çocukken çok oynardım bee. demir topaç almıştı babam. sonra 2 tl ye bi tane uzun iplerinden almıştım. arkadaş çektikçe beyblade daha hızlı dönüyordu. çok topaç kırmıştım onunla.
Dönerken ışığı yananlardan alıp mahallede hava atıyordum. Ta ki gaza gelip ikinci kattan sokağa doğru fırlatmak suretiyle döndürmeye çalışana kadar. Parçalandığı yetmezmiş gibi 2-3 parçasını da bulamamıştım.
yeşil beyblade vardı saciteryo muydu neydi.aavunması çok güçlüydü. sahibinin annesi ölmüştü çocuk onun kolyesini taşıyordu. çocuk yenilmişti ağlıyordu. bi anda kolyesi parıldadı beyblade e bişey girdi. kara kaplumbağa mı ne oldu sonra işte. neyse kai den sonra en sevdiğim karakter.
ne güzel günlerdi be. unkapanı'ndan almaya giderdik. renk renk boy boy seçerdik. çubukları çok çabuk aşınırdı. peder ateşi ile düzeltirdi.ansızın versus da kırılan beyblade'i ağlayarak ceset gibi eve götürürdük. keşke o zamanlara tekrar dönebilseydim.
o ney heyecandı be izlemek için başına toplanırdık. beyblade in o fırlasmasıyla başlayan aksiyon o zamana göre mükkemmel animasyonlar. kırtasiyelerde satılan plastik ve demirden beybladeler demir almaya paramız yetmiyordu ama plastik de iş görürdü.
efsaneler efsanesi çizgi dizi. ne izlerdik, ne oynardık be. bazen evdeki materyallerle yapardık saldırı çemberi, küçük denge bilyeleri ve topaç bir nesne bulupta...