beyaz melek

    16.
  1. senaryo ve müzik harbiden şahane.
    ben bile ağladım baya.
    senaryo ilk etapta boş gibi duruyor "bu adam niye kaçıyor la" demekten geri duramıyor insan ama sonunda kaçış sebebini söyleyince "tamam lan mantıksızlık kalmadı." diyor.
    ne yalan söyleyeyim ilkin ben de "ya başka filme gidelim" dedim isimden dolayı ama filmden sonra utandım biraz.
    *
    9 ...
  2. 32.
  3. yıldız kenter, gazanfer özcan, erol günaydın, hüseyin avni danyal bu filmi mahsun yönetiyor diye gocunmasınlar ama bizim halk-i faraiye "ığğğ mahsun muuu? olamaz yaa o adam mı yönetmenmiş inanmıyoooruuuuaaammm" modunda takıla dursun, isterseniz şu kıralamayan ön yargıyla devam edelim.

    Şimdi bi kere en başta şunu söyleyeyim, filmi izlemedim. O yüzden bana filmin içeriği, senaryosu, oyunculukta çıkartılan iş, görüntü açılarının, müziklerin kullanılması vs. vs. konularında tek kelime etmek düşmez. ha eğer öyle bir şeyde yapılıyorsa b.k yemekten başka bir şey değildir.

    Evet filmi o öteleştirdiğimiz, kro(!), pis kokulu(!), ağzı soğan kokan mahsun kırmızıgül yönetiyor. işte tam bu noktada da "ego" devreye giriyor. Ne diyor bu ego? diyor ki "oğlum sen manyak mısın? bu filme gidipte etrafa nasıl mahsun'un filmine gittim ben dersin" diyor. çünkü adam tek karesini bile izlemediği filme baştan kusmaya hazır.

    Yani rahatsızlık "bir başkası ne der rezil oluruz" ile başlıyor. Efendim filmde ajitasyon varmış, babam ve oğlum'u izleyip zırıl zırıl ağlarken bi bok yoktu ama değil mi? mahsun kırmızıgül'ü kişilik olarak, karakter olarak sevmeyebilirsiniz. Bu çok normal. Ama bu sevmediğiniz adam bir iş yapmışsa ve yapılan işi bile görmeye gerek kalmadan bol keseden sallamaya başlarsanız o zaman karakterini sevmediğiniz adamı bırakır sizin karaktersizliğinize tükürürüm ben.

    bizi bizden uzaklaştıran bu ön yargılar olmadı mı? bu yanlış anlaşılma korkuları yüzünden belki de ağzımızın ucuna kadar gelen "allah razı olsun"ları yutkunur olmadık mı?

    Bakın, bir başkaları tarafından entellektüel, bilgili, kültürlü, zevkine tapılası insan rolleri yapabilirsiniz. Bu beni de ilgilendirmiyor. Ama sırf sen böyle gözükeceksin diye bir adama tu kaka deyip onun yaptığı her şeyede bok atmaya kalkarsan orda dur derim arkadaş!

    Senin bu ego saplantın için bir başkasının sırtına basamaz, ezemezsin.

    not: inat olsun yarın bu filme gidiyorum.
    11 ...
  4. 14.
  5. son dönemde izlediğim en harika türk filmidir.konu hiç işlenmemiş olan huzurevi gerçeğidir.bu kadar başarılı bir senaryo, bu kadar güzel müzikler, bu kadar usta oyuncular...
    film, kalbi olanların yüreğini yakar, birçok sahnede gözyaşlarınıza hakim olamazsınız... filmin içerisinde verilen çok güzel mesajlar vardır...
    (bkz: hayat herşeye rağmen yaşamaya değer)
    9 ...
  6. 60.
  7. bir sinema çalışanı olarak; (cok meraklısınız mesleğime biliyorum)

    o kadar insanın ağlaması hoşumuza gitmiyor. her seans sonrası paspas çekiyoruz lan. ağlamayın. gidin ananızın babanızın elini öpün.
    6 ...
  8. 92.
  9. Neyle kıyaslanıyor bilmiyorum ama, hangi taraftan bakılırsa bakılsın olmuş bir film'dir.
    Bir film'in vasat olabilmesi ya da kötü olabilmesi için bir kıyas yapmak şart'tır.
    örneğin; bir kıyas yapılacaksa 80 ihtilalini anlatan onlarca film arasından eleme yapabilirsiniz.
    veya aşk'ları anlatan yüzlerce türk filmiarasından kıyas yapıp birilerini ön plana
    çıkarıp aradan en iyiyi seçebilirsiniz.

    Ancak, o kadar "mega ötesi" yönetmenler, yapımcılar, varken, hakikaten böyle bir gerçeği
    kim inkar edebilir?
    HAyatınızda kaç kez huzurevi'ne gittiniz bilmiyorum.
    hayatınızda kaç kez buram buram tarih kokan yaşı 90'ı aşmış teyzelerin, amcaların elleri'ne
    dokunduğunuzda bebek yumuşaklığı hissettiniz?

    lüks içinde yaşayıp "insani" bir kokusu olmayan insanlara inat, olanaksızlıklar arasında,
    yüzlerce insanın aynı havayı soluduğu bir mekanda, bütün yaşlı insanların ne kadar güzel
    koktuklarını fark ettiniz?

    sinema yönetmeniolsaydım, teknik açıdan eleştirebilirdim filmi.
    senaryo yazarı olsam, yazım trafiği konusunda yanlışlıkları ortaya koyup eleştirebilirdim.
    günde onlarca film izleyip "teknik ezberlemiş" diplomalı bir sinema eleştirmeni olsaydım,
    eleştirebilirdim filmi.

    LAkin özel bir şirkette muhasebe departmanı'nda çalışıp, filmi izledikten sonra,
    sadece filmin yönetmeni'nin "kro"luğundan dolayı, ya da mensup olduğu irk'tan dolayı
    eleştirmek biraz ucuz olmuş. Burda kimse, ne yani mesleğimiz tekstil diye, ya da mesleğimiz
    bilmem ne mühendisi diye film hakkında eleştiri yapamaz mıyız diyebilir.
    fakat anlatmak istenenler, film hakkında olumsuz yorum yaparken ortaya atılan gerekçeler şık değil.

    bir bayan'ın film izlerken ağlaması kadar doğal bir şey olamaz.
    büyükanne'lerimizi, teyzelerimizi, annelerimizi kaç kez gördük bu şekilde?
    kaç kez dalga geçtik hatırlayın; "ulan anne sen yapma bari"
    dediğimiz zamanları bir hatırlayın...

    Erkeğin doğasında var olan başka bir şey vardır.
    "erkekler aglamaz" terimi her ne kadar
    delikanlılığa bok sürdürmemek amacıyla uydurulan bir deyim olsa bile,
    bir hatun'a bıçak dediğiniz de bile ağlayabilirken,
    bir erkeğe bıçağın ucunu gösterdiğinizde ağlamaz.
    hafif soktuğunuzda ağlamaz.
    bıçak girdiğinde eh işte, gözleri dolar belki...
    fakat bıçağı soktuğunuz yerde çevirmeye başladığınız zaman, tutamazsiniz delikanliyi...

    insanı ağlatmak için zorlanan bir film değildir. konuyu ciddiye almadıysan, gerçekliğinden
    şüphe duyduysan, karakterlerin oynadığı kişilikler sana uzak geldiyse, ya siktir git dersin
    izlemezsin, ya da kıçınla güler çıkarsın. böyle yapanlara da sonsuz saygı duyulur.
    ama ağlayıp, ulan "çok zorladı be film" derse insan, bu film olmuştur işte.

    hatta film, siz ağlamayın diye zorlamıştır uzman gözüyle bakıldığında...
    siz tam kendinizi ağlamaya programlamışken, arka plandan gelen ince esprilerle tebessüm ettirip,
    o havayı dağıtmayı istemiştir.

    ülke, kucuk emrah, ferdi tayfur, orhan gencebay, ibrahim tatlises filmleriyle büyüyüp,
    aynı filmi onlarca kez izlerken hala oturup mına koyim ne aşklar var,
    mına koyim ne hayatlar var demedimi?

    ülke; uzmanlık dalları "arabesk" olan muslum gurses'in , ibrahim tatlıses'in, Küçük Emrah'ın
    Ferdi Tayfur'un ve adını yazmaya gerek olmayan nice nice şarkıcı'ların milyonkare albümlerini almadımı?

    bu toplum'un özü zaten arabesk değil mi?
    arabesk gıda ile beslenmiyor mu toplum?...

    Toplum arabesk ve mahsun kırmızıgüL sadece bu gıda talebine servis yapan bir garsondur.

    evet ben izlerken şaşırmadım... "vay a.koyim adam iyi düşünmüş" demedim. "adam haklı lan" demedim.
    bildiğim bir konuydu, içimin acıdığı bir konuydu. güzel işlendiğine sevindim...

    recep ivedik, nasıl bu toplum'un ihtiyacı olan hadi gidelim biraz gülelim, sonra aklımızda
    bi sk kalmasın denilerek gidilen ve gülme ihtiyacımızı gideren bir gıdaysa,
    bana göre "beyaz melek" filmi de "çok şükür, en azından bilinçlenir insanlar artık"
    diyerek sevinçten gözyaşları akıttığımız film'dir ...

    Recep ivedik film'inde "murat koyiyim de tur buhahaha" tarzı repliklerin haricinde,
    son sahne'de recep'in elinde olan misketler'e bakışını, kurduğu düşleri kaçınız hatırlıyor?,
    kaçınız yorumladı, kaçınız farklı bişeyler hissettiniz o an
    ...
    Recep ivedik karakteri okuz'ün tekiydi, lakin insanoğluydu işte. adam gibi adamdı.
    cüzdan bulup taa bilmem kaç bin kilometre gidip, sahibine teslim edecek kadar toplumuzda
    nadir bulunacak gerizekalı'ydı...
    ***

    Sonuç itibari ile mahsun kirmizigul sen seçkin bir havaya sokuyorsan kendini, "kro"dur,
    sonuç itibari ile mahsun kırmızıgül, sen metal dinliyorsan, "arabesk"tir.
    sonuç itibari ile mahsun kırmızıgül, sen ırkçı gözüyle bakıyorsan olaylara, "kürt"kökenlidir.
    ama bişeyleri doğru yapmış bi adamdır...

    unuttuğunuz, sadece ara sıra ana haberlerde gördüğünüz gerçekleri size tüm
    çıplaklığıyla vermiş adam'dır.

    yüzünüzde patlayan tokat ile izlediğiniz anda ağlayıp, sonra bunu yediremeyip, sözlüğe girip
    acımazca eleştirmenize rağmen, iyi yazılmış, iyi yönetilmiş,
    oyuncu kadrosunun iyi seçildiği bir film olmuştur.

    nOT: bu filmi izledikten sonra, "çok duygulandım yarın gidip huzurevindeki dedemi,
    annemi, babamı görcemm" diyen zihniyetin de a.koyim...Acele etmeyin, bir sonraki filmde gidersiniz...
    8 ...
  10. 4.
  11. mahsun'a olan önyargıdan dolayı herkesin mahsun mu kesinlikle izlemeyeceğim diyeceği ama gişede bilmem kaç milyon seyirciye ulaşacak, insanların film çıkışında da kendi kendilerine vay be mahsun'dan böyle bir şey beklemezdim diyeceği filmdir.
    7 ...
  12. 138.
  13. 19.
  14. Sinemadan eve döner dönmez yorum yazma ihtiyacı duymama neden olan, tüm anne babaların yetişkin çocuklarıyla gitmesi gereken, senaryosuyla, müziğiyle, görüntüsüyle Mahsun Kırmızıgül'ün ayakta alkışlanmayı hakettiği filmdir. Yaşlı insanların huzur evinde yıkandığı banyo sahnesi şimdiye kadar izlediğim en etkileyici sahnedir sanıyorum.. Emeği geçen bütün oyuncuların tek tek ellerinden öpmek istiyorum. Budur!! diyorum..
    5 ...
  15. 31.
  16. eksi sozluk, uludag sozluk'de bulunan yazarlarin bircogunun mahsun kirmizigul tarafindan cekilmis olmasinin sonucu kotulenen film.
    ben de sevmem mahsun kirmizigul'u ama sirf yonetmen, senarist ve oyuncu diye o filme gitmemek biraz haksizlik. elestiri yapabilmek icin o filme gitmek gerekiyor. ben gitmedim ama acikcasi cok merak ediyorum. belki kotudur bilmiyorum ama sozluklerde yazilan yorumlari cok agir buluyorum ozellikle "iyyy mahsun" seklinde olanlari. bu kadar kaliteli oyunculari biraraya getirebilmis olmasi bile turkiye'deki yapimlar icinde onemli bir yeri hak etmesine imkan sagliyabilir. ne yazikki bizim ulkemizde sanatcilarin degeri oldukten sonra anlasiliyor. en azindan bu ustalarimizi bir kez daha hatirlamis olacaz bu film sayesinde.
    ayrica muzigi icin bile cok ozen gostermis oldugunu okudum gazetelerde. belki mahsun kirmizigul sinema bilgisiyle yetersizdir ama bu iyi bir baslangic olabilir.
    4 ...
  17. 30.
  18. toplumda mahsun kırmızıgül ismi bir itici hale gelmiş ve duyulduğu anda hemen kötü damgası yapıştırılıyor.
    şimdiye kadar yaptıklarını beğenmeyebilirsiniz, imajını, sesini, şarkılarını kötüleyebilirsiniz gerçi kötü değildir.
    Adam tutmuş bir film yazıp yönetmiş, başrol oyuncuları arasında da oyunculuğu da yapmış. çok da güzel olmuştur. Ağlatmıştır, hüzünlendirmiştir ve başarılı olmuştur.
    içinde mahsun olduğu için filmi direkt kötüleyenlere sesleniyorum. bu filmi james wan yazıp yönetseydi hiç bu eleştirler olmayacaktı. ön yargılardan kurtulup izlenmesi gereken bir film.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük