atatürk'ü dilinden düşürmeyen ve kendisini kemalist veya ulusalcı olarak tanımlayanların kürtleri ve ak partiyi çekememesinden dolayı yarattıkları düşmanlıktır.
atatürk ü kendilerine kalkan olarak kullanan, atatürk ün gölgesinde yemedikleri çağdışı halt kalmamasına rağmen hala pişkin pişkin özgürlük ve demokrasiden bahseden, kişilerin daha özgür olmaları anayasal hak olmasına rağmen verilmeyen bi millete karşı gösterdikleri ve ülke daha özgür, daha demokra,t daha yaşananılabilir bi hale gelmesi için uğraşan partiya karşı gösterdikleri düşmanlıktır.
isimleri berk, taygun, selin, pelin vs... olan şehir kültürünü almış anne ve babalara sahip olan ve beyaz türk adını verdiğimiz bir kitlenin anadoluya karşı düşmanlığıdır.
kendilerini, bu ülkenin tek sahibiymiş gibi gören burjuva sınıfıdır.
işin ilginç tarafı,
cumhuriyet sonrası dönemde atatürk ve sonrasında inönü'den aldıkları güçle, ülkedeki bürokratik kadrolaşma hareketinin de baş aktörü olduklarından; devlet yönetiminde, atanmışların-seçilmişlerden daha fazla söz sahibi olması gerektiğine inanmak gibi çarpık ve demokrasi ile uzaktan yakından alakası olmayan düşünceleri vardır.
bu tutum,
devletin halkın hizmetkarı olmak yerine, tüm organları ile bir karabasan gibi halkının üzerine çökmesine ve onun koyun sürüsü misali; kaval sesi ne yandan gelirse o tarafa doğru meyletmesine de sebebiyet vermiştir.
onüçüncü dereceden devlet memurunun bile hizmet etmekle yükümlü olduğu vatandaşına takındığı; astığı-astık, kestiği-kestik tavırları tümüyle bu devlet despotizminin eseridir.