her programda çeşitli şekillerde hayat bulan (opera eserini ıslıklarla tebrik eden, en tırt şarkılara "bir daha, bir daha" tezahüratları sunan, en kötü espriye gülen, hiçbir konuda fikri olmayan ya da olan azcık fikrini ilk defa ünlü görmenin verdiği heyecanla aktaramayan) insan modelidir ki çok tehlikelidir. cuma geceleri vaktin geldiğini hissettiğinde kumandaya sinsice uzanır ve kanal d'nin kumandada karşılığına gelen sayılara bir anda basıverir.
- aa, beyaz show başlamış!
+ olum bilmem kaç oskarlı film var.
- ama beyaz show.
***
- aa, beyaz show başlamış!
+ olum süper maç var.
- ama beyaz show.
vs...
beyaz show'un bu kadar ısrarla takip ettirebilitesinin sebeplerini aramaya başlar ve o pes cümlesini -başınıza geleceklerin farkında olmadan belki de- söylersiniz.
+ tamam bari izleyelim biraz, sarmazsa maça geçeriz.
bu beyaz show neferine verebileceğiniz bir ödüldür adeta. o saniye sizle ilişkisini keser ve ruhunu beyazıt öztürk'e teslim eder. ekranda beyaz aymazlıklarını, tırtlıklarını utanmadan cesurca arka arkaya sergilemektedir. kah dünyanın en kısa ve en uzun insanından ekmek yer, kah bursalı küçük kız öğrencilerden. kah birinin boğazına hortum sokar, kah bir pot kırar. en yakın arkadaşı acun ılıcalı olan insandan daha fazla ne beklenir ki?
artık iyice sıkılır beyaz show neferinde üçüncü dünya savaşını başlatabilecek kadar etki yaratan o soruyu sorarsınız.
+ sıktı ya, değiştirsek mi?
hayatınızda duymadığınız hızda ve desibelde kelimeler kurşun olmuş üzerinize yağacak, bütün kaleleriniz zaptedilecek, bütün tersanelerinize girilecek, bütün ordularınız dağıtılacak ve beyninizin her köşesi "beyaz" tarafından bilfiil işgal edilecektir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, en yakın arkadaşınız gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilecektir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; beyaz show'u kapatmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!