bu haziran'da nergis yayınlarından çıkacak kitabım.. kitap, uludağ sözlük'te beyazyalan rumuzuyla yazan değerli düşünürün eserlerinden alt mesajlar çıkarma amacı gütmesiyle birlikte, bu mesajlarda sosyo-psikolojik çıkarımlar yapmaya çalışan makalalelerimden oluşmakta.. makalelerimden bazılarını burada da paylaşmaktan sevinç duyarım.. bu kadar tecrübeli ve bilgili bir kalemi değerlendirmek belki de benim pek haddime değil, ancak hoşgörü gösterileceğini umuyorum..
makale ve yazı örneklemelerime geçmeden önce, beyazyalan namıyla teoloji ve filozofi çevrelerini birbirine katan bu zat hakkında bilgi sahibi olmayanlar için şöyle bir özet geçebilirim: kendisi iffetli bir dinibütün, dinine karşı faşizan tutumlar içine giren akbabaları kovmasıyla ünlüdür ve yazım tarzı olarak cümlelerinde yüklem kullanmayı prensip olarak kabul etmez.. cümleleri belirtisiz nesne ile fiillendirilir genelde.. bu nokta ve bağlaç -de (-da)'ları bitişik, geri kalan her -de (-da')ları ayrı yazıyor olması, filoloji üstüne de ironik bir yaklaşımı olarak görülebilir beyazyalan'ın..
sözü uzatmak istemiyorum çünkü sözü edilen şahsın enetelektüel birikiminin etkisi, bana 50.000 karakter sınırına 4 defa tur bindirtir.. dilerseniz direk ustanın entryleri üzerinden çıkarım ve bulgularıma geçelim:
misallerime bu entryle başlamayı son derece yerinde buluyorum:
(#5150648)
görüldüğü gibi beyazyalan, islamiyetle terörü bağdaştırmaya çalışan densizlere en güzel cevabı, şu tanımla veriyor: ''islamın tanıma ihtiyacı olmamasıdır..'' bombalamaya da devam ediyor: ''islam ise terör terör ise islam olmayacağıdır..'' yazar burada sanırsam islam ile terörün benzeşmediğini anlatmak istiyor.. ancak şu anda isimlendiremediğim bir söz ve kelime sanatı yapmış hasımlarını kelimeleriyle ezerken.. zaten simlendirebilseydim ben beyazyalan olurdum..
(#5150629)
devam edelim.. üstadın bu yazıda atatürk'ün doğum gününü bir 'sorun' olarak tanımlaması çok tartışılmıştı kemalist çevrelerde.. ayrıca ''kendisine sorulduğunda sanırım.'' cümlesini noktayla bitirmesi de adeta imza niteliği taşımakta.. evet, bu bir beyazyalan yazısı..
(#5150834)
bu entryde de beyazyalan'ın yüklemlere karşı tutumu netçe gözüküyor, bir beyazyalan klasiği..
(#5149071)
usta kalem bu yazısındaki sinirini saklamıyor.. kesme işareti ile ayrılan bağlaç -da ile daha ilk kelimeden yine yeri yerinden oynatacak iddiaların geleceğini görebiliyoruz.. nitekim 'ergenekon silahlı terör örgütü cemaati' iddiası soluk kesmekte.. bu entrydeki en çarpıcı bölüm ise şüphesiz editlenmiş son cümlede gizli.. yazar, gereken kişilere gereken en ince cevabı yine klavyesiyle veriyor..
(#5149171)
bu yazıda özellikle bir tanım yaptıktan sonra ikinci cümleye de ''tanım::'' diye başlaması, yazara yakın çevrelerde soru işaretleri oluşmasına neden olmuştu.. ayrıca ''tiye almak alırkende yerden yere vurmak'' bileşik deyimi ilk kez türk dilinde kullanıldı bu yazıda..
(ikinci tanım cümlesindeki cümle öğeleri senkron bozukluğu istemlidir ve mehmet ali birand'ın zeka seviyesine göre düzenlenmiş bir ironiyi barındırır..)
(#5145163)
kişisel favorim.. üstad burada yıldızlı bakınızlarla verdiği efsanevi dersi pekiştirmek adına, soktuğu lafı tamamiyle izleyenleriyle paylaşıyor, adeta bir ders de takipçilerine veriyor..
(#5148809)
edebiyat otoriteleri bu yazıyı açıklamakta ise yetersiz kalmaktalar.. şifreleme tekniği kullanılmış olabilir ya da çok yüksek dozajda sembolizm var.. normal insan zekası algılayamıyor ne yazık ki.. bu sorun, beyazyalan'ın çok çektiği bir dert.. zekası, onun laneti..
şu anlık incelemelerimi burada kesiyorum.. takdir edersiniz ki bu kadar yoğun bir fikriyata sahip bir yazarın eserlerini irdelemek enerji gerektiren bir uğraş.. fırsat bulursam kitabımdan başka pasajlar da sunmak isterim size, nacizane..
üstad yazmaya devam ediyor neyse ki..
ekleme: değerli ustanın şiir yönünü ne yalan söyleyeyim sıkı bir takipçisi olmama rağmen ben de bilmiyorum.. gönlü de kelime haznesi kadar zengin olan bu adam, adının bir yazımda geçmesinden hiç ama hiç gocunmadığını belirtti ve sadece bu şiirini de sözlükle paylaşmak istediğini bana deklare etti.. bana da boynumu eğmek düştü..
buyurun: