"üç masa ötede bafra içen bir tanrı
bacak bacak üstüne atmış
penceresinde bir şehir şehirde bir sokak
sokakta bir beyaz rus kadın
iskemleler arkasından koşar
beyaz rus kadın kaçar
bir tiren şimdiler
bankadaki işini bitirmiş pantolonunu giymekte
sen bir devsin ne diye bu evde oturursun
ne diyeee
bozdurup bozdurup kullanırsın
ne diye elişinden bir tanrıyı
sigara içen parmaklarıyla
seninki hala penceresinde
beyaz rus kadın kaçar."
hayatımın en güzel ve anlamlı ve tadına doyum olmayan bir buçuk yılını
bana yaşatan, "varolmanın dayanılmaz hafifliğini" hayalden gerçeğe çevirmiş
olan kadın..
beyaz rus kadın başkaları için ne ifade eder bilemiyorum fakat
benimle benzer duyguları yaşayanlar, söylemek istediklerimi çok daha iyi anlayacaklardır..