vakti zamanında bizi ellerimizde leğenlerle dolaşmaya iten, topaçlarımızı çarpıştırmamıza sebebiyet veren animedir. hele ki birer karakter bulup kendinizi onun yerine koyduysanız, gelsin çete savaşları.
ne havalıydı be. çöp kutularının kapağını ters çevirip oynadığımız o günler. beyblade ine demir takıp diğerininkini kıran sonra dayak yiyen veletler falan. hey gidi günler.
kai'nin değil de takao'nun en güçlü karakter olmasını hazmedemediğim, hayalgücüme çok hoş şekilde katkısı olan anime. kırmızı anka kuşu'yla beyaz kaplan mühürlendiğinde samimiyim ne üzülmüştüm..
Benim çocukluğum pek iyi değildi. Pek istediğimi yapamazdım. Bir kere alabildim beyblade. Sokaktaki çocuklar çarşıya çıkıp en pahalılarından alıp hava atarken ben pazardan aldığım ucuz beyblade imle biraz ezik ama mutlu hissederdim. Hep de kıskanırdım o pahalı beyblade i olan çocukları. Beyblade imi ilk aldığımda dandikliğine siktir et deyip anı yaşamıştım çocuk halimle. Öyle mutluydumki 2 gün sonra kırılacağını söyleseler dünyayı başlarına yıkardım. Ama maalef 2 gün sonra kırıldı. Benim hiç hatam yoktu esasında kırılmasında. Ama işte bir şekilde kırılmıştı sonuçta. Öyle üzülmüştümki... ama ağlamamıştım tutmuştum kendimi... biliyordumda aslında bu ilk ve son beyblade im di... ve hep içimde ukte olarak kalacaktı o havalı çocukların pahalı beyblade leri.
çocukluğumun animesi. hele ruslarla yapılan final maçında rei'nin hastaneye kaldırılması sahnesinde acayip duygulanmıştım.
aynı maçta kai reyiz kaybetmiştir. son maçta takao ve yuri karşılaşmış, yurinin türlü oyunlarıyla takao ve ejderhası hiçbirşeyin olmadığı bi yere düşmüş (belki de bayıldığı an rüyasında görmüştür tam anımsayamıyorum) ve ilk kez mavi ejderhayla konuşmuştur.
orta boy bi tepsi icinde hunharca cevirdigimiz oyuncağın cizgi dizisi. Bence cok iyiydi yaa.
Ayrıca bu günkü genclere cool olmayı öğreten Kai'yi de saygıyla anıyoruz.
pokemonun yayından kaldırılmasıyla beraber biz çocuklara teselli mahiyetinde tv kanallarında yayınlanan anime dizi. hiçbir zaman bir pokemon ya da kaiketsu zorro olamadı gözümde ama o pokemon tasolarının rafa kaldırıldığı dönemde cipslerden bir kurtarıcı havasında çıkması ve şekline şemaline bakmaksızın aynı şekilde kullanma bağnazlığımız beni bu çizgi diziyi sevmeye itti.
şaka maka dallı budaklı beyblade tasolarını hiç utanmadan sıkılmadan yere dizip pokemon tasosu gibi oynadık yıllarca, hiç kimse de la şunu çevirsek daha güzel olmaz mı demedi. olmazdı da zaten, yamuk yumuk kaldırım taşlarında dönmüyordu namussuz. dönse de birbirine çarptırıp çizgi filmdeki gibi kapıştıramıyorduk. biri bir dağa öbürü öbür dağa yol alıyor, önce devrilen kaybediyordu ama tatmin etmiyor, edemiyordu bir türlü.
eski usül yere dizip vurmaca tarzı devam ettik.
güzeldi lan beyblade, ya da güzel olan çocukluktu da beyblade bahaneydi. bilemem, ilgilenmem de.
ahh ahh, kücükken beybıleyd olarak derdik aramız da, tv de izlerken altta beyblade yazardı, ama hiç güzel bi kelime değil diye üzülürdüm, bi gün abim onun okunuşu beybleyd deyince çok sevinmiştim, o mutluluk bilinç altım da kalmış.