasamaya devam etmek zorundasinizdir.
gene...
denize ulasmak ya da ona kendinizi belli etmek icin yapacaginiz her cirpinis kovada ani dalgalanmalara sebep olacaktir.
siz kendi dalgalarinizda bogusursunuz.
"ona" kavusmak icin oldugundan bu bile guzel gelir insana...
sizi olduren bu dalgalari, cirpinislari denizin ruhu bile duymaz.
gelip hayatin, sizi kovayla baska deryalara dokecegi gunu beklemekten baska care yoktur.
avuc kadar sudaki oksijen yetecek mi bunu hicbir zaman bilemezsiniz.