Ölüm her an hatırlandığı için insanları kırmamayı öğretir, insanlara yardım etmeyi öğretir. O günü daha güzel geçirmenin yollarını ararsın. Her sabah uyandığında pencereden baktığın manzara çok daha güzeldir. Annenin yaptığı kaprisler çok daha sevimli gelir. Kardeşin atarına gülersin. insanların saklanmak için yer aradığı yağmurun altında salıncakta sallanmanın keyfine varırsın. O yaşına kadar yapmakta çekindiğin ne varsa kimseyi umursamadan yaparsın. Kışın kar yığınının üstüne de atlarsın, her taraf buz tutmuşken sokaklarda da yürürsün ve işin garibi sana keyif verir.
Kısaca Polyanna olur çıkarsın. Hayat güzelleşir sen farkında olmadan. Çatıya konan güvercin bile gülümsetir hale getirir. Her şerde bir hayır olurmuş ya hani. Gerçekten de öyleymiş.
öğrenildiğinde hayata bir başka bakmayı öğretir. uçan kuş, yağan kar, her gün gördüğün manzara çok daha farklı gelir ya gözüne. yağan kar sen mutlu ol diye. uçan kuşun kanadındaki rüzgar sen serinle diye. manzara her baktığında için huzurla dolsun diye.
ama öğrendiğin ilk zamanlar. hiçbir şeyden haberin yokken.
ağrıdan ölüyorum sözlük. iyi huylu dedikleri şey şu an ergenliğine girdi galiba. dışarı çıkmak için kafatasımı yumrukluyor resmen.
tek getirisi sabır ve kimse üzülmesin diye sürekli gülmeyi öğrenmek.
birkaç gündür dayanılmaz bir ağrısı var. sağ tarafta şakaktan başlayıp ense köküne kadar ilerleyişini hissediyorum. kımıl kımıl. sağ elimin parmak uçlarıyla ayak parmaklarımın uçları da yukarı doğru sızlıyor ilk kez böyle oluyor. 2016 yılından bu yana başım ağrımazdı bile. çukur evimiz, yamaç babamız doğru söylemiş. sıkıntı yoksa sıkıntı varmış arkadaşlar.
t: sıkıntılı anlarda “zaten beyin istifasını verir yakında” diye kendini avutmak.
bir de mide kanserinden ölen çocukluk arkadaşım var. mide kanseri olduğunu bana burger kingde kolasını kafaya dikerken söylemişti. ailesi çok sıkı bir tedavi sürecine sokmuştu ama işte bir şekilde kaçardı hep. çok çok daha iyi anlıyorum onu şimdi. geçen 6 yıl için özür dilerim, her gün kızıp saydığım için, seni şimdi anladığım için özür dilerim. umursamazlıktan değil korkudanmış meğer kaçışların.
başlıkta zaten dört entry var, üçü benim. hep böyle sağlıklı olun, allah kimseye vermesin.
aylardır kullanılan ilaçlar, baş ağrıları, hastaneler, çekilen mrlar tomografiler hepsi bitti heeepppsssiiii. mr sonucu için doktorun yanındayken sesini kaydetmiştim artık en sevdiğim ses onunki, en sevdiğim isim doktorun adı.
hayatımın en verimli 4 yılıydı. her kötü şey ne çok şey katıyormuş meğerse. yanımda olanı gördüm, yeni arkadaşlar edindim. ben bile ilaçlardan bıkıp çok ciddi bir şekilde böyle olayı büyütüp büyütüp bırakın bir köşede öleyim triplerine girmişken bile burnumu tıkayıp zorla ilacı içiren insanlar edindim. “senin tribinle mi uğraşacağım” diyenler de oldu, hepsine güle güle. sevgi ne güzel şey hele ki böyle anlarda.
en çok kimi seviyorsun sorusunun cevabı hastaneden çıkar çıkmaz arayıp gülerek haber verdiğin ilk kişi mesela öğrendim bugün. o yüzden birisi herkesten çok daha ayrı.
ya nasıl güzel bir gün. desteklediğim parti kazandı, iyileştim, yarına iş görüşmelerim var. şaka gibi bi gün oluyor cidden. e o zaman dans *
bu başlıktaki diğer bütün entrylerimi üzüldüğümde okuyup “sen neler atlattın bu ne ki bee” demek için burada bırakıyorum. bir daha uğramamak üzere, sana da güle güle başlık.