tamam ben de üç duble rakı içtikten sonra türk polisini eleştiriyorum. "aga yeaa adamlar göbekli; suçluyu nasıl kovalayacaklar amskym" deyu masayı gazlıyorum. ama arabayla sıcak takip farklı be koçu!
toros kullandın mı hiç? kullanma lan! "dirseğim falan ağrıyor" de. böyle bir ızdırap yok kardeşim, tofaş kullanıp kol kası yapan adamlar vardır ya, toros da pek farklı değil.
herif kaçıyor 2002 mercedesle, bizim kolluk kuvvetleri kovalıyor 96 torosla. bak ben burdan yetkilileri ayıktırayım; sabaha kadar kovalarlar. yakalarlarsa ben burada millete göt vericem.
emniyet teşkilatının modernizasyonu kapsamı altında yeni araçlar alınmış. hyundai accent! modern toros amk.
aynı zamanda bilmem kaç yıllık eski silahlar taşıyan, göremesek de işin mutfağında da muhtemelen daha pek çok eski ve iş görmez ekipmanla çalışmak durumunda bırakılan türk polisidir.
polisi zor şartlarda çalıştırmak, çağdışı ve eski püskü donanımlarla donatmakla güvenlik sağlanamaz. işlerini kolaylaştırmak ise, önce insani geçim ve çalışma şartlarına kavuşturmak, sonra da insan hakları kültürüyle desteklenmiş modern bir eğitim vermekle; ardından da faaliyetlerini bilimsel metodlarla * desteklemekle olabilir. yoksa yıllardır olduğu ve halen belli ölçüde sürdüğü gibi, polisi toplumsal sıkıntıları kaba güçle bastırma aracı olarak kullanmaktan ileri gidemezsiniz, suçları doğru düzgün çözemezsiniz ve polisi toplumla barışık kılamazsınız.
aslında olması gerekendir.. ha belki toros biraz abartmaca, ancak mini senin neyine be abicim.. bir de içinde oturan 15 - 20 yaş arası oğlan çocuklarının arabanın içine mi bakayım yoksa yola mı tereddütü tehlike arz etmiyor mu allasen? gerçi arabayı keşfetmiş olanlar artık gözlerini "sana bakıyorum,ahan şu dağlar da senin la" diye bakan gözlerden uzaklaştıramıyor o ayrı.. oysa her geçtiklerinde istiklal'den buz gibi havada donmuş elleriyle mendil satan çocuklardan bihaber olmak mümkün değil. ama isteyen bunu iyi yapıyor ya da nasıl yapıldığını öğreniyor, öğretiyor.. *
(bkz: istisnalar kaideyi bozmaz.)
